İlhan Ahmet’ten Özay Şendir’e mesaj gitmiş
Geçen hafta köşesinde İlhan Ahmet’in siyasetini konu alan bir yazı yazan Milliyet yazarı Özay Şendir, bugünkü yazısında İlhan Ahmet’ten mesaj aldığını yazdı.
Özay Şendir bugünkü yazısını yine Rodop Milletvekili İlhan Ahmet’e ayırdı.
“Türk – Yunan ilişkilerinde utanma sınırı” başlıklı köşe yazısında Özay Şendir geçen haftaki yazısı nedeniyle İlhan Ahmet’ten uzun bir mesaj aldığını belirtti. Şendir, İlhan Ahmet’in gönderdiği mesajın özetinin “Kathimeri’niye verdiğim röportajda Dendias adı geçmiyor” şeklinde olduğunu yazdı.
Şendir yazısında İlhan Ahmet’in anlayışı ve siyasi duruşuyla ilgili bazı örneklere de yer verdi.
İlhan Ahmet’in, Yunanistan’ın 1821’de Osmanlı’ya karşı Mora Ayaklanması ile ilgili sarf ettiği “Milli Yeniden Diriliş her türlü zorbanın despotizm ve haksızlığına karşı kitlelerin sosyal uyanışı, tarihi açıdan 1821 Devrimi’yle örtüşmektedir.” ve “Çok kültürlü Trakya, 1821’in mücadelecilerinin büyüklüğü önünde saygıyla eğilmektedir.” ifadelerine yer vererek, gelen tepkiler üzerine İlhan Ahmet’in bu mesajı sildiğini belirtti.
İlhan Ahmet’in Danışma Kurulu’ndan ihraç edildiğini de hatırlatan Şendir, SKAI Tv’de ‘Türk Azınlık’ ifadesi ile ilgili olarak “Hiçbir zaman söylemedim. Trakya’daki azınlık Lozan Antlaşması’nda Müslüman azınlık olarak tanımlanmıştır.” şeklindeki beyanatlarına da yerdi. İlhan Ahmet’in tayinli müftülerden yana tavır aldığını da yazan Şendir, insanın utanma sınırlarını bu kadar kolay aşabilmesine üzüldüğünü belirtti.
Milliyet yazarı Özay Şendir’in bugünkü yazısı şöyle:
Türk – Yunan ilişkilerinde utanma sınırı…
Londra’da Heathrow Havalimanı’na gidenler gayet iyi bilir, eğer pasaport kontrolünde Hint asıllı bir İngiliz görevliyle karşılaşırsanız, vizeniz olmasına rağmen oldukça sert bir sorgulamaya tabi tutulursunuz. Milliyet, inanç ya da siyaset fark etmiyor, sonradan olanlar, doğuştan olanlara karşı hep bir eziklik duyar ve hep onlara yaranma çabası içinde olurlar.
Geçen hafta Kathimerini’ye verdiği röportajda Yunanistan Savunma Bakanı Dendias ile aynı çizgide buluştuğunu söylediğim PASOK Milletvekili İlhan Ahmet vardı. Bu kişiden uzun bir mesaj aldım. Mesaj özetle “Kathimeri’niye verdiğim röportajda Dendias adı geçmiyor” diyor. Birisiyle “Aynı çizgide buluşmak” için adını anmanıza gerek yok zaten. Dendias ile Ahmet İlhan Türkiye’ye hep şüpheyle bakmak, hep bir komplo teorisi kurmak konusunda aynı çizgide buluşuyorlar.
Yazdıklarımı ispat ederek ilerleyeyim: Yunanistan için bağımsızlık mücadelesi 1821’de Osmanlı’ya karşı Mora Ayaklanması’yla başlar. Kimi kaynaklar 20 bin civarında kişinin öldürüldüğünü söyler. Bu İlhan Ahmet’in 2023 yılında yaptığı paylaşımındaki cümlelere bakalım: “Milli Yeniden Diriliş her türlü zorbanın despotizm ve haksızlığına karşı kitlelerin sosyal uyanışı, tarihi açıdan 1821 Devrimi’yle örtüşmektedir.” İlhan Ahmet, mesajının devamında şunları da yazmış: “Çok kültürlü Trakya, 1821’in mücadelecilerinin büyüklüğü önünde saygıyla eğilmektedir.” İlhan Ahmet’in gelen tepkiler üzerine sildiği bu mesajın fotoğrafı sayfada gördüğünüz fotoğraf.
Diyebilirsiniz ki seçmenleri güveniyor ve oy veriyorsa size ne oluyor. Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu bu İlhan Ahmet ve Yassıköy Belediye Başkanı’nı 2022’de ihraç etti. İhraç kararının gerekçeleri oldukça net, dileyen arayıp bulabilir.
Yunanistan’da Batı Trakya Fenerbahçeliler Derneği var. İsmi nedeniyle, yani Batı Trakya tabiriyle, ulusal güvenliğe tehdit olduğu gerekçesiyle bu derneğe kapatma davası açıldı. Derneğin isminin neden Batı Trakya tabirini içerdiğini sorgulayan kişi yine bu İlhan Ahmet’ti.
Sadece Batı Trakya değil, Türk adıyla da bir derdi var İlhan Ahmet’in. SKAI TV kanalına verdiği bir mülakatta sunucunun Türk azınlıktan bahsettiği yönünde bilgiler olduğunu söylemesine cevap olarak “Hiçbir zaman söylemedim. Trakya’daki azınlık Lozan Antlaşması’nda Müslüman azınlık olarak tanımlanmıştır. Bununla ilgili en ufak bir şüphe yok” ifadesi de kendisine aittir. İstanbul Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuş biri, uluslararası anlaşmalara atıfta bulunuyorsa, Lozan’ın iki ülke karasularını 3’er mille sınırladığı, hem karasuları hem de hava sahasında Lozan Anlaşması’nı Yunanistan’ın bozduğunu söylemesini ya da 1947 Anlaşması’na göre Yunanistan’a devredilen adaların mutlaka silahsız olacağına dair kesin hükümler içerdiğini de söylemesi gerekir değil mi? Hayır, İlhan Ahmet, önünde eğildiğini söylediklerinin canını sıkacak cümleler kurmadı asla.
Şu gerçeği gözardı etmiyorum, İlhan Ahmet sonuçta Yunanistan Milletvekili ve Yunanistan’ın haklarını ve milletvekili seçildiği bölgedeki insanların haklarını savunacak. İlhan Ahmet, Yunanistan’ın haklarını savunmada pek mahir ama bölgede yaşayan soydaşlarımızın hakları konusunda acaba ne yapıyor diye de baktım:
İlhan Ahmet’in Türk kelimesini kullanmamak için rehber edindiği Lozan Anlaşması’na göre, Batı Trakya’daki Türkler kendi müftülerini seçme hakkına sahipler. Buna karşın Yunanistan seçilmiş müftüleri tanımıyor, yerine atama yapıyor. Bu durumda İlhan Ahmet ne yapıyor derseniz, elbette Atina’nın atadığı müftülerden yana tavır almış, sorunu daha da karmaşık hale getiren atanmış din görevlilerinin maaş alması konusunda çalışmış.
İlhan Ahmet’in İskeçe Azınlık Ortaokulu-Lisesi’nde yaşanan eğitim sorunlarına velilerle birlikte tepki gösteren azınlık liderlerine karşı verdiği tepkiyi de es geçmeyeyim.
İlhan Ahmet’in Türkiye’deki iç siyasete dair söyledikleri de var ama meseleyi siyasi saldırı altındayım noktasına getirmemesi için oralara girmiyorum. Benim problemim insanların haklarını savunan Sadık Ahmet’ten, bugün İlhan Ahmet’e gelmiş olan çizgi. İnsan utanma sınırlarının bu kadar kolay aşılabilmesine üzülüyor sadece.