B.T.A.Y.T.D. “Müslümanlara Karşı Hoşgörüsüzlük ve Ayrımcılık” konulu AGİT Toplantısına Katıldı
19 Şubat 2016 tarihinde Viyana’da düzenlenen toplantıda B.T.A.Y.T.D. Üyeleri Pervin Hayrullah, Onur Mustafa Ahmet ve ABTTF Temsilcisi Fatih Hafız Mehmet Batı Tr
Batı Trakya
24 Şubat 2016
19 Şubat 2016 tarihinde Viyana’da düzenlenen toplantıda B.T.A.Y.T.D. Üyeleri Pervin Hayrullah, Onur Mustafa Ahmet ve ABTTF Temsilcisi Fatih Hafız Mehmet Batı Trakya Türk Azınlığını temsil ettiler.
Toplantının ilk oturumunda söz alan Onur Mustafa Ahmet Batı Trakya Türklerinin maruz kaldıkları nefret ve şiddet temelli suçları katılımcılara aktardı.
Mustafa Ahmet konuşmasında;
- 28 Ocak 2016 tarihinde İskeçe Seçilmiş Müftülüğüne bağlı bir imamın kendilerini “Trakya’nın Bekçileri” olarak tanıtan bir grubun üyeleri tarafından kaçırıldığını ve bu şahısların Müftü’ye yönelik hakaretlerde bulunarak, Müftü ve ailesine imam aracılığıyla tehditlerini ilettiklerini,
- 8 Aralık 2015 tarihinde D.E.B. Partisi’ne kendilerini “Trakya’nın Bekçileri” olarak adlandıran grubun üyeleri tarafından yapılan saldırıyı ve bu saldırıda parti genel merkezine verilen maddi ve manevi zararı,
- 7 Aralık 2015 tarihinde Selanik Makedonya-Trakya Müslümanları Kültür ve Eğitim Derneğine yapılan saldırıyı,
- 17 Nisan 2015 tarihinde Gümülcine’deki Mahmut Ağa Camii ve Alankuyu mescidi’ne yapılan saldırıyı ve
- 7 Mart 2015 tarihinde Dimetoka Müslümanları Spor, Kültür ve Eğitim Derneği’ne yapılan saldırıları dile getirdi.
Aynı oturumda daha sonra söz alan Fatih Hafız Mehmet de Batı Trakya Türk Azınlığı’nı hedef alan nefret temelli saldırıları ayrıntılarıyla aktardı.
İlk oturuma ayrılan zamanın dolması nedeniyle ikinci oturum sırasında cevap hakkını kullanan Yunan delegasyonu temsilcisi, nefret suçlarının sadece Yunanistan’da değil her yerde işlendiğini, Yunan polisinin görevini layıkıyla yapmaya çalıştığını belirterek Batı Trakya’da yaşayan toplumun çoğulcu bir yapıya sahip olduğunu ve bölgede hoşgörünün hakim olduğunu savundu. Yunan temsilci ayrıca Azınlıkla ilgili diğer konulara 2015 AGİT İnsani Boyut toplantısında verdikleri cevaba atıfta bulundu.
Toplantının ikinci oturumunun süre kısıtlaması nedeniyle üçüncü tematik oturumunda söz alan B.T.A.Y.T.D. üyesi Pervin Hayrullah, Yunanistan için olumlu uygulama noktasında verilecek pek örnek bulunmadığını, çünkü politikayı belirleyenlerin asıl kendilerinin “diğerleri”ne karşı hoşgörüsüz olduğunu belirtti ve yıllardır tartışma konusu olan “Atina Camii” konusunu örnek verdi. Hayrullah konuyla ilgili Batı Trakya Camileri Din Görevlileri Derneği’nin yıllardır Batı Trakya dışındaki camilerde ibadet etme izni için başvurduğunu fakat buna yetkililerin izin vermediği örneğini de ekledi. Eğitim yaklaşımlarına da değinen Hayrullah, Yunanistan sisteminin kapsayıcı değil ayrımcı bir yaklaşımı olduğunu aktardı.
Ayrıca, İslamofobi konusunda Atina’nın halen Avrupa’nın cami bulunmayan tek başkenti olduğunu ve bunun Yunanlı yetkililerin önyargılı niyetleri ve yaklaşımlarını açıkça ortaya koyduğunu ifade etti. Hayrullah son olarak Yunanistan’da Müslüman kadınların ayrımcılığa maruz kaldığını özellikle Türk Azınlık kadınlarının iki defa azınlık olduğunu belirtti. AGİT taahhütlerinin Yunanistan gibi bazı katılımcı ülkeler için yeterince etkili olmadığını ve bu taahhütlerin uygulanması konusunda daha etkili önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı.
Toplantıda dikkat çekici önemli noktalardan biri Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe-Din Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Şenay’ın, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Müslümanlara Karşı Hoşgörüsüzlük ve Ayrımcılıkla Mücadele Özel Temsilcisi olarak görevlendirilmesiydi.
AGİT Dönem Başkanlığını bu yıl Sırbistan'dan devralan Almanya, özel temsilcilik için gösterilen adaylar arasından Doç. Dr. Şenay'ı tercih etti. Aynı zamanda AGİT İnanç Özgürlüğü Danışma Kurulu üyesi olan Şenay, Müslümanların karşılaştığı ayrımcılık, yabancı düşmanlığı, nefret suçları ve İslamofobi gibi konularda araştırmalar ve raporlar hazırlayacaklarını ve bunların önlenmesine yönelik öneriler sunacaklarını ifade etti.
Toplantının ilk oturumunda söz alan Onur Mustafa Ahmet Batı Trakya Türklerinin maruz kaldıkları nefret ve şiddet temelli suçları katılımcılara aktardı.
Mustafa Ahmet konuşmasında;
- 28 Ocak 2016 tarihinde İskeçe Seçilmiş Müftülüğüne bağlı bir imamın kendilerini “Trakya’nın Bekçileri” olarak tanıtan bir grubun üyeleri tarafından kaçırıldığını ve bu şahısların Müftü’ye yönelik hakaretlerde bulunarak, Müftü ve ailesine imam aracılığıyla tehditlerini ilettiklerini,
- 8 Aralık 2015 tarihinde D.E.B. Partisi’ne kendilerini “Trakya’nın Bekçileri” olarak adlandıran grubun üyeleri tarafından yapılan saldırıyı ve bu saldırıda parti genel merkezine verilen maddi ve manevi zararı,
- 7 Aralık 2015 tarihinde Selanik Makedonya-Trakya Müslümanları Kültür ve Eğitim Derneğine yapılan saldırıyı,
- 17 Nisan 2015 tarihinde Gümülcine’deki Mahmut Ağa Camii ve Alankuyu mescidi’ne yapılan saldırıyı ve
- 7 Mart 2015 tarihinde Dimetoka Müslümanları Spor, Kültür ve Eğitim Derneği’ne yapılan saldırıları dile getirdi.
Aynı oturumda daha sonra söz alan Fatih Hafız Mehmet de Batı Trakya Türk Azınlığı’nı hedef alan nefret temelli saldırıları ayrıntılarıyla aktardı.
İlk oturuma ayrılan zamanın dolması nedeniyle ikinci oturum sırasında cevap hakkını kullanan Yunan delegasyonu temsilcisi, nefret suçlarının sadece Yunanistan’da değil her yerde işlendiğini, Yunan polisinin görevini layıkıyla yapmaya çalıştığını belirterek Batı Trakya’da yaşayan toplumun çoğulcu bir yapıya sahip olduğunu ve bölgede hoşgörünün hakim olduğunu savundu. Yunan temsilci ayrıca Azınlıkla ilgili diğer konulara 2015 AGİT İnsani Boyut toplantısında verdikleri cevaba atıfta bulundu.
Toplantının ikinci oturumunun süre kısıtlaması nedeniyle üçüncü tematik oturumunda söz alan B.T.A.Y.T.D. üyesi Pervin Hayrullah, Yunanistan için olumlu uygulama noktasında verilecek pek örnek bulunmadığını, çünkü politikayı belirleyenlerin asıl kendilerinin “diğerleri”ne karşı hoşgörüsüz olduğunu belirtti ve yıllardır tartışma konusu olan “Atina Camii” konusunu örnek verdi. Hayrullah konuyla ilgili Batı Trakya Camileri Din Görevlileri Derneği’nin yıllardır Batı Trakya dışındaki camilerde ibadet etme izni için başvurduğunu fakat buna yetkililerin izin vermediği örneğini de ekledi. Eğitim yaklaşımlarına da değinen Hayrullah, Yunanistan sisteminin kapsayıcı değil ayrımcı bir yaklaşımı olduğunu aktardı.
Ayrıca, İslamofobi konusunda Atina’nın halen Avrupa’nın cami bulunmayan tek başkenti olduğunu ve bunun Yunanlı yetkililerin önyargılı niyetleri ve yaklaşımlarını açıkça ortaya koyduğunu ifade etti. Hayrullah son olarak Yunanistan’da Müslüman kadınların ayrımcılığa maruz kaldığını özellikle Türk Azınlık kadınlarının iki defa azınlık olduğunu belirtti. AGİT taahhütlerinin Yunanistan gibi bazı katılımcı ülkeler için yeterince etkili olmadığını ve bu taahhütlerin uygulanması konusunda daha etkili önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı.
Toplantıda dikkat çekici önemli noktalardan biri Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe-Din Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Şenay’ın, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Müslümanlara Karşı Hoşgörüsüzlük ve Ayrımcılıkla Mücadele Özel Temsilcisi olarak görevlendirilmesiydi.
AGİT Dönem Başkanlığını bu yıl Sırbistan'dan devralan Almanya, özel temsilcilik için gösterilen adaylar arasından Doç. Dr. Şenay'ı tercih etti. Aynı zamanda AGİT İnanç Özgürlüğü Danışma Kurulu üyesi olan Şenay, Müslümanların karşılaştığı ayrımcılık, yabancı düşmanlığı, nefret suçları ve İslamofobi gibi konularda araştırmalar ve raporlar hazırlayacaklarını ve bunların önlenmesine yönelik öneriler sunacaklarını ifade etti.