Kathimerini’den çarpıcı karşılaştırma: İstanbul Rum okullarına destek, Batı Trakya Türk okullarına engel
Kathimerini: Türkiye, İstanbul Rum Azınlığının okullarını yaşatma çabasına destek verirken; Yunanistan, Batı Trakya Türk Azınlığının okullarını kapatıyor.

Yunanistan'ın önde gelen gazetelerinden Kathimerini'de 13 Eylül 2025 tarihinde yayımlanan haber, Türkiye’de Rum azınlık okullarına yönelik destekleyici tavrı överken; Batı Trakya’daki Türk azınlık okullarının kapatılmasını görmezden gelemiyor.
İstanbul Rum toplumunun en köklü eğitim kurumlarından biri olan Fener’deki “Μεγάλη του Γένους Σχολή” (Megali tou Genous Scholi / Büyük (Rum) Milletin Okulu) bu yıl ilk kez yeni öğrenci kaydedemedi. Kathimerini gazetesinde Lina Giannarou ve Manolis Kostidis imzasıyla yayımlanan iki bölümlü haberde, Rum okullarının öğrenci azlığına rağmen ayakta tutulmaya çalışıldığı ve Türkiye makamlarının eğitim alanında sorun çıkarmadığı vurgulandı. İstanbul’daki Rum okullarında bugün toplam 302 öğrenci bulunuyor.
Haberde Rum okul yöneticileri ve Türkiye’deki yetkililer, “zorluklara rağmen eğitim ışığının sönmemesi için çaba gösterildiğini” dile getirirken, Türkiye’nin özellikle Gökçeada ve İstanbul’da Rum azınlığın okul taleplerine olumlu yaklaştığı belirtildi.
Kathimerini’nin Türkiye muhabiri Manolis Kostidis ise haberin 2. bölümüne ait yazısında Rum okullarının modernizasyonu için atılan adımları anlattı. Türk makamlarının projelere kolaylık sağladığını, Yunan hükümetinin ve kurumlarının da destek verdiğini kaydeden Kostidis, yeni kuşakların yetiştiğine dair umut verici örnekler paylaştı.
Ancak yazının sonunda Batı Trakya’ya değinen Kostidis, Yunanistan’ın İskeçe’nin Mizanlı (Palios Zigos) köyünde azınlık ilkokulunu açmamasını eleştirerek şu ifadeleri kullandı:
“Bir (İstanbul Rum) azınlık mensubu olarak üzülüyorum. Batı Trakya’da, İskeçe’nin Mizanlı köyünde azınlık okulunun yeterli öğrenci sayısını sağlamasına rağmen açılmadığını okuduğumda hayal kırıklığına uğradım. Belki bürokratik gerekçeler vardır ama bunlar aşılabilir. Azınlık okullarının özel statüsü unutulmamalı ve olumlu yaklaşım sergilenmeli.”
Millet'in yorumu
Bu haber bir kez daha çarpıcı bir gerçeği gözler önüne seriyor: Türkiye, Rum Ortodoks azınlığın eğitim kurumlarını yaşatma yönünde çaba gösterirken; Yunanistan Batı Trakya Türk Azınlığının okullarını kapatmak için elinden geleni yapıyor.
Batı Trakya Türk Azınlığı, yıllardır kapanan ilkokullar ve engellenen yeni kayıtlar nedeniyle ciddi bir eğitim kriziyle karşı karşıya bırakılıyor. Yunanistan’ın azınlık haklarını görmezden gelen bu çifte standardı, Kathimerini muhabirlerinin yazılarıyla da artık göz ardı edilemez bir hâle geliyor.
---
Kathimerini haberinin tam türkçe çevirisi
(13 Eylül 2025 tarihli, Lina Giannarou ve Manolis Kostidis imzalı 2 bölümlü haberin Türkçeye eksiksiz tercümesi)
Haberin Lina Giannarou imzalı bölümü şöyle:
Üst başlık | «Okulun kandili yanmaya devam edecek»
Ana başlık | Büyük (Rum) Milletin Okulu: Ortaokul 1. sınıfa hiçbir yeni kayıt yok
Alt başlık | Büyük (Rum) Milletin Okulu’nda bu yıl Ortaokul birinci sınıfa yeni öğrenci kaydı yapılmaması ilk zilin “alarm” niteliği taşımasına yol açtı
Bu Eylül ayında İstanbul’daki Rum toplumunun üç okulunda ilk zil, bir “uyarı çanı” gibi çaldı. Çünkü Patrikhane’ye bağlı Büyük Rum Okulu’nda, yani hâlen faaliyette olan en eski Rum okulunda bu yıl Ortaokul birinci sınıfa yeni öğrenci kaydı yapılmadı.
“Bu yıl sadece 30 öğrenciyle başlıyoruz ve Ortaokul birinci sınıfta tek bir yeni öğrenci bile yok,” diyor okul müdürü Dimitris Zotos, öğrencilerini yan tarafta bulunan Bizans dönemine ait Mouchliou Meryem’in Göğe Kabulü Kilisesi’ne ayine götürmeden hemen önce. “Gerçek şu ki bu gelişmeden dolayı cesaretimiz kırıldı, üzüldük,” diye ekliyor.
Diğer okullarda ise toplam 16 yeni öğrenci kaydı yapıldı. İstanbul’daki Zoğrafyon Lisesi’nin müdürü Yannis Dermitzakis Kathimerini’ye şunları söyledi: “Bu yıl Ortaokul birinci sınıfa yedi öğrenci kaydoldu, ayrıca iki öğrenci de üst sınıflara katıldı.” Zappeion’da da yedi yeni öğrenci kaydoldu. Zappeion, anaokulundan liseye kadar tüm eğitim kademelerine sahip tek Rum okuludur.
Toplamda, Gökçeada’daki okul da dâhil olmak üzere Rum okullarında 302 öğrenci eğitim görüyor.
“Biz de aynı şeyleri, hatta bazı durumlarda daha fazlasını sunuyoruz ama belki de biraz daha merkeze uzak bir bölgede olmamız velilerin bizi seçmemesine yol açıyor,” diyor Zotos. “Okulun görkemli günleri artık uzak bir geçmişte kaldı. Yine de her yıl beş ile on arasında yeni öğrenci kaydı oluyordu. Bu yıl, uzun yıllardan sonra ilk defa hiç yeni kayıt yapılmadı. 40 yıl önce benzer bir durum olmuştu ama buradaki Rum toplumunun desteğiyle sınıfları yeniden doldurabilmiştik.”
Buna rağmen kurum son 25 yılda pek çok başarıya imza atmış durumda. “Çok iyi öğrenciler yetiştirdik, eğitim seviyemiz çok yüksek. Tüm dersler eksiksiz öğretiliyor. Bu bir ayrıcalık, çünkü burada okulları öğretmenlerle donatmak kolay değil.” Eğitimcilerin çoğu İstanbullu Rumlardan oluşuyor; ayrıca son beş yıldır Yunanistan’dan gelen bir filolog da okulda görev yapıyor. Matematik öğretmeni olan Zotos, “Önemli olan devam ediyor olmamız,” diyerek moral bulmaya çalışıyor.
“Devam ediyoruz”
Zoğrafyon Lisesi müdürüne göre ise uyarı çanı çok daha önce çalmıştı:
“Sekiz yıl önce ben de Ortaokul birinci sınıfa sadece bir öğrenci kaydetmiştim. Ne yazık ki toplumumuzun gençleri her yerde azalıyor; hatta Yunanistan’da bile. İstanbul’da bugün 2.000 kişiyiz ve ben 65 yaşında olmama rağmen toplumumuzun gençlerinden sayılıyorum. Ayrıca okullarımıza yalnızca ebeveynlerinden en az biri Hristiyan Ortodoks Rum olan ve Türk vatandaşı olan çocuklar kayıt yaptırabiliyor. Buna rağmen sönmedik, hâlâ devam ediyoruz. Bu az bir şey değil. Önemli olan okulların ‘el ele’ vererek daha iyi bir yarın için yol almasıdır.”
Yunanistan’ın İstanbul Başkonsolosu, Büyükelçi Konstantinos Koutras da bardağın dolu tarafına bakıyor:
“Şu an Gökçeada’dayım. Burada bir zamanlar hiçbir şey yoktu, ama bugün anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lisede toplam 50 çocuk var. Burada bir mucize gerçekleşti. Ben olaylara hep olumlu tarafından bakmayı tercih ediyorum. Doğrudur, bu yıl Patrikhane’ye bağlı Büyük Rum Okulu’na yeni öğrenci kaydı olmadı. Belki bu durumu çözmenin bir yolunu bulabiliriz. Ama asıl önemli olan umutsuzluğa kapılmamak. Kandil yanmaya devam edecek, hep birlikte bu alevin daha da parlaması için mücadele vereceğiz.”
“40 yıl önce benzer bir durum yaşanmıştı, ama buradaki Rum toplumunun desteğiyle sınıfları yeniden doldurabilmiştik,” diyor müdür Zotos.
Büyük Rum Okulu, 571 yıllık geçmişiyle sadece Rum toplumu için değil, tüm İstanbul için bir referans noktası. Dünyanın dört bir yanından ziyaretçiler binayı görmek, fotoğraf çekmek için akın ediyor. Pek çoğu kapıyı çalıyor, ancak okul yöneticileri açısından ders sırasında ziyaretçi kabul etmek her zaman kolay olmuyor.
Okulun önemini gösteren örneklerden biri de geçtiğimiz Pazar günü yaşandı: Haliç’te düzenlenen, binlerce kürekçi ve seyircinin katıldığı ünlü DenizBank Tersane İstanbul kürek kupası sırasında Büyük Rum Okulu’nun ışıklandırılması talep edildi. “Bu okul Türkler için de çok önemli,” deniyor.
Geçen yıl Patrikhane’nin açılış töreninde Ekümenik Patrik Bartholomeos şöyle demişti:
“Rumluluğun (Romalılığın) her zaferinin kendi haçı vardır. Sizler, bu kutsanmış okulun öğrencileri, Büyük Kilise’nin bereketi ve koruması altındasınız. Sizler Patrikhane’ye bağlı Büyük Rum Okulu’sunuz. Hem bugünsünüz hem de aynı zamanda parlak geleceksiniz. Ama unutmayın ki her ayrıcalık bir sorumluluk doğurur. Bizim her yüksek tepe ve her güzel sözümüz Golgota (İsa’nın çarmıha gerildiği kutsal mekân) kokusu taşır. Sizin sorumluluğunuz da bu yüksek yerden sürekli ‘ışık’ olmaktır. Rum eğitiminin ışığı.”
Gökçeada'daki okulun durumuna da değinen Başkonsolos Koutras, yakın zamanda yaşanan depremden dolayı okulun ciddi hasar gördüğünü ancak sponsor bulunduğunu ve onarımın başladığını açıkladı:
“Gelecek yıl 1860 tarihli tarihi binanın aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiş ‘yeni’ bir okul olacak. Orada Patrik de öğrencilik yapmıştı. Ben diplomatik bir söylem için değil, gerçekten umut ve iyimserlik mesajları vermek istiyorum."
(Haberin İstanbul Muhabiri Manolis Kostidis imzalı 2. bölümü)
"Rum okullarının modernleşmesi için atılan adımlar
Ben, geçmiş on yıllarda Türk-Yunan ilişkilerinde yaşanan sorunların azınlıklar üzerinde yarattığı sonuçlar nedeniyle cemaatimizin (İstanbul Rumlarının) yaşadığı daralmayı “bizzat iliklerinde” hissedenlerdenim. Ancak İstanbul’daki Rum cemaatinin demografik sorununa rağmen, şartların geçmişe kıyasla daha elverişli olduğunu gördüğüm için iklimin değişebileceğine inananlardanım.
Bugün iki ülke arasında siyasi iklim olumlu; Türk hükümeti eğitimle ilgili konularda sorun çıkarmıyor, aksine yardımcı oluyor. Yunan hükümeti de İstanbul’daki Yunan Konsolosluğu aracılığıyla sorunu kavradı ve cemaatin karşılaştığı meselelerle her gün yakından ilgileniyor.
Beni özellikle şaşırtan şey, görevlendirilen (Yunanistan’dan gönderilen) öğretmenlerin bu yıl İstanbul’a ve Gökçeada’a okul yılı başlamadan önce ulaşmış olmalarıydı. Benim Zoğrafyon Lisesi’nde öğrenci olduğum yıllarda, bu öğretmenler çoğunlukla kasım ayında, hatta bazı yıllar Noel’den önce gelirlerdi. Bu yüzden ders saatlerinden kayıplar yaşardık.
Bugün tüm eğitim kademelerinde toplam yaklaşık 300 öğrencimiz var. Bu sayının korunması ve artırılması gerekiyor, artırılabilir de. Rum okullarının mezunlarının birçoğu Türkiye ve Yunanistan’daki iyi üniversitelere giriyor. Bu da cemaat okullarındaki eğitimin kalitesini gösteriyor.
Sevindirici bir gelişme de, son yıllarda Zappeion anaokulundaki öğrenci sayısının artması. Bu yıl 34 çocuğa ulaşması bekleniyor. İlkokulda ise 65 öğrenci olacak! Gökçeada'da (İmroz) ise yıllarca okul yokken, bugün anaokulunda dört çocuk var ve diğer sınıflarda da öğrenci sayısı artıyor.
İstanbul’daki “Yaratıcı Atölye” adlı 2-4 yaş çocuklarına hizmet veren anaokuluna bu yıl 23 çocuğun kayıt olması bekleniyor. Buradaki birçok çocuk ilk kez bu ortamda Yunanca ile tanışıyor. Benzer bir “Yaratıcı Atölye” de Kadıköy'de (Halkidona) var ve oraya da beş çocuk kaydoldu. Yani yeni bir nesil geliyor.
Binaların modernleştirilmesi için de adımlar atılıyor. Birkaç hafta içinde, Yunan Bankalar Birliği üyesi bankaların ve Athanasios Martinos’un finansal desteğiyle Zoğrafyon Lisesi’nin restorasyonu ve depreme karşı güçlendirilmesi tamamlanacak. Aynı zamanda tüm binanın geleceğin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde modernleştirilmesi için planlar yapılıyor. Türk makamlarının bu işin hızlıca tamamlanması için her türlü kolaylığı sağladığını da göz ardı edemeyiz.
Ayrıca PeopleCert şirketi, SYRKI’nin desteğiyle “İstanbul’da Eğitimi Güçlendirme” programını başlattı. Bu çerçevede tüm ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine ücretsiz İngilizce kursları verilecek.
Umut verici bir mesaj da şu: Türk makamları büyük ölçüde okulların yönetimleriyle ve Yunan yetkililerle iş birliği yapıyor, destek veriyor.
Ancak temel sorun, İstanbul’a yerleşmek isteyen Yunan vatandaşlarına oturma izni verilmesinde yaşanıyor. Ya çok gecikiyor ya da başvurular reddediliyor. Bu meseleye özel bir önem verilmesi gerekiyor.
Son olarak, bir (istanbul Rum) azınlık üyesi olarak beni üzen bir noktayı dile getirmek isterim: (Yunanistan'ın Batı Trakya bölgesinde) İskeçe’nin Mizanlı (Palio Zigos) köyündeki azınlık okulunun, yeterli sayıda öğrenci olmasına rağmen açılmadığını haberlerden okuduğumda çok üzüldüm. Belki bazı bürokratik sebepler vardı; ama bunlar aşılabilirdi. Azınlık okullarının kendine özgü özellikleri vardır ve olumlu bir hassasiyetle ele alınmaları gerekir. "