Mevlana Gümülcine'de anlatıldı
GTGB, İTB, BİHLİMDER ile Fiyaka dergisinin katkılarıyla düzenlenen ve Mevlana’nın anlatıldığı “Tarih ve Medeniyet Buluşmaları” etkinliğinin Şubat ayı konuğu Tür
Batı Trakya
16 Şubat 2016
GTGB, İTB, BİHLİMDER ile Fiyaka dergisinin katkılarıyla düzenlenen ve Mevlana’nın anlatıldığı “Tarih ve Medeniyet Buluşmaları” etkinliğinin Şubat ayı konuğu Türkiye’den Kırıkkale Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu oldu.
Gümülcine Türk Gençler Birliği’nde düzenlenen etkinliğe Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosu Ali Rıza Akıncı, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve İskeçe Müftüsü Ahmet Mete, Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif, Kozlukebir Belediye Başkanı Rıdvan Ahmet, GTGB Başkanı Koray Hasan, BAKEŞ Genel Müdürü Pervin Hayrullah ve soydaşlar katıldı.
Gümülcine Başkonsolosu Ali Rıza Akıncı etkinlikte yaptığı konuşmada, Mevlana’yı anlatmanın kolay olmadığını, insanlık tarihinin en büyük ve değerli bilgelerinden biri olduğunu söyledi. Akıncı,“Az bilenin az, çok bilenin çok anlayabileceği çok kapsamlı eserler bırakmış. Birkaç vecizeye, birkaç basit formüle sığdırılmayacak, ya da günümüzde çokça başvurulduğu gibi folklorik bazı unsurlarla ifade edilmeyecek kadar değerli bir öğretiye sahip. Batıda meşhur olunca bizde parladı. Oysa yüzyıllar boyunca Selçuklu ve Osmanlı medeniyetimizin ana sütunlarından biriydi” dedi.
Rektör Yardımcısı ve aynı zamanda Mevlana Araştırma Merkezi Başkanı olan konuşmacı Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu, “Mevlana ve Medeniyetimiz” başlıklı bir konuşma yaptı. Konuşmasında Mevlana’nın felsefesini anlatan Karaismailoğlu, bu felsefeye göre karşılık beklemeden iyilik yapılması gerektiğini, dürüst ve samimi olmak gerektiğini söyledi.
Karaismailoğlu konuşmasında şunları ifade etti: “Mevlana ve medeniyetimiz derken bizlere çağrışım yapan ünlü tarihçilerimizden Yahya Kemal’e sorduklarında, büyüklerimiz Balkanlar’a ve Avrupa’ya nasıl ulaştılar, diye, o da şöyle cevap vermiş: Büyüklerimiz bulgur pilavı yiyerek, mesnevi okuyarak ulaştılar bu topraklara, demiş. Halka yani insanlara Allah için iyilik yap; hiçbir beklentin olmadan. Hani bir atasözümüz vardır, iyilik yap denize at gibi. Ne kadar rahatlar. Çok büyük bir özveri. İyilik yap arkasını düşünme. Diyor ki Hz. Mevlânâ, ya Allah için iyilik yap, ya da kendi ruhunun rahatlığı için iyilik yap. Böylece bakarken daima dost görürsün, gönlüne kin yüzünden nahoş görüntüler, suretler gelmez.”
Mevlana’nın eserleriyle ilgili olarak da bilgi veren Karaismailoğlu, “eserlerini çoğunluk itibariyle, yani %95 civarında Farsça olarak yazmış. 3-4 bin civarında Arapça beyitleri var. 30 mısra kadar Türkçe ve 15 mısra da Rumca beyitleri var. Konya’da çevresinde bulunan insanlara hitap edebilmek için çalışmıştır. Hani Rumi diye Hz. Mevlana’nın meşhur adı vardır. Celaleddin-i Rumi, diye ifade edilir adı. Ama bu bir tanesidir. Birkaç tane daha var. Batı’da daha kolay olduğu ve anlaşılabilir olduğu için ‘Rumi’ tercih edilir. Hatta sadece ‘Rumi’ dendiği zaman Mevlana anılır batı dillerinde. Anadolu coğrafyasında ‘Mevlânâ’ olarak anılır. İran, Afganistan ve Hindistan gibi bölgelerde de ‘Mevlevi’, denir. Dünyada iletişim yaygınlaştığı için ve Türkiye’de Mevlana ile ilgili çok sesler geldiği için ‘Mevlana’ adı gerek doğuda ve gerek batıda bilinir hale gelmiştir. Rumi, yani o dönemlerde Diyar-ı Rum diye anılan ırk isimleriyle anılan yerler vardı. Mesela “Türk” dendiği zaman tarih kitaplarında “Türkistan” manasına geliyordu. İranlıların ise ‘Belhli’ adını kullandıkları da bilinmektedir. Ama Mevlana, ben Konya’da olduğum için bu ahenkli şiirleri söyledim, diyor. Belh’te olsaydım, kitapla, medreseyle meşgul olurdum, diyor.” diye konuştu.
Etkinlik sonunda Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Koray Hasan, Kırıkkale Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu’na bir ebru tablosu hediye etti.
Gümülcine Türk Gençler Birliği’nde düzenlenen etkinliğe Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosu Ali Rıza Akıncı, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve İskeçe Müftüsü Ahmet Mete, Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif, Kozlukebir Belediye Başkanı Rıdvan Ahmet, GTGB Başkanı Koray Hasan, BAKEŞ Genel Müdürü Pervin Hayrullah ve soydaşlar katıldı.
Gümülcine Başkonsolosu Ali Rıza Akıncı etkinlikte yaptığı konuşmada, Mevlana’yı anlatmanın kolay olmadığını, insanlık tarihinin en büyük ve değerli bilgelerinden biri olduğunu söyledi. Akıncı,“Az bilenin az, çok bilenin çok anlayabileceği çok kapsamlı eserler bırakmış. Birkaç vecizeye, birkaç basit formüle sığdırılmayacak, ya da günümüzde çokça başvurulduğu gibi folklorik bazı unsurlarla ifade edilmeyecek kadar değerli bir öğretiye sahip. Batıda meşhur olunca bizde parladı. Oysa yüzyıllar boyunca Selçuklu ve Osmanlı medeniyetimizin ana sütunlarından biriydi” dedi.
Rektör Yardımcısı ve aynı zamanda Mevlana Araştırma Merkezi Başkanı olan konuşmacı Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu, “Mevlana ve Medeniyetimiz” başlıklı bir konuşma yaptı. Konuşmasında Mevlana’nın felsefesini anlatan Karaismailoğlu, bu felsefeye göre karşılık beklemeden iyilik yapılması gerektiğini, dürüst ve samimi olmak gerektiğini söyledi.
Karaismailoğlu konuşmasında şunları ifade etti: “Mevlana ve medeniyetimiz derken bizlere çağrışım yapan ünlü tarihçilerimizden Yahya Kemal’e sorduklarında, büyüklerimiz Balkanlar’a ve Avrupa’ya nasıl ulaştılar, diye, o da şöyle cevap vermiş: Büyüklerimiz bulgur pilavı yiyerek, mesnevi okuyarak ulaştılar bu topraklara, demiş. Halka yani insanlara Allah için iyilik yap; hiçbir beklentin olmadan. Hani bir atasözümüz vardır, iyilik yap denize at gibi. Ne kadar rahatlar. Çok büyük bir özveri. İyilik yap arkasını düşünme. Diyor ki Hz. Mevlânâ, ya Allah için iyilik yap, ya da kendi ruhunun rahatlığı için iyilik yap. Böylece bakarken daima dost görürsün, gönlüne kin yüzünden nahoş görüntüler, suretler gelmez.”
Mevlana’nın eserleriyle ilgili olarak da bilgi veren Karaismailoğlu, “eserlerini çoğunluk itibariyle, yani %95 civarında Farsça olarak yazmış. 3-4 bin civarında Arapça beyitleri var. 30 mısra kadar Türkçe ve 15 mısra da Rumca beyitleri var. Konya’da çevresinde bulunan insanlara hitap edebilmek için çalışmıştır. Hani Rumi diye Hz. Mevlana’nın meşhur adı vardır. Celaleddin-i Rumi, diye ifade edilir adı. Ama bu bir tanesidir. Birkaç tane daha var. Batı’da daha kolay olduğu ve anlaşılabilir olduğu için ‘Rumi’ tercih edilir. Hatta sadece ‘Rumi’ dendiği zaman Mevlana anılır batı dillerinde. Anadolu coğrafyasında ‘Mevlânâ’ olarak anılır. İran, Afganistan ve Hindistan gibi bölgelerde de ‘Mevlevi’, denir. Dünyada iletişim yaygınlaştığı için ve Türkiye’de Mevlana ile ilgili çok sesler geldiği için ‘Mevlana’ adı gerek doğuda ve gerek batıda bilinir hale gelmiştir. Rumi, yani o dönemlerde Diyar-ı Rum diye anılan ırk isimleriyle anılan yerler vardı. Mesela “Türk” dendiği zaman tarih kitaplarında “Türkistan” manasına geliyordu. İranlıların ise ‘Belhli’ adını kullandıkları da bilinmektedir. Ama Mevlana, ben Konya’da olduğum için bu ahenkli şiirleri söyledim, diyor. Belh’te olsaydım, kitapla, medreseyle meşgul olurdum, diyor.” diye konuştu.
Etkinlik sonunda Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Koray Hasan, Kırıkkale Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu’na bir ebru tablosu hediye etti.