Yenice'deki mütevelli meselesi üzerine tartışmalar ve vakıflar yasası muamması
Geçtiğimiz günlerde İskeçe'nin Yenice köyünde yaşanan mütevelli meselesi üzerine, vakıflar sorunu gündeme geldi. Sosyal medyada konu ile ilgili birçok tartışma
Batı Trakya
8 Mart 2016
Geçtiğimiz günlerde İskeçe'nin Yenice köyünde yaşanan mütevelli meselesi üzerine, vakıflar sorunu gündeme geldi. Sosyal medyada konu ile ilgili birçok tartışma yaşandı. Yenice'de yaşanan gelişmelerde adı geçen Milletvekili Hüseyin Zeybek, 2008 yılında hazırlanan vakıflar yasasında azınlığın karşı çıktığı maddelerin düzeltilmesi halinde yasanın uygulanabileceğini söyledi. Sabık milletvekili Çetin Mandacı da yaşanan tartışmalar sonucunda bir basın açıklaması yayınladı.
Konu, Yenice'de yaşanan mütevelli sorunuyla gündeme geldi ve ulusal gazetelerde yer alan haberlerden sonra sosyal medyaya taşındı. Sosyal medyada konu ile ilgili bir çok tartışma yaşandı.
Yaşanan tartışmalar üzerine Milletvekili Zeybek olayı şöyle özetledi: "Sosyal medyada olay biraz çarpıtıldı. Bazı kişiler bunu suistimal etmeye çalıştı. Yenice köyünde 18 yıldır mütevelli başkanlığı yapan bir kişi var. Gençler, buna ‘gel seçim yapalım' demiş. Şunu da söylemekte fayda var; bazı köylerde vakıf yasası uygulanıyor, bazı köylerde uygulanmıyor. Devlet işine geldiği zaman uygulamış, gelmediği zaman uygulamamış. Bildiğiniz gibi köylüler belirli zaman aralıklarında kendi aralarında toplanır ve mütevelli, yani vakıf yönetimlerini seçerler. Daha sonra bu sonuçları tayinli müftüye götürürler. Bazı köyler tayinli müftüye götürüyor, bazı köyler götürmüyor. Karmaşık bir durum söz konusu. Yenice'deki gençler de mütevelli başkanından rahatsız olduğu için imza topluyor ve bu imzaları tayinli müftüye veriyor. Tayinli müftü de kabul ediyor. Ertesi gün eski mütevelli heyeti başkanı da tayinli müftüye gidip kendi topladığı imzaları veriyor. Tayinli müftü de bunun atamasını yapıyor. Köylüler bir gün İskeçe'ye geliyor. Beni de arayıp tayinli müftülüğe çağırıyorlar. Ben de tayinli müftülüğe gittim. Halkın haklı talebini savunmak için gittim. Gidilmesi gerekiyor muydu yoksa gerekmiyor muydu o ayrı bir mesele. Ben oraya taraf olarak gittim. Orada büyük olaylar oldu. Ondan sonra bakan devreye girdi. Eğitim Bakanı beni aradı. Ertesi gün Atina'ya gittiğimde Eğitim Bakanı'yla görüştüm. Azınlığın vakıfları demokratik ve şeffaf bir şekilde yönetmek istediğini söyledim. Şu anda bir yasa var. Azınlık bu yasayı iki maddesi hariç kabul ediyor. 2008 yılında da bunlar gerek milletvekilleri gerekse azınlık avukatları tarafından dile getirilmiş."
Batı Trakya Türk Azınlığının 2008 yılında hazırlanan vakıflar yasasında iki maddeye tepki gösterdiğini ve bu maddeler nedeniyle söz konusu yasayı kabul etmediğini dile getiren Milletvekili Zeybek, "O dönemde de azınlık çekincelerini dile getirmiş. Yasanın kötü bir yasa olduğunu söyleyemeyiz. Azınlık yasadaki iki maddeye karşı çıkıyor. Birincisi; vakıf mallarının okul vakıflarına göre bölünmesi. Yani azınlık vakıfları birkaç parçaya bölünüyor. Azınlık bunu kabul etmiyor. İkincisi ise; bölge genel sekreterine istediği anda keyfi olarak vakıf yönetimlerini değiştirme yetkisi. Bu iki madde haricinde azınlık yasayı kabul ediyor. O zaman azınlık bunu dile getirmiş. Yasaya iyileştirmeler yapılması istenmiş. Fakat bu dikkate alınmamış." dedi.
Azınlığın istemediği ve tepki gösterdiği maddelerin değiştirilmesi ve düzeltilmesi için mücadele ettiklerini kaydeden Hüseyin Zeybek sözlerine şöyle devam etti: "Biz bunun için mücadele ediyoruz. Yani yasayı azınlığın kabul edebileceği bir şekle getirmeye çalışıyoruz. Azınlığın kabul etmediği maddelerin değiştirilmesi ve düzeltilmesi için uğraş veriyoruz. Fakat bazı kişiler benim hiç tasvip etmediğim şekilde olayı sosyal medya ortamına taşıyarak, farklı yönlere çekmeye çalıştılar. Bu çok yanlış. Biz bir mücadele verme gayretindeyiz. Yasayı azınlığın kabul edeceği şekle getirmeye çalışıyoruz. Bakanlıkta böyle bir irade var mı, yok mu, onu göreceğiz. Önümüzde bir fırsat var. Azınlık sorunlarının çözümüne vakıflar, cemaat idareleri sorunundan başlayalım diyoruz. Bunu yaparken de bunu kafamıza göre yapmıyoruz. Bunu tabii ki azınlığın çıkarları ve haklarını dikkate alarak yapıyoruz."
Vakıflar yasasında azınlığın karşı çıktığı maddelerle ilgili olarak görüşmelere devam ettiklerini anlatan Zeybek, "Şu anda kesin bir şey yok. Biz taleplerimizi iletiyoruz. Ümit ediyoruz ki, bu çağrılarımıza olumlu yanıt alırız. Böylelikle yıllardan beri çözüm bekleyen vakıflar sorunu demokratik bir şekilde çözüme kavuşur." diye konuştu.
SABIK MİLLETVEKİLİ MANDACI SOSYAL MEDYADAKİ TARTIŞMALARDAN SONRA BASIK AÇIKLAMASI YAYINLADI
Sabık İskeçe Milletvekili Çetin Mandacı, yaşanan olaydan sonra milletvekili Hüseyin Zeybek'e yönelik sosyal medyada bazı eleştirilerde bulundu. Sosyal medyadaki tartışmalardan sonra Mandacı bir basın açıklaması yayınlayarak azınlık milletvekillerine vakıflar yasasının azınlık tarafından kabul edilebilmesi için yasa değişikliği tasarısını meclise sunmaları çağrısında bulundu.
Mandacı, “3 Siriza vekilinin, vekil İlhan Ahmet ile işbirliği halinde 3647/2008 sayılı yasanın azınlık tarafından kabulü için, değişiklik önerisinin (Tropologia) bir an evvel hazırlanıp meclise oylanmak üzere sunulmasının atılabilecek en doğru adım olduğunu belirtmek isterim. Bu durumda, bakan kabul edecek mi, yoksa etmeyecek mi, bir de hangi parti lehte hangi parti aleyhte oy kullanacak hep birlikte göreceğiz. Zira ANEL'i bahane kılarak bu iş olmaz demek, sorumluluktan kaçmaktan başka bir şey değildir.” ifadelerini kullandı.
Konuyla ilgili olarak daha önce İskeçe milletvekili Hüseyin Zeybek’i eleştirdiğini hatırlatan Çetin Mandacı, milletvekili Zeybek’in GÜNDEM gazetesine verdiği demeçte azınlık çizgisiyle nispeten örtüştüğünü ve bu konudaki endişeleri kısmen ortadan kaldırdığını kaydetti.
Sabık milletvekili Çetin Mandacı’nın konuyla ilgili açıklaması şöyle:
“İskeçe Siriza Milletvekili Sn Hüseyin Zeybek'in Vakıflar yasasının uygulanması ve Vakıf Heyeti ile Cemaat Heyetleri seçimlerine ilişkin yunan basınındaki demeçlerine istinaden kendisini ağır bir şekilde eleştirmiş ve azınlığı çok yakından ilgilendiren ciddi suallerin yanıtlanmasını talep etmiştim.
Nihayet, milletvekili Gündem gazetesine verdiği demeçle, bu konuyu yaşamış, bilgi sahibi olan sahışların ve azınlık kuruluşlarının endişelerini kısmen de olsa ortadan kaldırmıştır.
Milletvekilinin Gündem gazetesindeki demeci azınlık çizgisiyle nispeten örtüşmektedir. Bu noktada, izlenilen çizgide kendisiyle birlikte olduğumu ve tarafımdan ihtiyaç duyulan her türlü katkıyı da yapmaya hazır olduğunu belirtmek isterim.
İlginçtir ki, geçmişte benzer konularda seleflerini sert bir şekilde eleştirerek mangalda kül bırakmayan Sayın Zeybek, ne hikmetse koşa koşa İskeçe atanmış müftüsünün ayağına kadar gidiyor. Azınlığın bu meseleyi gerektiği gibi değerlendireceğinden şüphem yoktur.
Değerli kardeşlerim, Milletvekilleri azınlık meselelerini parti çizgisine indirgediği takdirde, azınlık çizgisinden sapmalar gördüğüm anda, ya da yunan basınında başka, azınlık basınında başka, söylemlere şahit olduğumda, yapıcı eleştirilerimi ve meselenin aydınlanması noktasındaki soruları da eksik etmeyeceğimi bildirmek isterim.
Son olarak, 3 Siriza vekilinin, vekil İlhan Ahmet ile işbirliği halinde 3647/2008 sayılı yasanın azınlık tarafından kabulü için, değişiklik önerisinin (Tropologia) bir an evvel hazırlanıp meclise oylanmak üzere sunulmasının atılabilecek en doğru adım olduğunu belirtmek isterim. Bu durumda, bakan kabul edecek mi, yoksa etmeyecek mi, bir de hangi parti lehte hangi parti aleyhte oy kullanacak hep birlikte göreceğiz. Zira ANEL'i bahane kılarak bu iş olmaz demek, sorumluluktan kaçmaktan başka bir şey değildir.”
Konu, Yenice'de yaşanan mütevelli sorunuyla gündeme geldi ve ulusal gazetelerde yer alan haberlerden sonra sosyal medyaya taşındı. Sosyal medyada konu ile ilgili bir çok tartışma yaşandı.
Yaşanan tartışmalar üzerine Milletvekili Zeybek olayı şöyle özetledi: "Sosyal medyada olay biraz çarpıtıldı. Bazı kişiler bunu suistimal etmeye çalıştı. Yenice köyünde 18 yıldır mütevelli başkanlığı yapan bir kişi var. Gençler, buna ‘gel seçim yapalım' demiş. Şunu da söylemekte fayda var; bazı köylerde vakıf yasası uygulanıyor, bazı köylerde uygulanmıyor. Devlet işine geldiği zaman uygulamış, gelmediği zaman uygulamamış. Bildiğiniz gibi köylüler belirli zaman aralıklarında kendi aralarında toplanır ve mütevelli, yani vakıf yönetimlerini seçerler. Daha sonra bu sonuçları tayinli müftüye götürürler. Bazı köyler tayinli müftüye götürüyor, bazı köyler götürmüyor. Karmaşık bir durum söz konusu. Yenice'deki gençler de mütevelli başkanından rahatsız olduğu için imza topluyor ve bu imzaları tayinli müftüye veriyor. Tayinli müftü de kabul ediyor. Ertesi gün eski mütevelli heyeti başkanı da tayinli müftüye gidip kendi topladığı imzaları veriyor. Tayinli müftü de bunun atamasını yapıyor. Köylüler bir gün İskeçe'ye geliyor. Beni de arayıp tayinli müftülüğe çağırıyorlar. Ben de tayinli müftülüğe gittim. Halkın haklı talebini savunmak için gittim. Gidilmesi gerekiyor muydu yoksa gerekmiyor muydu o ayrı bir mesele. Ben oraya taraf olarak gittim. Orada büyük olaylar oldu. Ondan sonra bakan devreye girdi. Eğitim Bakanı beni aradı. Ertesi gün Atina'ya gittiğimde Eğitim Bakanı'yla görüştüm. Azınlığın vakıfları demokratik ve şeffaf bir şekilde yönetmek istediğini söyledim. Şu anda bir yasa var. Azınlık bu yasayı iki maddesi hariç kabul ediyor. 2008 yılında da bunlar gerek milletvekilleri gerekse azınlık avukatları tarafından dile getirilmiş."
Batı Trakya Türk Azınlığının 2008 yılında hazırlanan vakıflar yasasında iki maddeye tepki gösterdiğini ve bu maddeler nedeniyle söz konusu yasayı kabul etmediğini dile getiren Milletvekili Zeybek, "O dönemde de azınlık çekincelerini dile getirmiş. Yasanın kötü bir yasa olduğunu söyleyemeyiz. Azınlık yasadaki iki maddeye karşı çıkıyor. Birincisi; vakıf mallarının okul vakıflarına göre bölünmesi. Yani azınlık vakıfları birkaç parçaya bölünüyor. Azınlık bunu kabul etmiyor. İkincisi ise; bölge genel sekreterine istediği anda keyfi olarak vakıf yönetimlerini değiştirme yetkisi. Bu iki madde haricinde azınlık yasayı kabul ediyor. O zaman azınlık bunu dile getirmiş. Yasaya iyileştirmeler yapılması istenmiş. Fakat bu dikkate alınmamış." dedi.
Azınlığın istemediği ve tepki gösterdiği maddelerin değiştirilmesi ve düzeltilmesi için mücadele ettiklerini kaydeden Hüseyin Zeybek sözlerine şöyle devam etti: "Biz bunun için mücadele ediyoruz. Yani yasayı azınlığın kabul edebileceği bir şekle getirmeye çalışıyoruz. Azınlığın kabul etmediği maddelerin değiştirilmesi ve düzeltilmesi için uğraş veriyoruz. Fakat bazı kişiler benim hiç tasvip etmediğim şekilde olayı sosyal medya ortamına taşıyarak, farklı yönlere çekmeye çalıştılar. Bu çok yanlış. Biz bir mücadele verme gayretindeyiz. Yasayı azınlığın kabul edeceği şekle getirmeye çalışıyoruz. Bakanlıkta böyle bir irade var mı, yok mu, onu göreceğiz. Önümüzde bir fırsat var. Azınlık sorunlarının çözümüne vakıflar, cemaat idareleri sorunundan başlayalım diyoruz. Bunu yaparken de bunu kafamıza göre yapmıyoruz. Bunu tabii ki azınlığın çıkarları ve haklarını dikkate alarak yapıyoruz."
Vakıflar yasasında azınlığın karşı çıktığı maddelerle ilgili olarak görüşmelere devam ettiklerini anlatan Zeybek, "Şu anda kesin bir şey yok. Biz taleplerimizi iletiyoruz. Ümit ediyoruz ki, bu çağrılarımıza olumlu yanıt alırız. Böylelikle yıllardan beri çözüm bekleyen vakıflar sorunu demokratik bir şekilde çözüme kavuşur." diye konuştu.
SABIK MİLLETVEKİLİ MANDACI SOSYAL MEDYADAKİ TARTIŞMALARDAN SONRA BASIK AÇIKLAMASI YAYINLADI
Sabık İskeçe Milletvekili Çetin Mandacı, yaşanan olaydan sonra milletvekili Hüseyin Zeybek'e yönelik sosyal medyada bazı eleştirilerde bulundu. Sosyal medyadaki tartışmalardan sonra Mandacı bir basın açıklaması yayınlayarak azınlık milletvekillerine vakıflar yasasının azınlık tarafından kabul edilebilmesi için yasa değişikliği tasarısını meclise sunmaları çağrısında bulundu.
Mandacı, “3 Siriza vekilinin, vekil İlhan Ahmet ile işbirliği halinde 3647/2008 sayılı yasanın azınlık tarafından kabulü için, değişiklik önerisinin (Tropologia) bir an evvel hazırlanıp meclise oylanmak üzere sunulmasının atılabilecek en doğru adım olduğunu belirtmek isterim. Bu durumda, bakan kabul edecek mi, yoksa etmeyecek mi, bir de hangi parti lehte hangi parti aleyhte oy kullanacak hep birlikte göreceğiz. Zira ANEL'i bahane kılarak bu iş olmaz demek, sorumluluktan kaçmaktan başka bir şey değildir.” ifadelerini kullandı.
Konuyla ilgili olarak daha önce İskeçe milletvekili Hüseyin Zeybek’i eleştirdiğini hatırlatan Çetin Mandacı, milletvekili Zeybek’in GÜNDEM gazetesine verdiği demeçte azınlık çizgisiyle nispeten örtüştüğünü ve bu konudaki endişeleri kısmen ortadan kaldırdığını kaydetti.
Sabık milletvekili Çetin Mandacı’nın konuyla ilgili açıklaması şöyle:
“İskeçe Siriza Milletvekili Sn Hüseyin Zeybek'in Vakıflar yasasının uygulanması ve Vakıf Heyeti ile Cemaat Heyetleri seçimlerine ilişkin yunan basınındaki demeçlerine istinaden kendisini ağır bir şekilde eleştirmiş ve azınlığı çok yakından ilgilendiren ciddi suallerin yanıtlanmasını talep etmiştim.
Nihayet, milletvekili Gündem gazetesine verdiği demeçle, bu konuyu yaşamış, bilgi sahibi olan sahışların ve azınlık kuruluşlarının endişelerini kısmen de olsa ortadan kaldırmıştır.
Milletvekilinin Gündem gazetesindeki demeci azınlık çizgisiyle nispeten örtüşmektedir. Bu noktada, izlenilen çizgide kendisiyle birlikte olduğumu ve tarafımdan ihtiyaç duyulan her türlü katkıyı da yapmaya hazır olduğunu belirtmek isterim.
İlginçtir ki, geçmişte benzer konularda seleflerini sert bir şekilde eleştirerek mangalda kül bırakmayan Sayın Zeybek, ne hikmetse koşa koşa İskeçe atanmış müftüsünün ayağına kadar gidiyor. Azınlığın bu meseleyi gerektiği gibi değerlendireceğinden şüphem yoktur.
Değerli kardeşlerim, Milletvekilleri azınlık meselelerini parti çizgisine indirgediği takdirde, azınlık çizgisinden sapmalar gördüğüm anda, ya da yunan basınında başka, azınlık basınında başka, söylemlere şahit olduğumda, yapıcı eleştirilerimi ve meselenin aydınlanması noktasındaki soruları da eksik etmeyeceğimi bildirmek isterim.
Son olarak, 3 Siriza vekilinin, vekil İlhan Ahmet ile işbirliği halinde 3647/2008 sayılı yasanın azınlık tarafından kabulü için, değişiklik önerisinin (Tropologia) bir an evvel hazırlanıp meclise oylanmak üzere sunulmasının atılabilecek en doğru adım olduğunu belirtmek isterim. Bu durumda, bakan kabul edecek mi, yoksa etmeyecek mi, bir de hangi parti lehte hangi parti aleyhte oy kullanacak hep birlikte göreceğiz. Zira ANEL'i bahane kılarak bu iş olmaz demek, sorumluluktan kaçmaktan başka bir şey değildir.”