Batı Trakya ekonomisine darbe!

Geçenlerde Yunan ekonomisini tartıştığımız sırada “Peki Batı Trakya’da ekonomi neden kötü?” şeklinde bir soru geldi. Bunun üzerine biraz düşündüm. Düşündükçe ce

Köşe Yazıları 2 Ağustos 2018
Batı Trakya ekonomisine darbe!

Geçenlerde Yunan ekonomisini tartıştığımız sırada “Peki Batı Trakya’da ekonomi neden kötü?” şeklinde bir soru geldi. Bunun üzerine biraz düşündüm. Düşündükçe cevap daha da karmaşık bir hale geldi. Zira cevabı o kadar basit değildi.

Konuyu karmaşıklaştıran bir sürü mesele vardı. Bunların başında Batı Trakya’nın ülke için özel bir bölge olması sayılabilir. Toplumsal yapı olarak farklı bir yapıya sahip olan, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığının yaşadığı bu bölgede Yunanistan’ın bölgesel politikaları diğer bölgelere kıyasla hep farklılık göstermiştir. Bunun içinde ekonomi politikaları da sayılabilir. Ama genel politikaların da toplum üzerinde yarattığı etkiler bölge halkının da ekonomiyi ciddi bir biçimde etkilemesine yol açmıştır.

Hakikaten de Batı Trakya için yukarıda saydığımız istisnai durumları göz ardı ettiğimizde bölgenin ekonomik olarak gelişmesinin önünde herhangi bir engel görünmediği gibi bulunduğu coğrafi konum, tarıma elverişli toprakları ve stratejik konumu ile bu konuda avantaj sahibi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ama ekonomik olarak neden Yunanistan’ın en az gelişmiş bölgesi Batı Trakya?

Dilerseniz konuyu daha fazla uzatmadan yazımın başında bahsettiğim sorunun cevabına geçelim.

Batı Trakya’nın Yunan Devleti için özel bir bölge olduğundan bahsettik. Bunun sebebinin Batı Trakya’da yaşayan Müslüman Türk Azınlığı olduğuna şüphe yok tabii. Bu bağlamda Yunanistan’ın Azınlık politikasına da bir göz atmak gerek. Hatırlarsınız 1967 yılında gerçekleşen Albaylar Cuntası Batı Trakya için zor günlerin başlangıcı olarak nitelemek pek de yanlış olmaz diye zannediyorum. Zira o dönem itibariyle Azınlığa karşı baskıların artmaya, Türk kimliğinin inkâr edilmeye başlandığı ve dernek tabelalarının söküldüğü dönemin başlangıcıydı.

Çok fazla siyasi kısmına girmeden hemen konumuza dönmemiz gerekirse, Yunan devleti bu dönemde izlediği politikayla Azınlığa tahammülü olmadığını ve Azınlık insanını bölgede istemediğini açıkça belli etmişti bu şekilde.

Peki Azınlığın buna tepkisi ne oldu. Burada yaşayan ve kendini buraya ait hissetmeyen insanlar yatırımlarını bölgelerine yapmak yerine Türkiye’ye yaptılar. Örnek verecek olursak gayrimenkul konusunda özellikle bu yıllarda gerek Batı Trakya’da bulunduğu yerde gerekse de Almanya’da çalışıp elde ettikleri birikimleri Türkiye’de değerlendirerek orada yatırım yaptılar. Bu şekilde Batı Trakya bölgesi alması gereken doğal yatırımları alamadı.

Yunanistan’ın Azınlık politikalarından bir diğeri de burada yaşayan Müslüman Türklerin zenginleşmesini ve ekonomik olarak da gelişmesini engellemekti. Bu şekilde burayı kalkındırabilecek yatırım girişimlerini engellemekle beraber devlet yatırımlarını da kısıtladı. Basit bir örnekle neden bahsettiğimi daha kolay anlatabilirim sanırım. Batı Trakya bölgesinde bilindiği üzere sadece bir tane havalimanı var. Bölgeye en yakın diğer havalimanı ise Kavala’da. Ve iki havaalanı da etkin bir şekilde çalışmıyor. Biri sadece yaz aylarında çalışıyorken, diğerinde ise sadece Atina-Dedeağaç seferleri mevcut. Bunun sebebi mevcut havalimanlarının kolay ulaşılabilir yerlerde olmaması sebebiyle de havayoluna az talep olmasıdır.

Peki Batı Trakya’nın iki ucuna birer havalimanı yapmak yerine ortasına, yani Gümülcine’ye yapılmış olsaydı? Daha spesifik olursak güneyine otobanla bağlantılı bir havaalanı… O zaman çok daha etkin çalışan bir havalimanı olurdu. Bilindiği üzere de bölgemizden yurtdışında çalışan çok sayıda vatandaşımız gidiş dönüş yollarında Selanik Havalimanı yerine her zaman Gümülcine’yi tercih edecekti. Uluslararası seferlerin artmasıyla da Türkiye ve Bulgaristan vatandaşları için de alternatif bir rota olacaktı. Zira bir Edirneli için Gümülcine’ye gelmek daha yakın. Aynısı Kırcaalili için de geçerli.

Ve bir de yük gemilerinin yanaşabileceği bir liman. Selanik limanı Balkan coğrafyası için çok önemli bir liman. Zira denize kıyısı olmayan çoğu balkan ülkesi mallarını Selanik Limanından çekmektedir. Üsküp, Sofya, Filibe gibi büyük şehirlere yakın olması sebebiyle çok pratik bir liman. Gümülcine’ye de benzer niteliklerde bir liman yapılmış olsaydı hem Selanik Limanının trafiğini azaltacak hem de bölgede ciddi bir istihdam sağlayacaktı.

Yukarda saydıklarımıza ek olarak üniversite hastanesi de merkezi bir yer olan Gümülcine’ye yapılmış olsaydı şehrin nüfusu bugünkünden çok daha fazla olurdu. Şehrin ekonomik büyüklüğü de 1 milyar Euro gibi bir rakamda kalmazdı. Bu sadece Batı Trakya’ya kazandıracak bir mesele değil, Yunanistan’a da çok şey katacaktı.

Tabii tüm bunların olması Gümülcine’yi Yunanistan’ın önemli şehirlerinden biri yapacağı ve ekonomik olarak da önemli bir merkez haline getireceği gerçeği bazı çevreleri rahatsız etti ki bunların hiçbiri gerçekleşmedi.

Tabii ekonomik olarak az gelişmiş bir bölge olmamızın etkenlerinden biri devlet olsa da her zaman kendi başarısızlıklarımızı da kabul etmeli ve dersimizi almalıyız. Açıkçası halk olarak biz de ileri bir ekonomik düzeyi hakkedecek pek bir şey yapmadık…
Millet gazetesi logo
© 2024 Millet
KÜNYE
MİLLET MEDİA Kollektif Şirketi
Genel Yayın Yönetmeni: Cengiz ÖMER
Yayın Koordinatörü: Bilal BUDUR
Adres: Miaouli 7-9, Xanthi 67100, GREECE
Tel: +30 25410 77968
E-posta: info@milletgazetesi.gr
ΤΑΥΤΟΤΗΤΑ
MİLLET MEDİA O.E.
Υπεύθυνος - Διευθυντής: ΟΜΕΡ ΖΕΝΓΚΙΣ
Συντονιστής: ΜΠΟΥΝΤΟΥΡ ΜΠΙΛΑΛ
Διεύθυνση: ΜΙΑΟΥΛΗ 7-9, ΞΑΝΘΗ 67100
Τηλ: +30 25410 77968
Ηλ. Διεύθυνση: info@milletgazetesi.gr