Batı Trakya’nın meçhul sosyal bilimcileriyle sohbetler: Avrupa’da aşırı sağ yükselmiyorken ne oluyordu?

Bugün Avrupa’da aşırı sağın yükseldiği her yerde dillendiriliyor…

Köşe Yazıları 30 Haziran 2023
Batı Trakya’nın meçhul sosyal bilimcileriyle sohbetler: Avrupa’da aşırı sağ yükselmiyorken ne oluyordu?

Bugün Avrupa’da aşırı sağın yükseldiği her yerde dillendiriliyor…

Yukarıdaki cümleyi kurduğum anda aşırı sağın yükselmediği ya da bu işin içinde başka bir hinlik olduğunu kastettiğime dair zihinlerde birtakım şüpheler uyanabilir. Bugün Avrupa’da aşırı sağ gerçekten yükseliyor ama bu yükselişin bir eğilimin yükselişte olmasının dışında bir anlamı var mı? Yükselişin dışında Avrupa’nın kendisinde yükselip alçalan bir şey var mıdır? Bu sorulara cevap vermeye giriştiğimiz zaman meseleyi daha iyi kavrama imkânımız olacaktır.

Bunun için aşırı sağın yükselmesinin gerçekten bir anlamı olup olmadığını kısaca oturup düşünmek gerekir. Bunu düşünürken “Avrupa’da aşırı sağ yükselmiyorken ne oluyordu?” sorusunu sorduğumuzda meseleyi kavramak daha da kolaylaşır. Çünkü Avrupa’da aşırı sağ yükseliyorken meydana gelenlerle, yükselmiyorken meydana gelenlerin arasında Avrupa’nın kendisini menfî istikamette etkileyen bir durum yoktur.

Bugün aşırı sağın ya da genel olarak sağın yükselişi Avrupa’nın kendisi için bir tehditmiş gibi yansıtılıyor. Aşırı sağ Aydınlanma değerlerine aykırıymış gibi bir söylenti var. Öbür yandan da aşırı sağcılar Avrupa’nın değerlerini korumak amacıyla göçmenleri Avrupa’dan uzak tutmak için ellerinden geleni yapıyor. Daha genel çerçeveye baktığımızda Avrupa’da sağın da solun da yatıp kalkıp, uyumayıp birbirine şükretmesi gerekir. Çünkü Avrupa’da sağ solun motorudur, sol da sağın; ikisi birbirini sürekli yeniden besleyip üreterek Avrupa’yı sürdürür.

Bugün Avrupa’nın bileşenlerinden biri olan Aydınlanma’nın felsefi köklerini Antik Yunan’dan aldığını biliyoruz. Bunun devamında Fransız İhtilali’nin bunca ‘eşitlikçi’ motivasyonu devamında bir terör ortamını doğurduğunu da. Doğurmasa dahi bu dönemdeki gelişmeler sayesinde ortaya çıkan ulusçuluklar, doğal olmayan bir ulus bilincini ve sonrasında o ulusu ortaya çıkarma güdüsünü meydana getirdi. Bu örneklerden birisi de Yunanistan’dı ve Yunanistan’ın ulus-devlet olarak ortaya çıktığı dönemde isyancılar, Fransız Aydınlanmacılarına öykünerek kendilerine Aydınlanmacı diyor, ne var ki ulus-devleti kuran bir diğer motivasyon da Ortodoksluktu. Avrupa tarihinde tezat gibi görünen bu türden örneklere birçok yerde rastlamak mümkündür.

Bugün geldiğimiz noktada bu ulus bilinciyle Yunanistan meclisindeki koltukların neredeyse üçte ikisi sağ partilere ait. Bakıldığında Yunanistan’ın kuruluş ideolojisini de yansıtan partiler bu partiler ama bunlara karşı çıkanlar ise yine Yunanistan’ın yüzü suyu hürmetine karşı çıkıyor ve en nihayetinde Yunanistan gerçekliği devam ettirilmiş oluyor.

Eski Köye Yeni Demokrasi mi?

Bu durumu daha iyi tahlil edebilmek için Yunanistan’daki son seçimlere bakalım. Şu sıralar Yunanistan’da Yeni Demokrasi tekrar iktidar olmanın sevincini yaşıyor. Seçim ikinci tura kalınca hiç vakit kaybetmeden onca ilin içinde turuncu kalmayı başarmış Rodop’a çıkarma yapıldı ve şehir merkezinde ilk sözler “vaat vermeye gelmedik, mesaj vermeye geldik” şeklinde oldu, çok geçmeden de mesajı verdiler.

Bu mesaj Türkçede “eski köye yeni adet getirmek” olarak bilinen deyimi hatırlatıyor. Bunun için ben partinin adını da işin içine katarak “eski köye Yeni Demokrasi mi?” şeklinde bir soru sormak istiyorum. Hiç görülmemiş bir biçimde oy toplamaya gidildi. Benim bildiğim en otoriterinde bile demokratik olan her rejimde oyuna muhtaç olunan topluluğa siyasetçiler her türlü şirinliği yapar. Gerçekten eski köye Yeni Demokrasi geldiyse artık bu geleneğin değiştiğini kabul etmemiz gerekir. Ama bana pek de öyle gelmiyor. Şirinlik yapılan bir kesim hala var ama o biz değiliz. Sağ tarafta kim kaldıysa onların oyunu almak hedeflendi ve türlü türlü şirinliklerle bu başarıldı. Tabii burada bilinçli ya da bilinçsiz Yeni Demokrasi bir şeyi göze almak zorunda kaldı, o da Azınlığın imajının parlaması, bununla birlikte azınlık tarafından sağda yer alan herhangi bir partiye verilen oyun sağcılık motivasyonuyla ilgisinin olmadığının ortaya çıkması.

Dolayısıyla ortada yeni bir şey yok. Geçmişte Yunan siyaseti nasılsa bugün de öyle. Geçmişte biz nasıl görülüyorsak bugün de öyle görülüyoruz. Gelecekte muhtemel bir sol hükümetin başa geçmesi durumunda olacağı gibi, nitekim SYRIZA döneminde de olduğu gibi.  

Hülasa, eski köye Yeni Demokrasi diye bir şey söylemektense aynı tas aynı demokrasi demek daha isabetli olacaktır.

Millet gazetesi logo
© 2023 Millet
KÜNYE
MİLLET MEDİA Kollektif Şirketi
Genel Yayın Yönetmeni: Cengiz ÖMER
Yayın Koordinatörü: Bilal BUDUR
Adres: Miaouli 7-9, Xanthi 67100, GREECE
Tel: +30 25410 77968
E-posta: info@milletgazetesi.gr
ΤΑΥΤΟΤΗΤΑ
MİLLET MEDİA O.E.
Υπεύθυνος - Διευθυντής: ΟΜΕΡ ΖΕΝΓΚΙΣ
Συντονιστής: ΜΠΟΥΝΤΟΥΡ ΜΠΙΛΑΛ
Διεύθυνση: ΜΙΑΟΥΛΗ 7-9, ΞΑΝΘΗ 67100
Τηλ: +30 25410 77968
Ηλ. Διεύθυνση: info@milletgazetesi.gr