Travma sonrası stres bozukluğu

Köşe Yazıları 15 Aralık 2022
Travma sonrası stres bozukluğu

Bugün sizlerle en yaygın psikolojik bozukluklardan biri olan depresyonu konuşmayı planlıyordum. Ancak geçtiğimiz haftalarda yaşanan elim hadiseler (İstanbul’daki terör saldırısı ve Düzce depremi) nedeniyle farklı bir rahatsızlığı, travma sonrası stres bozukluğunu (TSSB) konuşmanın daha uygun olacağına kanaat getirdim.

Travma sonrası stres bozukluğu ya da ismi yerine yaygın şekilde kullandığımız kısaltması ile TSSB, travmaya maruz kalan kişinin yaşamasını normal kabul ettiğimiz akut stres döneminin bitiminden sonra olayın üzerinden aylar veya yıllar geçmesine rağmen bireyin hayatını yaşamış olduğu travmatik olayın halen yoğun şekilde etkilemesi olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla TSSB’yi ele alabilmek için travmanın ne olduğunu açıklamamız ve travma sonrası görülen akut stres dönemi hakkında da konuşmamız gerekmektedir.

Travma, gündelik hayat içerisinde artık neredeyse herkesin çok rahat kullandığı bir kavram haline gelmiş durumda fakat biz ruh sağlığı profesyonelleri olarak bu kavramı o kadar da rahat kullanmıyoruz. Travma yaşantısı dediğimizde temelde kişinin kendisinin ya da bir yakınının yaşamının tehdit altında olduğu (örneğin; bir terör saldırısına maruz kalmak, depremden etkilenmek) veya cinsel saldırıya uğradığı olayları kast etmekteyiz. Bunun dışında travmadan bahsedeceksek ikincil travmatizasyon olarak ele aldığımız mesleği gereği sürekli bu tür olaylar ile karşılaşan (örneğin; depremde afetzedelere yardım eden ekipler, belli görevlerde çalışan polis memurları veya sahada aktif olarak görev yapan askerler gibi) kişilerin yaşantıladıkları durumları kast etmekteyiz.

Akut stress durumu ise kişinin yaşadığı travma sonrası doğal olarak insanların çoğunda gelişen bir takım belirtileri kastetmekteyiz. Sürekli travma olayını anımsama, ona dair görüntülerin akla gelmesi, olayı anımsatan kişi veya yerlerden kaçınma ya da travmaya dair sık sık kabuslar görmek, en sık yaşanan belirtiler arasında yer almaktadır. Baktığımızda bu belirtiler genellikle ilk bir ay içerisinde ortadan kaybolmaya başlamakta ve travmaya maruz kalan insanların hemen hemen tamamında ortaya çıkmaktadır. Aslında akut stres belirtileri anormal bir olaya karşı verilen normal tepkilerdir. 

Bu nedenle travma sonrası ilk bir ya da kişinin durumuna göre iki ay kişinin göstereceği farklı tepkileri normal kabul etmek ve zaman tanıyıp, büyük oranda müdahale etmemek gerekmektedir. Akut stres dönemi içerisindeki kişiye yapılabilecek en iyi müdahale yaşamış olduğu travmatik duruma dair gösterdiği tepki ile davranışların normalleştirilmesi ve kişiye yaşadıklarını sindirebilmesi için zaman tanımak olacaktır. 

Ne var ki zaman zaman ruh sağlığı çalışanları bile bu konuda hata edebilmekte ve kişilere erken dönemde psikolojik müdahalede bulunarak yardımcı olmaya çalışmaktadırlar. Halbuki yapılan araştırmaların bize gösterdiği yaşanan travmatik olay sonrası erken dönemde yapılan psikolojik müdahalelerin çoğunlukla bir faydası olmadığı hatta bazen travma sonrası stres bozukluğunu tetikleyebildiği yönündedir. 

Bu nedenle de travma sonrası kişiye destek olabilmek için yapabileceğimiz en iyi davranış, kişiye zaman tanıyarak yaşadığı olayı hazmedebilmesine imkan tanımak olacaktır. Tıpkı oldukça ağır bir yemek yedikten sonra midemizin yediklerimizi sindirebilmek için zamana ihtiyaç duyması gibi zihnimizin de ağır yaşam olaylarını ya da travmaları sindirebilmek için zamana ihtiyacı vardır.

Kişilere travma yaşantısı sonrası akut stres dönemi içerisinde bu zaman tanındığında ve çevresindekilerin de desteğini gördüğünde çoğu kişinin durumu atlatabildiği görmekteyiz. Travma yaşantısına maruz kalan kişilerin sadece %5-6 gibi bir oranda travma sonrası stres bozukluğu gelişmesi söz konusu olurken, insanların büyük çoğunluğu doğal bir şekilde travmatik olayın etkilerini üzerlerinden atabilmekte ve hayatlarına devam edebilmektedir.

Tüm bunları değerlendirdiğimizde travmatik bir olay yaşayan kişiye destek olabilmek için ilk bir ayda yani akut stres döneminde yapabilecek en büyük ve en iyi destek, kişiye zaman tanımak olacaktır. Kişiye yaşadığı olayın zorluğunun görüldüğü ve bu yaşantı karşısında vermekte olduğu tepkilerin büyük oranda normal olduğu hatta anormal bir duruma karşı verilen normal tepkiler olduğunun aşılanması, ilk aşamada yapılabilecek en büyük destek olacaktır. 

Eğer ki yaşanılan travmatik olayın üzerinden bir aydan fazla süre geçmesine rağmen kişide halen akut stres döneminin belirtileri devam ediyorsa (örneğin, bir terör saldırısına maruz kalmış biri en ufak bir sesten bile vahim şekilde etkileniyorsa, olaya dair görüntüler aklına geliyor veya rüyalarını etkiliyorsa) travma sonrası stres bozukluğundan şüphelenilebilir.

Özetle eğer yaşanılan travmatik olayın üzerinden bir aydan daha fazla bir süre geçmiş ama kişi halen rutin hayatına dönemiyor ya da gündelik hayatı içerisinde travmaya bağlı zorluklarla karşılaşmaya başladıysa durumuna dair bir uzman görüşü alması faydalı olabilir.

İletişim; 

Telefon : +30 6947647020

WhatsApp: https://wa.me/message/CLOF6UPHM7R4G1

E-posta: onuribram@outlook.com

Benzer Haberler
Millet gazetesi logo
© 2024 Millet
KÜNYE
MİLLET MEDİA Kollektif Şirketi
Genel Yayın Yönetmeni: Cengiz ÖMER
Yayın Koordinatörü: Bilal BUDUR
Adres: Miaouli 7-9, Xanthi 67100, GREECE
Tel: +30 25410 77968
E-posta: info@milletgazetesi.gr
ΤΑΥΤΟΤΗΤΑ
MİLLET MEDİA O.E.
Υπεύθυνος - Διευθυντής: ΟΜΕΡ ΖΕΝΓΚΙΣ
Συντονιστής: ΜΠΟΥΝΤΟΥΡ ΜΠΙΛΑΛ
Διεύθυνση: ΜΙΑΟΥΛΗ 7-9, ΞΑΝΘΗ 67100
Τηλ: +30 25410 77968
Ηλ. Διεύθυνση: info@milletgazetesi.gr