Kültür-Tarih Sayfası 471
TARİHTE BU HAFTA: 3-10 OCAK3 Ocak 1963: Ankara'dan nota! Kıbrıs'ta Türk belediyelerinin lağvı kararını, Ankara-Zürih-Londra antlaşmalarına aykırı bulan Ankara,
Tarih
11 Ocak 2016
TARİHTE BU HAFTA: 3-10 OCAK
3 Ocak 1963: Ankara'dan nota! Kıbrıs'ta Türk belediyelerinin lağvı kararını, Ankara-Zürih-Londra antlaşmalarına aykırı bulan Ankara, Makarios'a sert bir nota verdi.
3 Ocak 1991: Yunanistan, vakıflarla ilgili kanunu yürürlüğe koydu. Böylece Türk azınlığa ait önemli bir kurum olan vakıflar üzerinde, anlaşmalara aykırı olarak kontrol ve denetimi ele geçirmenin yolu açılmış oldu.
4 Ocak 1990: Bulgaristan'da yeni bir dönem... Ahmet Doğan başkanlığındaki HÖH yani DPS, ülke siyasetinde aktif olarak yer almaya karar verdi. Sofya Şehir Mahkemesi'ne başvurarak siyasi bir parti olarak kaydını yaptırarak resmen kurulmuş oldu. Uzun bir süre hükümet ortağı olarak ülkenin kaderinde kilit partisi durumuna gelen HÖH, Türklerin haklarının alınması konusunda herhangi bir başarı elde edemedi. Dahası Bulgaristan'ın 2007'de AB'ye girişte izlediği yanlış politikalar sonucu hakların alınması konusunda elinde kalan son kozu da kullanamamış oldu. Günümüzde, olayların ve gelişmeleri yakından izleyememe ve kendini yenileyemem gibi nedenlerle HÖH, büyük bir sıkıntı yaşamakta.
5 Ocak 1939: Yosip Broz Tito, Yugoslavya Komünist Partisi'nin genel sekreterliğine getirildi. İkinci Dünya Savaşı sonrasında iktidarı ele geçiren Tito, öldüğü 1980 yılına kadar iktidarını korudu ve Yugoslavya'nın birleştirici unsuru oldu.
6 Ocak 1929: Sırp-Hırvat-Sloven Kralı Aleksandır Karacorceviç, parlamentoyu feshederek diktatörlüğünü kurdu. Gelişmelerden özellikle Müslümanlar yani Türkler olumsuz etkilendi. Çünkü Türklere ait vakıflara el konuldu, eğitim faaliyetlerine ve yönetime katılmalarına sınırlamalar getirildi. En önemlisi ise tarım reformu ile ellerindeki araziler alındı ve çok sayıda Sırp Kosova'ya yerleştirildi. Ayrıca yerel yönetimlere "Beyaz El" ve benzeri faşist gruplar hâkim oldu. Tüm bu gelişmelere bağlı olarak, 1923-39 yılları arasında yaklaşık 117 bin kişi bu ülkeden Türkiye'ye göç etmek zorunda kaldı.
6 Ocak 1987: Bulgaristan'dan geri adım! Bulgaristan, yapılan görüşmeler neticesinde ailelerinden ayrı kalan 103 Türk çocuğunu, Türkiye'ye göndermeyi kabul etti. Bir başlangıç olan bu gelişmeyi, 1989 yılında gerçekleşen yüz binlerin yaşadığı göç izleyecektir.
7 Ocak 1970: Yunanistan'da Türk sözcüğünün kullanımına yasaklama! Gümülcine Türk Gençler Birliği'nin tabelasındaki "Türk" ifadesi, Yunanistan'da, sivil toplum kuruluşlarının isimlerinde Türk ve Türkçe sözcüklerinin kullanılmasının yasaklanması üzerine kaldırıldı.
Yasak, 1980'lerin başından itibaren tüm Türk derneklerini kapsayacak biçimde yaygınlaştırıldı. 2008'de sonuçlanan davada ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, konuyla ilgili olarak İskeçe Türk Birliği'ni haklı buldu. Bir başka ifadeyle dernek isimlerinde Türk sözcüğünün kullanılmasının bir hak olduğunu karara bağladı.
8 Ocak 1908: Türkçe eğitime sınırlama… Bulgaristan'da kabul edilen ilk ve orta öğretim yasasıyla, Türk okulları sıkı bir denetim ve kontrol altına alındı. Günümüzde de eğitim sorunu yaşayan Türkler, bu konuda en rahat dönemi 1919-23 yılları arasında Aleksandır Stamboliyski hükümeti zamanında yaşadı. Sınırlamaların kalkması bir yana Türk okullarına devlet de önemli ölçüde maddi kaynak sağladı.
9 Ocak 1925: Gazi Mustafa Kemal Paşa, Musul'da yaşanan gelişmeler üzerine Konya'da 'Musul Komisyonu'nu kabul etti. Musul sorunu, Ankara'nın tüm çabasına rağmen, Milletler Cemiyeti tarafından, İngiltere'nin çıkarları doğrultusunda çözüldü.
9 Ocak 1878: Rus orduları Çamurluova'yı yani Samakov'u ele geçirdi. Bu gelişme üzerine, işgal edilen diğer yerlerde yaşanan bir olay yine tekrar etti. Binlerce insan katliam ve ölüm korkusuyla şehri terk ederek canlarını kurtarmak için yollara düştü. Böylece çaresiz ve perişan haldeki insan yığınlarına yenileri katılmış oldu.
9 Ocak 1992: Bosnalı Sırplar, kabul ettikleri yeni bir anayasa ile Bosna-Hersek toprakları içinde Bosna Sırp Cumhuriyeti'nin temellerini attılar. 5 Nisan 1992'de Bosna-Hersek hükümeti bağımsızlığını ilan etmesi üzerine de Bosna Sırp Cumhuriyeti'ni ilan ederek Bosna-Hersek'ten ayrıldıklarını açıkladılar. Bu gelişmelerin ardından, Belgrad tarafından desteklenen Bosnalı Sırplar, kendilerine olabildiğince fazla miktarda toprak kazanmak uğruna, Bosna-Hersek'te etnik arındırma çalışmalarına başladılar.
3 Ocak 1963: Ankara'dan nota! Kıbrıs'ta Türk belediyelerinin lağvı kararını, Ankara-Zürih-Londra antlaşmalarına aykırı bulan Ankara, Makarios'a sert bir nota verdi.
3 Ocak 1991: Yunanistan, vakıflarla ilgili kanunu yürürlüğe koydu. Böylece Türk azınlığa ait önemli bir kurum olan vakıflar üzerinde, anlaşmalara aykırı olarak kontrol ve denetimi ele geçirmenin yolu açılmış oldu.
4 Ocak 1990: Bulgaristan'da yeni bir dönem... Ahmet Doğan başkanlığındaki HÖH yani DPS, ülke siyasetinde aktif olarak yer almaya karar verdi. Sofya Şehir Mahkemesi'ne başvurarak siyasi bir parti olarak kaydını yaptırarak resmen kurulmuş oldu. Uzun bir süre hükümet ortağı olarak ülkenin kaderinde kilit partisi durumuna gelen HÖH, Türklerin haklarının alınması konusunda herhangi bir başarı elde edemedi. Dahası Bulgaristan'ın 2007'de AB'ye girişte izlediği yanlış politikalar sonucu hakların alınması konusunda elinde kalan son kozu da kullanamamış oldu. Günümüzde, olayların ve gelişmeleri yakından izleyememe ve kendini yenileyemem gibi nedenlerle HÖH, büyük bir sıkıntı yaşamakta.
5 Ocak 1939: Yosip Broz Tito, Yugoslavya Komünist Partisi'nin genel sekreterliğine getirildi. İkinci Dünya Savaşı sonrasında iktidarı ele geçiren Tito, öldüğü 1980 yılına kadar iktidarını korudu ve Yugoslavya'nın birleştirici unsuru oldu.
6 Ocak 1929: Sırp-Hırvat-Sloven Kralı Aleksandır Karacorceviç, parlamentoyu feshederek diktatörlüğünü kurdu. Gelişmelerden özellikle Müslümanlar yani Türkler olumsuz etkilendi. Çünkü Türklere ait vakıflara el konuldu, eğitim faaliyetlerine ve yönetime katılmalarına sınırlamalar getirildi. En önemlisi ise tarım reformu ile ellerindeki araziler alındı ve çok sayıda Sırp Kosova'ya yerleştirildi. Ayrıca yerel yönetimlere "Beyaz El" ve benzeri faşist gruplar hâkim oldu. Tüm bu gelişmelere bağlı olarak, 1923-39 yılları arasında yaklaşık 117 bin kişi bu ülkeden Türkiye'ye göç etmek zorunda kaldı.
6 Ocak 1987: Bulgaristan'dan geri adım! Bulgaristan, yapılan görüşmeler neticesinde ailelerinden ayrı kalan 103 Türk çocuğunu, Türkiye'ye göndermeyi kabul etti. Bir başlangıç olan bu gelişmeyi, 1989 yılında gerçekleşen yüz binlerin yaşadığı göç izleyecektir.
7 Ocak 1970: Yunanistan'da Türk sözcüğünün kullanımına yasaklama! Gümülcine Türk Gençler Birliği'nin tabelasındaki "Türk" ifadesi, Yunanistan'da, sivil toplum kuruluşlarının isimlerinde Türk ve Türkçe sözcüklerinin kullanılmasının yasaklanması üzerine kaldırıldı.
Yasak, 1980'lerin başından itibaren tüm Türk derneklerini kapsayacak biçimde yaygınlaştırıldı. 2008'de sonuçlanan davada ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, konuyla ilgili olarak İskeçe Türk Birliği'ni haklı buldu. Bir başka ifadeyle dernek isimlerinde Türk sözcüğünün kullanılmasının bir hak olduğunu karara bağladı.
8 Ocak 1908: Türkçe eğitime sınırlama… Bulgaristan'da kabul edilen ilk ve orta öğretim yasasıyla, Türk okulları sıkı bir denetim ve kontrol altına alındı. Günümüzde de eğitim sorunu yaşayan Türkler, bu konuda en rahat dönemi 1919-23 yılları arasında Aleksandır Stamboliyski hükümeti zamanında yaşadı. Sınırlamaların kalkması bir yana Türk okullarına devlet de önemli ölçüde maddi kaynak sağladı.
9 Ocak 1925: Gazi Mustafa Kemal Paşa, Musul'da yaşanan gelişmeler üzerine Konya'da 'Musul Komisyonu'nu kabul etti. Musul sorunu, Ankara'nın tüm çabasına rağmen, Milletler Cemiyeti tarafından, İngiltere'nin çıkarları doğrultusunda çözüldü.
9 Ocak 1878: Rus orduları Çamurluova'yı yani Samakov'u ele geçirdi. Bu gelişme üzerine, işgal edilen diğer yerlerde yaşanan bir olay yine tekrar etti. Binlerce insan katliam ve ölüm korkusuyla şehri terk ederek canlarını kurtarmak için yollara düştü. Böylece çaresiz ve perişan haldeki insan yığınlarına yenileri katılmış oldu.
9 Ocak 1992: Bosnalı Sırplar, kabul ettikleri yeni bir anayasa ile Bosna-Hersek toprakları içinde Bosna Sırp Cumhuriyeti'nin temellerini attılar. 5 Nisan 1992'de Bosna-Hersek hükümeti bağımsızlığını ilan etmesi üzerine de Bosna Sırp Cumhuriyeti'ni ilan ederek Bosna-Hersek'ten ayrıldıklarını açıkladılar. Bu gelişmelerin ardından, Belgrad tarafından desteklenen Bosnalı Sırplar, kendilerine olabildiğince fazla miktarda toprak kazanmak uğruna, Bosna-Hersek'te etnik arındırma çalışmalarına başladılar.