Ayhan Karayusuf seçim sonuçlarını değerlendirdi

SYRİZA Partisi Rodop Milletvekili Ayhan Karayusuf  25 Ocak 2014 Pazar günü yapılan erken genel seçimlerinde SYRİZA Partisi’nin elde ettiği başarıyı Millet gazetesine değerlendirdi.

Seçim sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? 

25 Ocak 2015 Pazar günü yapılan erken genel seçimler kesinlikle tarihi bir seçimdi. Çünkü SYRİZA Partisi olarak ülkede çok şeyin değişeceğini söylemiştik. Zaten değişmeye de başladı. Örneğin, genel başkan sayın Aleksis Çipras, başbakanlık görevini devralırken yemin törenine kravatsız gitti, dini yemin yerine politik yemin etti. Şunu da belirteyim ki, seçilmiş milletvekillerinin meclisteki yemini de yine politik olacak. Bu SYRİZA Partisi’nin devlet ve din işlerinin ayrılması ile ilgili politikasıdır. Çipras’ın dini yemin etmemesi, dine saygısından dolayıdır. Bunun altını çizmek gerek. Seçimlerde çıkan sonuç beklenen bir sonuçtu. Tabi biz parti olarak bunun da üstünde bir sonuç elde etmek istedik. Hedefimiz tek başına iktidar olmaktı. Seçim öncesinde açıkladığımız gibi hükümet programını tam uygulayabilmemiz için tek başımıza iktidar olmamız gerekir demiştik. Buna muvaffak olamadık ve mecburen Bağımsız Yunanlılar Partisi (AN.EL) ile birlikte hükümet kuruldu. Ama şunu unutmamak gerekir ki ezici çoğunluk bizde. Bizim 149 milletvekilimiz, AN.EL’in ise 13 milletvekili var. Biz SYRİZA olarak daha önce seçimlerden sonra  hükümet kurulacak ve erken seçim olmayacak demiştik. Dediğimiz gibi hükümet kuruldu.

Rodop ilinde partimiz açısından çıkan sonucu değerlendirecek olursak, Yunanistan genelinde parti olarak en yüksek oranı Rodop ilinde aldık. Bölge halkı verdiği büyük destekle iki milletvekilini de iktidar partisi SYRİZA’dan seçmeyi başardı. Halkımız hem beni hem sayın Mustafa Mustafa’yı ödüllendirdi. Biz aldığımız bu oylarla sorumluluğumuzun ne kadar arttığının bilincindeyiz. Mücaadelemizi bu bilinçle yapacağız.

İktidar partisi milletvekilleri olmanız azınlık sorunlarının çözümüne nasıl yansıyacak?

Buradan iki milletvekili seçilmemiz, sorunların çözümü noktasında verilen mücadeleye büyük katkı sağlayacak. Çünkü ben geçen iki buçuk yıllık dönem içerisinde tek başımaydım. Hem azınlığı hem çoğunluğu temsil ettim. Bunu ne kadar başardığımı halkımın takdirine bırakıyorum. Yeni dönemde üzerimize düşecek görevi ikiye böleceğiz. Tabi azınlık mensubu iki tane milletvekilinin olması da bir ilktir. Bu bizim beklediğimiz sonuçtu. Halkımızı tamamen inandırmış olsaydık belki de başka partilere hiç gitmeyeceklerdi. Biz sayın Mustafa Mustafa ile birlikte olacak ve görev paylaşımı yapacağız. Örneğin, ben geçen dönem tek başıma eğitim komisyonunda yer aldım. Hasbel kader birşeyler yapmaya çalıştım. Tabi bundan sonra iki kişi olacağımızdan dolayı büyük iltimal birimiz tarım komisyonunda olacak ve çiftçimizin, hayvan besicilerinin sorunlarını bakanlığa iletecek.

Yeni dönemdeki çalışmalarda azınlık için önceliğiniz ne olacak?

Azınlık sorunlarında benim için en önemlisi okulların ve eğitimin kalitelesidir. Biz eğitim komisyonu olarak hazırladığımız metinde küçük okulların toplanarak 6 sınıflı büyük ve modern okullara taşınsın diyoruz. Yani eski hükümetin yaptığı gibi değil.  Onlar okulları eğitim kriterlerine göre değil, ekonomik kriterlere göre kapattılar. Bu konu bizim eğitim programımızda alt yapısı hazırlanarak belediyelere ve bölge genel sekreterliğine fonlar ayrılıp çocukların evlerden alınıp okullara taşınması şeklinde yer alıyor. Alt yapısı hazırlanmış küçük okulların kapatılmasına yönelik SYRİZA’nın Eğitim Programı içerisinde yer alanları halkımıza aktardığımızda onlardan olumlu sinyaller aldık. Hedefimiz alt yapısı hazırlanarak, küçük okulların kapatılıp öğrencilerin daha büyük ve modern okullara tanışmalarını ve daha kaliteli eğitim almalarını sağlamaktır. Eski hükümet azınlık okullarında görev yapan öğretmenler için düzenleme yaptı. Bunun ne kadar başarılı olacağını göreceğiz. Eğitim Kordinatörlüğü bürosu kapatıldı ve Bölge Milli Eğitim Müdürlüğü çatısı altında bir azınlık eğitimi bürosu açıldı. Bizim SYRİZA olarak hem Yunanistan’ın geneli hem azınlık için eski hükümetlerin programı ile bağdaşmayan farklı bir eğitim anlayışı ve programımız var. Örneğin, yeni dönemde üzerinde duracağım bir konu anaokulların iki dilde eğitim vermesi olacak. Bunun için savaş vereceğim. Milli Kimlik konusu ile ilgili Lozan Antlaşması’nın Yunanistan’ın tek taraflı fesh etme lüksü yoktur. Burada garantör ülkelerin bir araya gelip bunu düşünmeleri gerekiyor. Zaten eğitim protokolleri de bunu gerektiriyor. Derneklerin açılması konusuna gelince, üzerinde Türk kelimesi olduğu için kapatılan derneklerin yeniden açılması için savaş vereceğiz. Avrupa insan hakları sözleşmesi ve mahkeme kararlarına göre bu mümkündür. Ancak şu anda halkın içine girdiğimizde, vatandaşlarla sohbet ettiğimizde ilk sorunun geçim sıkıntısı olduğunu görüyoruz. Ekonomik sıkıntının olduğu bir ülkede ne eğitimi düzeltmemiz mümkün, ne de müftülük sorununu çözmeniz mümkündür. Müftülük seçimi bizim arzumuzdur. Ancak seçimin nasıl yapılacağı konusunda henüz sonuca varmadık. Bu ikinci veya üçüncü sırada yer alan bir sorun. Önce insani krizi çözmeliyiz ardından arkası gelecek.

Hükümet ortağı milleyetçi AN.EL azınlık sorunlarının çözümüne engel olacak mı?

Bağımsız Yunanlılar Partisi (AN.EL)’in hükümete dahil olması azınlık sorunlarının çözümünde bizim yolumuza ne kadar engel koyacak, bizim ideallerimizi gerçekleştirmemiz için işimizi ne kadar zorlaştıracak onu göreceğiz. Oranlara baktığımızda ezici çoğunluk bizde. AN.EL’in engel olup olmayacağını ya da ne kadar olacağını zamanla uygulamada görmek lazım. Ama bir azınlık mensubu milletvekili olarak AN.EL konusunda kafamda soru işaretlerinin olduğunu da gizlemek istemiyorum.

Sizi oyları ile destekleyen bölge halkına neler söylemek istersiniz?

25 Ocak Pazar günü yapılan seçimlerde bize ve partimize gösterilen güvenden dolayı halkımıza çok teşekkür ediyorum. Halkımızın bu güvenini seçimlerden sonra uygulayacağımız politikalarımızda da görmek istiyoruz. Zira bir hükümet halkın desteğini görmezse, hükümet olmaktan çıkar. Aynı şeyi Samaras hükümeti yaşadı. Halka rağmen bazı reformları hayata geçirmeye çalıştı. Gelen tepkiler sonrası hükümet düştü. Biz her zaman halkımızın yanında olacağız, halkımız da bizim yanımızda olsun.