Op. Dr. Mehmet Eminoğlu: “Yeni hastaneyi Rodop halkının da istemesi gerekiyor”

Gümülcine Şişmanoğlu Devlet Hastanesi’nde görev yapan Türk doktorlardan biri olan Op. Dr. Mehmet Eminoğlu, sağlık sektörünü Millet gazetesine değerlendirdi. Kul

Batı Trakya 6 Kasım 2014
Op. Dr. Mehmet Eminoğlu: “Yeni hastaneyi Rodop halkının da istemesi gerekiyor”

Gümülcine Şişmanoğlu Devlet Hastanesi’nde görev yapan Türk doktorlardan biri olan Op. Dr. Mehmet Eminoğlu, sağlık sektörünü Millet gazetesine değerlendirdi. Kulak-Burun-Boğaz Kliniği’nde uzun süredir görev yapan hastanenin tecrübeli doktorlarından biri olan Op. Dr. Eminoğlu, ülkede yaşanan ekonomik krizin sağlık sektörüne nasıl yansıdığını, sektörde yaşanan değişiklikleri, Gümülcine Şişmanoğlu Devlet Hastanesi’nin ihtiyaçları ve hastanedeki sağlık personelin sıkıntıları hakkında şunları belirtti.

RAMADAN MOLLA: Yunanistan’da yaşanan ekonomik krizin ciddi anlamda etkilediği sektörler arasında sağlık sektörü de yer alıyor. Kriz sağlık sektörünü nasıl etkiledi, sektörde ne tür değişiklikler yaşandı?

OP. DR. MEHMET EMİNOĞLU: Ulusal Sağlık Hizmeti “Εθνικό Σύστημα Υγείας (ΕΣΥ)” sistemi 1982 yılında Andreas Papandreou hükümeti döneminde Giorgos Genimata tarafından Yunanistan’a getirildi. Bu sistem, kamu sektörünün alt yapısını iyileştirme, sağlık sektörüne daha iyi fonksiyon kazandırma, herkese ücretsiz sağlık hizmeti sunulması ve bölgesel sağlık merkezlerin kurulması için uygulanmaya başlandı. Sistem uygulanmaya başladığı günden bugüne kadar kamu sektöründe çalışan doktorların maaşları devlet tarafından ödeniyor. Hastanelerin çalışabilmesi için diğer masrafları ise sigortalar ödüyordu. Örneğin, OGA’ya yada herhangi bir sigortaya bağlı bir hasta hastanemize gelmiş, ameliyat olmuş veya belirli bir süre gözetim altında kalmış. Hasta ayrılırken bir şey ödemiyor çünkü onun tüm masraflarını hastaneye sigorta ödüyordu. Sigortalar devlete borçlarını ödeyemeyince devlette hastaneleri çalıştırmada sıkıntıya düştü. Bu sefer hem doktorların maaşlarını hem de iyi bir sağlık hizmeti verebilmesi için sigortaların ödemesi gerek masrafları da karşılamak zorunda kaldı.

Ulusal Sağlık Hizmeti (ΕΣΥ), 30 yıl önce getirilmiş ve çok da iyi bir sistemdir. Yunanistan, sağlık konusunda 2000 yılında dünyada 190 ülke arasında 16’cı sıradaydı. Bizler kamu sektörüne ilk girdiğimiz yıllarda Yunanistan’da doktorların sayısı 16 bindi. Bunlardan yaklaşık 7 bini kamu sektörüne girmişti. Bugün doktorların sayısı 50 bin ve devlet hastanelerinde çalışan doktorların sayısı 20 bin dolayındadır. Ancak son zamanlarda sağlık sektöründe yaşananlar sayıyı düşürdü. ΕΣΥ sisteminde kamu sektörüne ilk doktor olanların çoğu emekliliğe ayrıldı. Emekli olanların yerine yeni doktor alınmıyor, sağlıktaki asıl sıkıntı buradan başlıyor.  Örneğin, Kulak-Burun-Boğaz Kliniği, Göz Kliniği, Üroloji Kliniği dahi ikişer doktorla hizmet veriyordu. Şimdi bir doktor kaldı. Bu doktor 30 gün boyunca hastanede nöbet tutmak zorunda. Ben müdürü olduğum Kulak-Burun-Boğaz Kliniği’nde bir ayda 22 gün nöbet tutuyorum. Ben nöbet tutmazsam, stajyer doktorlar da nöbet tutamıyor. Çünkü stajyerler ihtisaslı doktorların denetimi altında olmak zorundadır.

Hastanelerde büyük klinikler boşalmaya başladı çünkü doktor gelmiyor. Devlet artık bir yıllık sözleşme ile doktor alıyor. Doktorların sözleşmeleri bittikten sonra yeni doktor alımı yapılıyor ki bunun da belirli bir prosedürü var. Bu prosedür kliniklerde hizmeti aksattırıyor. Hastanelerin asıl sıkıntısı budur. Bu durum hemşireler için de geçerli. Örneğin, bizim hastanemizin ameliyathanesi personel eksikliği yüzünden tam randımanlı çalışamıyor.

R.M: Sağlık sektörünün daha iyi çalışabilmesi için size göre neler yapılmalıdır?

M.E: Sağlık sektörüne yeni kan gelmesi gerekiyor. Ulusal Sağlık Hizmetleri (ΕΣΥ) sisteminin eksik bir tarafı yok. USH sistemi uygulanmaya başladığında bütün devlet hastaneleri bu sisteme dahil edildi. Kamu sektöründe bütün doktorlar tam gün yasası ile çalışmaya başladı, bunlara paralel olarak EKAB hizmeti ve aile hekimi hizmeti de verilmeye başlandı. Sistemin asıl amacı bütün vatandaşlara sağlık hizmetini ücretsiz sunabilmek.  USH, Atina ve Selanik dışında ülkenin her bölgesine çok amaçlı sağlık olanakları yaymak ve çalıştırmak amacı ile uygulanan İngiliz sistemidir. Sistemde Yunanistan daha da ileri gitti ve 166 numaralı EKAB sağlık hizmetini çalışmaya başladı. Eskiden bu hizmet yoktu. Sağlık sektöründe aile hekimliği hizmeti henüz tam oturmuş değildir. Dolayısıyla sağlık hizmetleri tam olarak istenildiği gibi sağlanamıyor. Tabi bunda ekonomik krizin de etkisi var.  Devlet krizden dolayı sağlık sektörünün daha da sekteye uğramaması için sözleşmeli doktorlar alıyor ve bir nevi mevcut hizmete destek sağlamaya çalışıyor. Hastanelerde, kliniklerde doktorların sayısı bire inerse sağlık hizmetinde performans yarıya iner.

R.M: Yakın zamana kadar kamu sektöründe çalışan bir doktor özel muayenehanesinde de hizmet verebiliyordu. Ancak artık doktorlardan ya kamu ya da özel sektörü tercih etmeleri istendi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

M.E: Bugüne kadar hem kamu sektöründe hem de özel muayenehanesinde çalışan doktorlardan tercih yapmaları istenmesini hastalar açısında çok doğru buluyorum. Vatandaşlar bu durumdan çok memnun. Bundan önceki yıllarda hastaneye geliyordun, ortopedist ya da kadın doğum uzmanı bulamıyordun. Ben doktorluk görevime başladığım ilk yıllarda Gümülcine Şismanoğlu Devlet Hastanesi’nde çocuk ve kadın doğum klinikleri yoktu. Sapçı’da ve Yassıköy’de çok amaçlı sağlık ocakları yoktu. Bunlar sonradan kuruldu.

Ulusal Sağlık Hizmetleri (ΕΣΥ) sisteminde hastaneler birinci derecede sağlık hizmetleri vermek kurumları değildir. Yani hasta önce çok amaçlı sağlık ocaklarında muayene olacak veya aile hekiminin kontrolünden geçecek. Sağlık ocağında hastalık teşhis edilemezse ya da hastaneyi gerektiren bir durum söz konusu ise o zaman hasta hastaneye gelir veya getirilir. Hastaneler ikinci derecede sağlık hizmetine sunması gerekirken, şimdi herkes hastaneye geliyor. Bizler de bu duruma hayır demiyoruz, çünkü insanların ekonomik sıkıntılarının büyük olduğunu anlıyoruz. Birçok insan özelde muayene olmak için para ödeyemeyecek durumdadır. Aile hekimi hizmeti tam oturtulmuş olsaydı, hastanelerde bu kadar yoğunluk yaşanmazdı. Çünkü hastalar aile hekimleri tarafından bir filtreden geçirilmiş olacaklardı.  Hastaneler ameliyat olacak veya tedavi altına alınması gereken hastalara hizmet sunan kuruluşlardır. Üçüncü derecede sağlık hizmetini ise üniversiteler sunuyor.

Bugünkü sistemde denge bozuldu çünkü herkes hastaneye geliyor. Hastaneye çok yük düşüyor. Özellikle acil bölümü çok yoğun çalışıyor. Bu durum insanların “ben ne zaman hastaneye gidersem doktor buluyorum” anlayışından kaynaklanıyor.

Hastaneler özellikle öğleden sonra çok yoğun oluyor. Acil bölüm örneğin kaza geçirmiş kanaması olan, kalp krizi geçiren, bir yerlerden düşmüş ağır yaralanan, nefes alamayan v.b. ağır durumdaki hastalar için kullanılmalıdır. Bir kulak kaşıntısı, kulak uğultusu veya diş ağrısı için insanlar acile gelmez. Görünen o ki,  bizde herkes ilk yardıma geliyor. İnsanlar bir kan testi yaptırmak için bile özellikle öğleden sonra acile geliyor.  Dünyanın her yerinde ilk yardım bölümünde sadece acil vakalara bakılıyor. İlk yardımı bazen boşa meşgul ediyoruz.

R.M: Klinik müdürlüğü görevini yapan birisi olarak hastanede ne tür değişiklikler yapılırsa sağlık hizmetleri daha iyi duruma gelir?

M.E: Bir insan sağlık hizmetlerinde her zaman en iyisini, lüksü ister. Ben öncelikle yapıdan bahsetmek istiyorum. İskeçe ve Kavala şehirlerindeki hastanelere baktığımızda Gümülcine Şişmanoğlu Devlet Hastanesi’nin sağlık hizmetleri için uygun olmadığını düşünüyorum. Yeni bir yapıya ihtiyaç var. Bu yeni hastane yarın olacak diye bir kaide yok ama mutlaka en kısa sürede bir programa girmesi gerekiyor. Bir hastane şehir içerisinde değil, dışarıda olması gerekiyor. Bu hem hasta hem de hasta yakınları açısında daha iyi olacak. Bizim hastanemiz giriş çıkışlar bakımından tıkanmış durumda. Bunun dışında sağlık sisteminin temel taşları olan sağlık personelinin yani doktorların, hemşirelerin sayısının arttırılması gerekiyor. Doktorlar hastalara daha iyi hizmet sunabilmesi için daha rahat daha modern ve daha donanımlı bir ortama ihtiyaçları vardır.

Hastaneye gelen hastalar da daha konforlu ve donanımlı odalarda tedavi görmek ister. Bizim diğer büyük sıkıntımız, insanlarımızın Dedeağaç Hastanesi’ni tercih ediyor olmalarıdır. Dedeağaç Hastanesi dıştan daha iyi görünen bir hastanedir ama bizim Gümülcine Şişmanoğlu Devlet Hastanesi’nde de çok iyi doktorlar var. Bizim hastanemizde hastalarımıza mevcut imkân ve olanaklar doğrultusunda en iyi hizmeti sunmaya gayret ediyoruz. Hastanede hizmetin daha iyi olabilmesi için hastaların kaldıkları koğuşların içinde yenileme yapılabilir. Tabi sizin de bildiğiniz gibi bu hastane çok eski bir hastanedir. Ancak geçici bir süre için odalarda yenileme yapılabilir. Asıl mesele şehrin yeni bir hastaneye kavuşması gerekiyor. Gümülcine’nin yeni bir hastaneye kavuşması için milletvekilleri, yerel yöneticiler, doktorlarla birlikte Rodop haklı da seferber olma ve Atina’ya yeni bir hastane istediklerini göstermeleri gerekiyor. Ben İskeçe’de bulunduğum zamanda vatandaşlar yeni hastaneyi isterken defalarca yürüyüş yaptılar ve devlet yeni hastane yaptı.

Yeni hastanenin yapılabilmesi için sadece seçilmişler ve hastanede çalışan doktorlar değil, halkın kendisi de bunu istediğini göstermesi gerekiyor. Şunu da belirteyim ki, Atina’da bakanlık yetkilileri Rodop iline bakarken Dedeağaç Hastanesi sadece 20 dakikalık bir mesafede olduğunu görüyorlar. Ama hiç de öyle değil. Çünkü Rodop vilayetine bakıldığında büyük bir balkan kolu kısmını görüyoruz.  Bölgeyi ziyaret eden bakanlara her zaman “sizler haritaya bakıp Dedeağaç’ın 20 dakikalık bir mesafede olduğunu söylüyorsunuz ama değil. Bu mesafe balkan kolundaki bazı köyler için bir bazıları için ise iki saatlik mesafedir” dedim. Mesafeden dolayı bir can kaybı yaşanması çok acı bir şey olur.

Birkaç yıl öncesinde hastanemiz kapanma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştı. Duyarlı vatandaşlarımızın tepkisi hastanenin kapanmasını önledi. Bugün tüm olumsuz şartlara, eksiklere rağmen tam gün sağlık hizmeti programı ile en iyi hizmeti vermeye çalışıyoruz. Ama tekrar vurguluyorum Gümülcine’ye yeni bir hastanenin yapılması şarttır.

-Son olarak vatandaşlara neler söylemek istersiniz?

-Vatandaşların şunu bilmesini isterim ki, müdürlüğünü yaptığım Kulak-Burun-Boğaz Kliniği’ne gelen hiçbir hastaya sen randevu al, bekle, zamanı gelince muayene olacaksın diye bir söz demiyoruz. Kliniğimizin kapıları her zaman vatandaşlara açıktır. Bölüm müdürü olarak kliniğimde çalışan hem stajyer doktor arkadaşlara hem de hemşirelere aynı talimatı veriyorum. Hasta ne zaman gelirse gelsin bakılacaktır. Ama 5 Euro’yu ödemiş, ama ödememiş, ama randevusu var, ama yok. Ekonomik krizi de göz önünde bulundurarak tüm vatandaşlara bu şekilde yardımda bulunmayı tercih ediyoruz. Doktorlar olarak yapabileceğimiz budur. Ama bu demek değildir ki, dışarıda özel sektörde çalışan doktor arkadaşlarımızı es geçelim. Zamanı olan da var, olmayanı da var, ekonomik gücü olanı da var olmayanı da var. Vatandaş tercih yapmakta özgürdür. Hiçbir sıkıntı olmaz. Muayeneler randevu ile olursa şu açıdan daha iyi olur, herkes sırasını bileceğinden klinikte yoğunluk yaşanmaz. Ama randevu alamayana da hizmet vermeye çalışıyoruz.

Millet gazetesi logo
© 2023 Millet
KÜNYE
MİLLET MEDİA Kollektif Şirketi
Genel Yayın Yönetmeni: Cengiz ÖMER
Yayın Koordinatörü: Bilal BUDUR
Adres: Miaouli 7-9, Xanthi 67100, GREECE
Tel: +30 25410 77968
E-posta: info@milletgazetesi.gr
ΤΑΥΤΟΤΗΤΑ
MİLLET MEDİA O.E.
Υπεύθυνος - Διευθυντής: ΟΜΕΡ ΖΕΝΓΚΙΣ
Συντονιστής: ΜΠΟΥΝΤΟΥΡ ΜΠΙΛΑΛ
Διεύθυνση: ΜΙΑΟΥΛΗ 7-9, ΞΑΝΘΗ 67100
Τηλ: +30 25410 77968
Ηλ. Διεύθυνση: info@milletgazetesi.gr