Günün Ayet ve Hadisi
Sizler için seçtiğimiz günün ayet ve hadisini istifadelerinize sunuyoruz...

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
وَاِنْ تُطِـعْ اَكْثَرَ مَنْ فِي الْاَرْضِ يُضِلُّوكَ عَنْ سَبٖيلِ اللّٰهِؕ اِنْ يَتَّبِعُونَ اِلَّا الظَّنَّ وَاِنْ هُمْ اِلَّا يَخْرُصُونَ
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
"Yeryüzünde bulunanların çoğu, kendilerine uyarsan, seni Allah yolundan saptırırlar. Çünkü onlar zandan başka bir şeye tâbi olmuyorlar ve temelsiz bir tahminden başka bir şeye de dayanmıyorlar."
(En'âm Suresi - 116) (Meâl Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı)
TEFSİRİ:
Kur’an dilinde zan, çoğu yerde “delile dayanmadığı, bu yüzden de hatalı olduğu halde sahibinin gerçek ve sahih saydığı inanç” anlamında kullanılır. Müfessirler genellikle âyet metnindeki yahrusûn fiilini “yalan söylerler” mânasında anlamışlarsa da İbn Âşûr kelimenin buradaki mânasının “temelsiz tahminde bulunurlar” anlamına geldiğini savunmuştur.
Kur’an’da arz kelimesi hem bütünüyle “dünya” hem de belli bir “ülke” veya “şehir” (bk. Mâide 5/21; İsrâ 17/104) anlamında kullanılır.
Müfessirlerin çoğunluğuna göre buradaki arz ile bütün dünya kastedilmiştir; ancak bu âyette sadece Mekke’nin ve Mekkeli müşriklerin söz konusu edildiği görüşü de vardır (Şevkânî, II, 179).
Asıl vurgulanan husus, dinî ve dünyevî meselelerde insanların çoğunluğunun belli bir görüş, inanç ve yaşayış biçimini seçtiğine bakarak, sadece buradan hareketle bunun doğru olduğunu zannetmenin ve onlara uymanın her zaman isabetli olmayacağıdır. Zira bu çoğunluk, inançlarını ve hayat tarzlarını oluşturup belirlerken aklıselime, gerçek bilgiye ve temiz vicdana dayanmak yerine –Mekke müşriklerinde görüldüğü gibi– kuruntulara, zan ve tahminlere de dayanıyor olabilirler. Bu sebeple Hz. Muhammed’in şahsında müslümanlar, inanç ve yaşayışlarını, nefsânî meyil ve güdüler, zan ve tahminler veya yalanlar üzerine kuran çoğunluğu taklit edip onlara uymaktan sakındırılmıştır.
Kaynak: Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 460
ALLAH RASULÜNDEN (Sallellahu Aleyhi ve Sellem)
"Haramdan sakın; insanların en çok ibadet edeni olursun.
Allah Tealanın sana kısmet olarak verdiğine razı ol; insanların en zengini olursun.
Komşuna iyilik et; (gerçek) mü´min olursun.
Kendin için sevdiğini insanlar için de sev (iste; hakiki) Müslüman olursun.
Çok gülme (hayatı gülüp eğlenmekten ibaret sanmak sorumsuzluğuna düşme). Çünkü çok gülmek (hayatı bir oyun ve eğlence olarak algılamak) kalbi öldürür." (Tirmizi, Ahmed bin Hanbel)