Avrupa vitrinlerinde sergilenen ırkçılık: Sarah Baartman
19.yüzyıl Avrupası’nda vitrinlerde sergilenen, sömürgeciliğin ve ırkçılığın en acı sembollerinden biri haline gelen Sarah Baartman’ın hikayesi...
19.yüzyıl Avrupası’nda vitrinlerde sergilenen, sömürgeciliğin ve ırkçılığın en acı sembollerinden biri haline gelen Sarah Baartman’ın hikayesi, insanlık tarihine kazınmış bir utanç abidesi olarak yaşamaya devam ediyor.
19. yüzyılın Avrupası’nda Londra ve Paris caddelerinde kalabalık meydanlarda bir ‘kadın’ adeta bir obje gibi sergileniyordu. İnsanlar onu görmek için para ödüyor, uzun kuyruklar oluşturuyor ve hapsedildiği alana gelince onu kahkahalarla seyrediyor, hakaret ediyor ve küçük görüyorlardı.
Vitrinlerde sergilenen o kadının adı Sarah Baartman’dı. Fakat insanlar ona adıyla değil aşağılayıcı lakabı "Hottentot Venüsü” olarak sesleniyorlardı.
Sarah’ın hikayesi Güney Afrika’da Doğu Kap’ta başladı. Farklı bedeni ve yüz şekliyle sömürgecilerin ilgisini çekti ve bir İngiliz doktor tarafından satın alınıp ‘sergilenmek’ için Londra’ya götürüldü.
Sarah, sözleşmeli hizmetçi olarak gittiği İngiltere’de, insanlık tarihinde kara bir leke olarak anılacak aşağılayıcı gösterilere zorlandı.
Sarah’ın Londra’da ilk sergisi “Hottentot Venüsü’ ismiyle duyuruldu ve bedeni 1810’da ücret ödeyen izleyiciler için sergilenmeye başlandı.
Bu gösteriler Sarah’ı sömürgecilik tarihin en ırkçı ve acı sembollerinden biri haline getirdi.
İngiltere’de az sayıdaki kölelik karşıtı insanın tepkisi ve serbest bırakılması talebinin ardından Sarah, Paris’teki bir köle tüccarı olan S. Réaux'ya satıldı ve halka açık gösteriler burada devam etti.
Sarah’a Paris’te Réaux’un izniyle birçok defa cinsel istismarda bulunuldu ve bedeni bilim adamları tarafından defalarca incelendi.
Yaşadığı onlarca istismar, acı, işkence ve kötü muameleye dayanamayan Sarah, 26 yaşında Paris’te öldü.
Ölümü onu ırkçı muameleden kurtarmadı ve bedeni bilim insanlarınca parçalandı, incelendi ve bazı kısımları saklandı.
Bedeninden kalan bazı parçalar (beyin, vulva ve anüs) muhafaza edilerek, ırkçı teorileri desteklemek amacıyla Paris’te Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’nde uzun yıllar sergilendi.
1994’de Nelson Mandela Güney Afrika Cumhurbaşkanı olur olmaz, Sarah’ın bedeninden kalanların Güney Afrika’ya iade edilmesini istedi. Fransız Parlamentosu 2002’de Sarah Baartman'ın kalıntılarının Güney Afrika'ya iadesini emreden bir yasa tasarısını kabul etti ve Sarah’ın bedeninden kalanlar Doğu Kap’a getirilip, doğum yerinin yakınlarına gömüldü.
Sarah gibi onlarca Afrikalı aynı dönemde Londra, Paris, Berlin, Brüksel gibi Avrupa başkentlerindeki sirklerde ve meydanlarda sergilendi.
Sarah Baartman’ın trajik yaşamı, Fransız yönetmen Abdellatif Kechiche tarafından 2010’da çekilen Venus Noire filmine ilham kaynağı oldu ve tarih boyunca susturulmuş bir kadının sessiz çığlığını beyaz perdeye taşıdı.
AA