İSLAM ALEMİ PERİŞANDIR
İnsanı insan yapan bilgidir. Bilgi, insana yön veren tek güçtür. Bilgi eşyaya ve çevreye paralel olmak ve ters düşmemektir. Sağlığa, barışa, normale ve olması l
İnsanı insan yapan bilgidir. Bilgi, insana yön veren tek güçtür. Bilgi eşyaya ve çevreye paralel olmak ve ters düşmemektir. Sağlığa, barışa, normale ve olması lazım gelene % 100 uyulur ve gereken yapılır. Fakat anormal bir durum, hastalık ve bir zaruri hal varsa o zaman ihtiyaç kadar uygulama yapılır.
Bilgi, hüküm, ahkam demektir. Bilgi, bir sıfatın özelliğin veya bir işin bir varlığa izafe edilmesine bilgi denir. Mesela su dedik, bu bilgi değildir. Doğdu dediğimiz zaman bir bilgi söylemiş olmayız. Bu doğma işini güneşe izafe ettiğimiz zaman bilgilenmiş ve bilgi vermiş oluruz.
Bilgi, devletin tekelinde olmaz ve olamaz; bilgi sadece okullarda ve üniversitelerde üretilmez. Bilgi toplumsaldır; tüm toplum tarafından üretilir, kullanılır ve tüketilir. O sebeple bugün iletişim araçlarının hepsi bilgi vasıtalarıdır. Asıl bilgi vasıtası duyu organlarımız ve duyduğumuz haberlerdir.
Ahmet gel, Müslüman oruç tutar, İslam’da hukuk vardır, devlet vardır, insan için gerçek bilgi kaynağı din ve bilimdir, gibi söylediğimiz cümleler hep birer bilgidirler. Bugün Müslümanların en çok muhtaç olduğu şey bilgidir. Maalesef Müslümanlar dinlerini bile bilmemektedirler. İslam hem din ve hem de düzendir. Bugün Müslümanlar İslam’ı sadece din ve ibadet olarak uygulamaktadırlar. O sebeple de düzenini kabul edip uygulamadıklarından insanlık içerisinde en düşük sevide bulunan ve deniz seviyesinde bulunan maalesef İslam ülkeleridir. Bu, yüz kızartıcı bir haldir; utanılacak bir durumdur. Bunun tek sebebi de bilgisizliktir. Müslümanlar İslam’ı bilmiyorlar; öğrenmiyorlar, öğrenmeye de çalışmıyorlar. Bilinmeyen bir şeyin uygulaması da olamayacağından bugün dünyada İslami bir hayat da yoktur. Tam tersine Müslümanlar İslam’a öğrenci olmadan hoca oluyorlar. Elifi görse mertek sanan kara cahiller İslam adına ahkam biçiyorlar. Daha doğrusu din uyduruyorlar. Bunun için de hem Türkiye ve hem de İslam alemi perişan bir haldedir.
Meallerden ve Kuran tercümelerinden İslam öğrenilmez. Meal demek tercüme demek, Kuran demek değildir. Kuran Arapça olan bir ilahi kitaptır. Onun için bir ayette “Kuranen arabiyyen” buyrulmaktadır. Hatta Elmalılı üstadımız da bir yazarın mealine Türkçe Kuran adını verdiği için “Türkçe Kuran mı var, behey şaşkın”, demiştir.
Netice olarak Müslümanlar din ile bilime sarılmalı, insan ruh-beden bileşkesi yani din ile bilimin bir bileşkesi olması dolayısıyla bu bileşimi öğrenmeli ve hem de yaşamalıdır, derim. Diğer taraftan da öğrenci olmadan hocalık taslayanlara da bir çift sözüm vardır. Siz, pabuçlarınızı yaptırmak için tamirciye neden gidiyorsunuz; nalbanta gitseniz olmaz mı?