Foto IBO
Foto IBO
Espressor Coffee
Espressor Coffee

Lozan’ı Türk kimliğine karşı kalkan yapan Yunanistan’ın inkâr politikası

Yunanistan devleti yine bildiğini okudu. Yunan Dışişleri Bakanlığı bir kez daha Batı Trakya Türklüğüne karşı inkarcı resmi çizgisini tekrarladı.

Köşe Yazıları 15 Nisan 2025
Lozan’ı Türk kimliğine karşı kalkan yapan Yunanistan’ın inkâr politikası

Yunanistan devleti yine bildiğini okudu. Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın İskeçe Türk Birliği'nin kuruluş yıldönümüyle ilgili yaptığı sosyal medya paylaşımı üzerine, Yunan Dışişleri Bakanlığı bir kez daha Batı Trakya Türklüğüne karşı inkarcı resmi çizgisini tekrarladı. Yayımlanan açıklamada Lozan Antlaşması’nın (Batı) Trakya’daki azınlığı “etnik değil, dini azınlık” olarak tanımladığını söyleyerek, Türk kimliğine olan düşmanlıklarını bir kez daha devlet ağzıyla ilan ettiler.

Ne var ki mesele sadece Lozan değil. Mesele, devletin Türk kimliğine karşı duyduğu hastalıklı alerji... Lozan Antlaşması’nı kalkan yaparak, Batı Trakya’da yaşayan biz Türklerin varlığını yok saymak, bu halkın kimliğini inkâr etmek, açıkça bir kimlik suikastıdır. Bu, sadece hukuksuzluk değil; bu, bir halkın kültürel değerlerine saldırıdır.

Yunanistan devleti, Batı Trakya’da “Türk” kelimesini görünce hop oturup hop kalkıyor. Oysa aynı devlet, isminde “Türk” geçmeyen derneklerin kurulmasına ve faaliyet göstermesine izin veriyor. Hatta bazılarına destek bile veriyor. AİHM kararlarına rağmen İskeçe Türk Birliği gibi köklü kuruluşlara hâlâ resmiyet tanımıyor. Çünkü mesele hukuki değil; mesele ideolojik bir inat ve Türk kimliğine tahammülsüzlük.

Lozan’ı kalkan yapıp Batı Trakya Türklerini görmezden gelen bu sakat zihniyetin temsilcileri, Lozan’ı ne sanıyor? Her akıllarına geldiğinde eğip bükebilecekleri bir oyun hamuru mu? Lozan, azınlıkları tanımlarken evet, “Müslüman” ifadesini kullanmıştır. Ancak bu, azınlığın etnik ya da kültürel kimliğini yok saymak anlamına gelmez.

Ne yani; Lozan'da “Müslüman” yazmasaydı, bu insanların Müslüman olma hakkı olmayacak mıydı? Aynı mantıkla bakarsak, “Lozan’da Türk yazmıyor, öyleyse Türk olamazsınız!” demekle, “Lozan’da Müslüman yazmıyor, öyleyse Müslüman olamazsınız!” demek arasında hiçbir fark yoktur. Bu absürt mantığın sonu yok.

Bugün uluslararası hukuk açıkça şunu söyler: Bir topluluğun etnik (milli/kültürel) kimliğini belirleme hakkı yalnızca o topluluğun kendisine aittir. Bu noktada artık herkesin susması gerekir. Ama ne yazık ki Yunanistan’daki inkârcı zihniyet susmak yerine yıllardır bir propaganda makinesi gibi “Türk yok, Müslüman var” demeye devam ediyor.

Yani bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu! Eğer azınlıkları etnik olarak tanımlamak suçsa, o zaman onlar ne hakla azınlığı “Pomak”, “Roman”, “Yunan kökenli” gibi etiketlerle parçalara ayırıyorlar? Lozan’ın hangi maddesinde Pomak, Roman ya da Yunan Azınlıktan bahsediliyor? Bu ne çelişki, bu ne sahte hukukçuluk!

Daha vahimi şu: Kendinizi etnik olarak tanımlamak suç, ama başkalarının sizi başka bir etnik kimlikle tanımlaması serbest! Ne ala memleket! “Türküm” diyen azınlık mensubunu yaftalayarak tehdit ediyorlar, ama “Sen Pomaksın”, “Sen Yunansın” demek bir özgürlük öyle mi?

Tam bu noktada çok önemli bir ayrıntıyı hatırlatmak gerekir: Batı Trakya Türklerinin temel dinamiğini oluşturun ve soylarını Kuman-Kıpçak ve Peçenek Türklerine dayandıran Pomaklar, kendilerini özbeöz Türk Azınlık mensupları olarak olarak tanımlıyorlar. Bu sebeple bölge insanı, “Pomak” ismini tek başına değil, “Pomak Türkleri” ifadesiyle birlikte kullanmayı tercih eder. Hatta çoğu zaman, “Yunan Pomak” propagandasına alet olmamak için bu ismi kullanmaktan özellikle kaçınır.

Ancak Yunan devlet politikasına göre Pomaklar, bugünkü Yunan halkının en eski köklerini oluşturan etnik bir unsur olarak tanıtılmaktadır. İşlerine gelmediğinde tarihî ve etnolojik gerçekleri çarpıtmakta beis görmeyen bu zihniyet, sözde bilimsel bir söylem uydurarak Pomak kimliğini de Türk Azınlığı asimile etme propagandasında kullanmaktadır.

Bunu kimse yemez. Bu zihniyet, bırakın çağdaş demokrasiyi, asgari insan hakları standartlarının bile fersah fersah gerisindedir. Kaldı ki, Batı Trakya'da Türk kimliğini inkâr ederken, İstanbul, Bozcaada ve Gökçeada’daki Rum Ortodoks azınlığını tanımlarken etnik kimliklerine gönderme yapmaktan çekinmiyor. Onlara etnik haklar tanınmasını savunurken, Batı Trakya Türklerine sadece “dini azınlık” muamelesi yapıyor. Bu nasıl bir vicdandır? Bu nasıl bir eşitlik anlayışıdır?

Kısacası bu politika artık yürümez. Bu inkâr siyaseti çökmüştür. Bu yol çıkmaz yoldur.

Yunanistan devleti, artık Batı Trakya’da yaşadığı topraklara, bayrağına sadık, vergi veren, askerlik yapan, dürüstçe çalışan ve kimliğini gururla taşıyan Türk Azınlık gerçeğini görmek zorundadır. Ne Lozan ona bu gerçeği inkâr etme hakkı veriyor, ne uluslararası hukuk, ne de insanlık vicdanı...

Gerçekle yüzleşin. Bu halk burada ve Türk. Ne eksik, ne fazla.

Millet gazetesi logo
© 2025 Millet Media
KÜNYE
MİLLET MEDİA Kollektif Şirketi
Genel Yayın Yönetmeni: Cengiz ÖMER
Yayın Koordinatörü: Bilal BUDUR
Adres: Miaouli 7-9, Xanthi 67100, GREECE
Tel: +30 25410 77968
E-posta: info@milletgazetesi.gr
ΤΑΥΤΟΤΗΤΑ
MİLLET MEDİA O.E.
Υπεύθυνος - Διευθυντής: ΟΜΕΡ ΖΕΝΓΚΙΣ
Συντονιστής: ΜΠΟΥΝΤΟΥΡ ΜΠΙΛΑΛ
Διεύθυνση: ΜΙΑΟΥΛΗ 7-9, ΞΑΝΘΗ 67100
Τηλ: +30 25410 77968
Ηλ. Διεύθυνση: info@milletgazetesi.gr