Mustafçova Belediyesi'ne "Türkçe" soruşturması
Son zamanlarda Batı Trakya Türk Azınlığına yönelik izlenen politikalar Yunanistan'ın cunta dönemini hatırlatmaya başladı. Zira Türk Azınlığın seçmiş olduğu müft
Batı Trakya
4 Haziran 2017
Son zamanlarda Batı Trakya Türk Azınlığına yönelik izlenen politikalar Yunanistan'ın cunta dönemini hatırlatmaya başladı. Zira Türk Azınlığın seçmiş olduğu müftülere, imamlara, basın mensuplarına, belediye başkanları ve meclis üyeleri hakkında insan haklarına aykırı olarak onlarca soruşturma başlatılarak kovuşturmalarla baskılanmaya ve gözdağı verilmeye çalışıldığı anlaşılıyor.
Önceki gün Yunan yargısının ırkçı ortodoks politikacıları ve medyanın kışkırtmalarıyla İskeçe'nin Türk Azınlık belediyesi Mustafçova hakkında soruşturma başlatması ülkede azınlık ve insan hakları konusunda gelinen noktayı ve eski alışkanlıkların geri döndüğünün göstergesi oldu.
Doğu Makedonya-Trakya Eyaleti’ne bağlı belediyelerde sosyal merkezler kurulmasını öngören AB programı çerçevesinde İskeçe’nin tek Türk azınlık belediyesi olan Mustafçova Belediyesi’nin verdiği iş ilanında Türkçe yeterlilik araması ülkedeki Türk karşıtı aşırı sağcı kesimin tepkisine sebep oldu. Yerel medyada çıkan haberler üzerine savcılık Mustafçova Belediye Başkanı Cemil Kabza hakkında soruşturma başlattı.
Eyalet genelindeki belediyelerde sosyal merkezler kurulmasını öngören AB programı çerçevesinde Mustafçova Belediyesi, AB programına katılmak için gerekli prosedürleri tamamlayarak programa dahil olduktan sonra İdari Genel Sekreterlik onayı ve Devlet Memurluğu Sınavı’nı yapan kuruma danışarak bu programı yürütmek üzere üç kişinin işe alınması için ilan verdi. Nüfusu tamamıyla Türk olan Mustafçova Belediyesi’nde belediye meclisinin oy birliği ile aldığı karara uygun olarak programın daha iyi yürütülebilmesi için işe alınacak personelin Türkçe bilmesinin istenmesi iktidarın küçük ortağı sağcı Bağımsız Yunanlılar(ANEL) ve Yeni Demokrasi Partisi(YDP) il örgütleri ile bazı yerel gazetelerin aşırı tepkisine yol açtı. Hatta ırkçı Altın Şafak Partisi Milletvekili Nikos Nikolopulos bu konuda Yunan Meclisi’ne bir soru önergesi sundu. Tüm bu olayların ardından savcılık Belediye Başkanı Cemil Kabza hakkında soruşturma başlattı.
İnsan Hakları aktivistleri ve hukukçular olayı skandal olarak değerlendirdi. Buna göre, "Mustafçova Belediyesi’nin AB programı çerçevesinde kurulacak sosyal merkeze ilişkin olarak verdiği personel ilanında aranan nitelikler arasında Türkçe’yi istemesi karşısında yaşananlar pes dedirtecek türden. Nüfusunun tamamı Türklerden oluşan bir belediyede kurulacak sosyal merkez için alınacak personelin Türkçe bilmesinin istenmesi kadar doğal bir durum olamaz. Belediyenin prosedüre uygun olarak gerekli onayların ardından verdiği ilandaki Türkçe şartı konusunda bazı siyasi partilerin ve yerel medyanın kıyamet kopartması inanılır gibi değil. AB fonları ile finanse edilen bir program çerçevesinde program kriterlerine uygun olarak iş ilanı verilmesinin yarattığı infial ülkede Batı Trakya Türklerine yönelik tutumun açık göstergesi. İş ilanlarında bölgede yaşayan azınlık dilinin aranması İtalya’da Alman azınlığın yaşadığı Güney Tirol’de yıllardır uygulanıyor. Yeni AB üyesi ülkelerden Romanya’da, Macaristan’da, Hırvatistan’da, Slovakya’da, Çek Cumhuriyeti’nde, hatta komşumuz Bulgaristan’da da bunun örnekleri mevcut."
Azınlık kamuoyunda da bu skandal olay tepkilere neden oldu ve SYRIZA ve ANEL ortaklığındaki hükümette Batı Trakya Türk toplumu ile ilgili tüm meseleleri sağcı ortağı ANEL’e bırakan SYRIZA’nın iktidarın büyük ortağı olarak bu duruma “Dur” demesi gerektiği şeklindeki yorumlarla eleştirildi.
Önceki gün Yunan yargısının ırkçı ortodoks politikacıları ve medyanın kışkırtmalarıyla İskeçe'nin Türk Azınlık belediyesi Mustafçova hakkında soruşturma başlatması ülkede azınlık ve insan hakları konusunda gelinen noktayı ve eski alışkanlıkların geri döndüğünün göstergesi oldu.
Doğu Makedonya-Trakya Eyaleti’ne bağlı belediyelerde sosyal merkezler kurulmasını öngören AB programı çerçevesinde İskeçe’nin tek Türk azınlık belediyesi olan Mustafçova Belediyesi’nin verdiği iş ilanında Türkçe yeterlilik araması ülkedeki Türk karşıtı aşırı sağcı kesimin tepkisine sebep oldu. Yerel medyada çıkan haberler üzerine savcılık Mustafçova Belediye Başkanı Cemil Kabza hakkında soruşturma başlattı.
Eyalet genelindeki belediyelerde sosyal merkezler kurulmasını öngören AB programı çerçevesinde Mustafçova Belediyesi, AB programına katılmak için gerekli prosedürleri tamamlayarak programa dahil olduktan sonra İdari Genel Sekreterlik onayı ve Devlet Memurluğu Sınavı’nı yapan kuruma danışarak bu programı yürütmek üzere üç kişinin işe alınması için ilan verdi. Nüfusu tamamıyla Türk olan Mustafçova Belediyesi’nde belediye meclisinin oy birliği ile aldığı karara uygun olarak programın daha iyi yürütülebilmesi için işe alınacak personelin Türkçe bilmesinin istenmesi iktidarın küçük ortağı sağcı Bağımsız Yunanlılar(ANEL) ve Yeni Demokrasi Partisi(YDP) il örgütleri ile bazı yerel gazetelerin aşırı tepkisine yol açtı. Hatta ırkçı Altın Şafak Partisi Milletvekili Nikos Nikolopulos bu konuda Yunan Meclisi’ne bir soru önergesi sundu. Tüm bu olayların ardından savcılık Belediye Başkanı Cemil Kabza hakkında soruşturma başlattı.
İnsan Hakları aktivistleri ve hukukçular olayı skandal olarak değerlendirdi. Buna göre, "Mustafçova Belediyesi’nin AB programı çerçevesinde kurulacak sosyal merkeze ilişkin olarak verdiği personel ilanında aranan nitelikler arasında Türkçe’yi istemesi karşısında yaşananlar pes dedirtecek türden. Nüfusunun tamamı Türklerden oluşan bir belediyede kurulacak sosyal merkez için alınacak personelin Türkçe bilmesinin istenmesi kadar doğal bir durum olamaz. Belediyenin prosedüre uygun olarak gerekli onayların ardından verdiği ilandaki Türkçe şartı konusunda bazı siyasi partilerin ve yerel medyanın kıyamet kopartması inanılır gibi değil. AB fonları ile finanse edilen bir program çerçevesinde program kriterlerine uygun olarak iş ilanı verilmesinin yarattığı infial ülkede Batı Trakya Türklerine yönelik tutumun açık göstergesi. İş ilanlarında bölgede yaşayan azınlık dilinin aranması İtalya’da Alman azınlığın yaşadığı Güney Tirol’de yıllardır uygulanıyor. Yeni AB üyesi ülkelerden Romanya’da, Macaristan’da, Hırvatistan’da, Slovakya’da, Çek Cumhuriyeti’nde, hatta komşumuz Bulgaristan’da da bunun örnekleri mevcut."
Azınlık kamuoyunda da bu skandal olay tepkilere neden oldu ve SYRIZA ve ANEL ortaklığındaki hükümette Batı Trakya Türk toplumu ile ilgili tüm meseleleri sağcı ortağı ANEL’e bırakan SYRIZA’nın iktidarın büyük ortağı olarak bu duruma “Dur” demesi gerektiği şeklindeki yorumlarla eleştirildi.