“Tarım teşviklerindeki adaletsiz dağıtım çiftçilere vergi yükü olarak döndü”
Rodop Milletvekili İlhan AHMET, meclis grubunda tarım ve hayvancılık sektöründe yaşanan yüksek vergilendirme ve adaletsiz teşvik dağılımı hakkında konuştu. Tarı
Rodop Milletvekili İlhan AHMET, meclis grubunda tarım ve hayvancılık sektöründe yaşanan yüksek vergilendirme ve adaletsiz teşvik dağılımı hakkında konuştu.
Tarım sektöründe çiftçi teşvik primlerinin dağıtımındaki adaletsizliğe dikkati çeken milletvekili, bugüne kadar uygulanan politikalar neticesinde şimdilerde çiftçilerin aşırı vergilendirilme ile karşı karşıya kaldıklarını belirtti.
İlhan AHMET, tarım ve hayvancılık sektörünün ciddi yapısal sorunlarına ve tarım ürünlerindeki verim düşüklüğüne dikkati çekerek, üretim faaliyetlerinin hareketlenmesi için yapılması gereken acil girişimler olarak; tarım arazilerinin büyütülmesi ve verimliliğini arttırıcı tarımsal üretim teknolojileri ve metodları uygulanması, bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretiminde makineleşme, yoğunlaştırılmış çiftçi eğitim programları, tarım ürünlerinin bölgesel olarak yeniden yapılandırılması gerekliliklerini sıraladı.
“Son 15 yılda tarıma ayrılan 40 milyar Euro siyasi çekişmelere heba oldu”
Yunanistan’ın üyesi olduğu Avrupa Birliği’nden bu güne kadar aldığı destek fonlarının 200 milyar Eoru’ya ulaştığını kaydeden milletvekili, son 15 yılda sadece tarım sektörüne 40 milyar Eoru aktarıldığını belirterek, “siyasi çekişmelerden dolayı, bu kaynağın önemli bir kısmı ne yazık ki tarımsal üretimi iyileştirmek için kullanılmadı. Aksine tüketimde kullanıldı” diye konuştu.
İlhan AHMET, tarım teşvikleri konusunda bugüne kadar izlenen politikaların sadece büyük çiftçilerin kollanmasına yarar sağladığını söyledi.
Hükümetin ekonomi politikasını eleştiren milletvekili, tarım sektörünün canlandırılması konusunda iktidarın vaadlerinin “boş bir mektup”tan ibaret olduğu söyledi.
“Çiftçinin vergi yükünün % 13’ten % 26’ya çıkarılması öngörülüyor”
Milletvekili, “yerel ve bölgesel üretimin teşvik edileceğine dair iktidarın ateşli sözlerine rağmen uygulamada, hükümet tarafından tarım ve hayvancılık sektörünün desteklenmesi yönünde herhangi bir gerçekçi adım atılmamıştır. Aksine, imzalanan yeni mutabakat zaptı (mnimonio) ile tarım üreticilerinin ve hayvan besicilerinin omuzlarına daha fazla yük bindirilmiştir.
Buna göre çiftçiler için bugün % 13 olan vergi oranının ilk aşamada % 20’ ye yükseltilmesi, 2017 yılı gelirleri için ise % 26 olması öngörülmektedir. Ayrıca, ENFİA, miras ve mülkiyet transferleri gibi bir dizi vergi muafiyetlerinin ortadan kaldırılması yahut kısıtlanmasına katkı sağlayıcı düzenlemelere gidilmesi planlanmaktdır” diye konuştu.
“Hükümet, yerel ve bölgesel üretimdeki azalmaya seyirci kalıyor”
Hükümetin, giderek azalan yerli üretimin durumuna da seyirci kaldığını söyleyen milletvekili, “ Örneğin inek sütünde, bugüne kadar ülke kotası aşıldığı için ceza ödeniyorken, her yıl 30 - 50 bin ton arasında azalan süt üretimi nedeniyle şimdi kota dahi doldurulamamaktadır. Öte yandan ette ise tüketilen miktarın % 80’inin ithal et olduğu tahmin edilmektedir. Sebzeler için de durum farklı değildir, ülke Arjantin’den limon, Belçika’dan domates ithal eder duruma gelmiştir” dedi.
Tütün üreticilerinin durumuna da değinen İlhan AHMET, Yunanistan’da bölgesel ürün olarak tescilli 101 üründen biri olan Anadolu tipi Basma tütünün önemini dile getirerek, üreticilerin gelirine katkı sağlamak amacıyla Ortak Tarım Politikası’nın II. ayağında Yunanistan’ a düşen 2,2 milyar Euro’dan tütüne kilo başına 3 Euro’luk destek sağlanması yönündeki talebini de yineledi.
“Geleneksel ve tescilli bir ihracat ürünü olarak tütün her daim desteklenmeli”
Konuyla ilgili yatırdığı soru önergesini hatırlatan milletvekili, “Tarımsal Kalkınma ve Gıda Bakanı Yardımcısının cevabında, 2015 - 2020 Ortak Tarım Politikası’nda, artık tütüne bağlantılı destek verilmeyeceğini açıkladı. Ancak unutulmasın ki Rodop İli’nde yaklaşık 6800 ailenin tek geçim kaynağı olan bu geleneksel ürünün desteklenmemesi halinde, sadece tescilli bir ürünün yok olmakla kalmayacak, en önemlisi toplumsal yapıda belli bir grubun ekonomik çöküşüne yol açılacaktır” diye konuştu.
Avrupa Parlamentosu’nun muhalefetine rağmen tütünün desteklenecek ürünler listesinden keyfi bir şekilde çıkarılmasının kaygı verici olduğunu belirten milletvekili, “özellikle Trakya’da yetiştirilen ve önemli bir ihracat malı olan Basma tütünün ve üreticilerinin gelecekte başka tarım politikalarının da dışında bırakılmasından korkulmaktadır” dedi.
“Tütün üreticilerini maceraya atan siyasi irade şimdi tütünün devamlılığı için mücadele etmelidir”
Tarım Bakan Yardımcısı Bolaris’in cevabında dile getirdiği, “tütün üreticilerinin daha iyi fiyatlar el edebilmeleri için şirketlerle daha iyi anlaşmalar yapmaları” yönündeki önerisine de değinen İlhan AHMET, “Sayın bakan hangi şirketlerden bahsediyor, anlaşmaları yok sayan ve ödemelerini aylarca sürüncemede bırakıp, üreticinin hayatını iyice zorlaştıran şirketlerden mi?” diye sordu.
Bakanın cevabında, tütün üreticilerini destek primlerinin üretime verilmemesi seçeneğini tercih ettikleri için sorumlu tutmasına da yanıt veren milletvekili, “ Tütün üreticilerine ‘Tarlalalarınızı bırakın, nasıl olsa üretmediğiniz ürün için prim alacaksınız’ diyen kimdi, diye düşünüyorum. O yıllarda tütün üreticilerini büyük risklere atan, siyasi sistem değil miydi?” şeklinde konuştu.
Tütün üreticilerinin durumuyla ilgili gelinen noktada ilgili herkesi sorumluluklarını üstlenmeye davet eden İlhan AHMET, “Trakya’ nın yerel ekonomisinin, geleneğinin ve kültürünün ayrılmaz bir parçası olan Basma tütün üretiminin devamlılığı için, hem Avrupa’da hem de uluslararası arenada mücadele edilmesi” çağrısında bulundu.