Günün Ayet ve Hadisi | 04.10.2022
Sizler için hazırladığımız günün âyet ve hadisi ile günün sözünü istifadelerinize sunuyoruz...

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
قَدْ جَٓاءَكُمْ بَصَٓائِرُ مِنْ رَبِّكُمْۚ فَمَنْ اَبْصَرَ فَلِنَفْسِهٖۚ وَمَنْ عَمِيَ فَعَلَيْهَاؕ وَمَٓا اَنَا۬ عَلَيْكُمْ بِحَفٖيظٍ
RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA
"Doğrusu size rabbiniz tarafından basîretler (idrak kabiliyetleri) verilmiştir.
Artık kim hakkı görürse faydası kendine, kim de görmezse zararı kendinedir.
(De ki:) “Ben üzerinize bekçi değilim."
(En'âm Suresi-104) (Meâl Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı)
TEFSİRİ
Besâir kelimesi “kalbin nuru, kalpte hâsıl olan bilgi ve idrak” anlamına gelen basîretin çoğuludur. Beden gözüyle algılamaya basar, akıl ve zihin melekeleriyle algılamaya da basîret denir. Âyette, Allah tarafından geldiği bildirilen “basîretler”den maksat, hakka davet eden, kurtuluş yolunu gösteren âyetler ve özellikle yukarıda geçen tevhid akîdesinin ispatına dair âyetler ile Râzî’ye göre Cenâb-ı Hakk’ın insan fıtratına bahşettiği, küfrü terkedip imana yönelme istidadı yani bilgi ve düşünme melekesidir (XIII, 134).
Buna göre Hz. Peygamber’in hakka davetini doğru bir şekilde kavrayan, bununla ilgili delilleri akıl ve düşünme yeteneğini isabetle kullanarak değerlendiren ve bu sayede hidayeti bulan kimse kendine iyilik etmiş; gurur ve kibre kapılarak bunun aksine davranan da kendine kötülük etmiş olur.
Âyetin son cümlesi, Hz. Peygamber’in, bu şekilde basîretsizliği yüzünden helâke doğru gidenleri koruma ve engelleme imkânının bulunmadığını bildirmektedir. Bunun bizzat Hz. Peygamber’in ağzından ifade edilmesi, müfessirlerin çoğunluğuna göre, âyetin başında veya bu son cümlesinden önce Resûlullah’a hitaben “de ki” şeklinde bir zımnî emrin bulunduğunu gösterir.
Elmalılı Hamdi Yazır bu görüşü isabetsiz bularak meâlinde “bekçi” anlamı verilen hafîz kelimesine Allah’ı ifade edecek şekilde mâna verirken (bk. III, 2020), tasavvufî hatta bir ölçüde vahdet-i vücûdcu bir yaklaşımı tercih eden Süleyman Ateş’e göre bazı âyetlerde görülen bu durum “vahyin Hz. Muhammed’in iç benliği ile ilişkisi”nden ileri gelmektedir ve aynı durum, mutasavvıfların “Hak sıfatıyla mevsûf insan” tanımıyla izah edilebilir (bk. III, 216).
Kaynak: Kur'an Yolu Tefsiri - Cilt: 2 / Sayfa: 450-451
ALLAH RASULÜ'NDEN ﷺ (Sallelahu Aleyhi ve Sellem)
إن الله لا ينظر إلى أجسامكم ، ولا إلى صوركم، ولكن ينظر إلى قلوبكم وأعمالكم
“Allah Teâlâ sizin bedenlerinize ve yüzlerinize değil, kalplerinize ve amellerinize bakar.”
(Müslim, Birr 33. İbni Mâce, Zühd 9)
GÜNÜN SÖZÜ