Allah bunları bildiği gibi yapsın!
Bu hafta bir kıssa okudum: Hükümdar, sarayın çatısından sesler geldiğini duyunca askerlerine emir verip baktırır. Bakarlar ki, bir adam çatıda dolaşıyor, yaka p

Bu hafta bir kıssa okudum:
Hükümdar, sarayın çatısından sesler geldiğini duyunca askerlerine emir verip baktırır. Bakarlar ki, bir adam çatıda dolaşıyor, yaka paça alırlar adamı hükümdarın huzuruna getirirler. Hükümdar adama sorar: -Be adam ne gezersin çatıda. Adam, kısık bir sesle: -Devemi yitirdim, onu arıyordum hükümdarım der. Hükümdar kızarak: -Be hey adam, hiç damda deve aranır mı? Adam cevap verir: -Siz de ibadet etmeden Cennet’i arıyorsunuz...
Kıssadan alınacak hisseye gelelim.
İbadet etmeden, gereğini yapmadan Cennet’e gidilmiyor. Nasıl ki işe gitmeden, çalışmadan kimse maaş vermiyorsa, çabalamadan, gayret etmeden, gereğini yapmadan, oturarak, hazır bekleyerek işler yürümüyor.
Sosyal medyada dikkatimi çeken ve manidar bulduğum yukarıdaki kıssayı paylaşmak istedim. Ne kadar da uyuyor bizim gibi toplumların durumuna, diye düşünerek...
Her şeyin hallolmasını, sorunlarımızın çözümünü istiyoruz bir an önce. Yakınırız liderlerimiz, önde gelenlerimiz pasif, gerekeni gerektiği gibi yapmıyorlar, sadece kendilerini, koltuklarını düşünüyorlar, bu yüzden sorunlarımız çözülmüyor, deriz. Onların işleri yolunda, biz sefil perişan yaşıyoruz. Bizlere, şu konuda şöyle yapın, derler, ama kendileri yapmaz, diye yakınırız sürekli.
Söylenip dururuz, şikâyet ederiz ve eleştiririz ileri gelenleri, ama biz de üzerimize düşeni lâyıkıyla yerine getirip getirmediğimizi oturup düşünmeyiz. Sadece eleştiririz biz, ama bu, tek başına sorun çözmüyor. Alternatifini üretmediğimiz sürece eleştirilerin fayda etmediğini bilmediğimiz veya unuttuğumuz için...
Eleştirmek yetmez, eleştirdiğinin yapmadığını sen yapacaksın arkadaş. Sadece Cennet’i istemek yetmez. Bunun için gerekeni yapmak lazım. Cennet’e öyle değil böyle gidilir, demek de yetmez. Nasıl gidildiğini hareketlerinle bizzat ortaya koyacaksın.
Önce sen doğruyu yapacaksın, ondan sonra eleştireceksin. Bunu yaptıktan sonra, baştakiler, çok bilip de hiçbir şey yapmayanlar uslanmazsa, gereğini yapacaksın. Ne mi yapacaksın? Ne gerekiyorsa işte! Haddini bildireceksin her fırsatta en uygun yolla. En uygun yollardan birini hepimiz biliyoruz: Seçimlerde onlara oy vermemek. Çağrılarına kulak vermemek, onları yok saymak... Onlar senin sayende ahkâm kesiyorlar. Sen de onlara değer verme, bak bakalım adam yerine koyan var mı?
----------
Bu hafta Parlamento’da 3. Memorandum ve 2013 yılı bütçe oylaması öncesi konuşmalar yapıldı. Konuşmacılardan biri de Azınlık Pasok milletvekili Ahmet hacıosman’dı. Medeni cesaret örneği göstererek Meclis kürsüsünden Azınlık haklarını haykırdı ve taleplerimizi bir kez daha dile getirdi. Helal olsun Ahmet Hacıosman'a! Milletin vekili işte böyle olur... Lider dediğin, gölgesinden korkmayacak... Her yer ve şartta Azınlığının ihlâl edilen hakkını, sorunlarını ve taleplerini dile getirecek...
Bravo sayın vekilimize. Özellikle de son 5 aydır Azınlığın kanayan yarası olan Azınlık Eğitimi ve Azınlık (Türkçe-Yunanca) Anaokulu talebini Parlamento’da dile getirdiği için kendisini kutluyor ve destekliyoruz...
Diğer vekillerimiz de, haberimizi yapmıyorsunuz, diye şikâyet edip durmasınlar. Mecliste konuşma yaptınız da biz mi yayımlamadık? Şikâyet edeceğinize ve Azınlık basınıyla uğraşacağınıza, iş yapın. Orada burada dedikodumuzu yaparak, bizleri olur olmaz yerlere şikâyet ederek ve duyurularınızda kınayacağınız yerde elle tutulur bir şey yapın Azınlığımız için. Şunu da bilin ki, dolaylı tehditleriniz bizlere vız gelir. Bizim Allah’tan başka korktuğumuz kimse yok.
----------
Yunanistan’da bu da oldu: Rodos İmamı İlter Meço tutuklandı.
Hıristiyan bir din adamı Türkiye veya bir İslâm ülkesinde tutuklansa, dünyayı ayağa kaldırırlar “medeni” Hırıistiyan Batı devletleri... Türkiye'de sebepsiz bir şekilde veya uyduruk sebeplerle bir Rum papazı tutuklansa kıyameti koparır Yunanistan...
Bu ne saçmalık! Ülkemizin yönetimi keçileri kaçırmak üzere... Her geçen gün ülkedeki Müslümanlar ve özellikle de Türk Müslümanların etrafındaki çemberi daraltmakla meşgul... Üzerimize üzerimize geliyor... Bu tam bir gözdağı... Tam bir diktatorya... Cuntacı zihniyet sanki yeniden hortladı... Samaras yönetimi artık Altın Şafak gibi hareket ediyor...
Anlaşılan odur ki, Rodos’ta, Rodos Müslüman Türklerinin daveti ve onayıyla hizmet veren İlter Meço hocanın başarılı olması, oradaki kardeşlerimizi toparlaması, asimilasyondan kurtarmaya başlaması, derin devleti ve ırkçı çevreleri rahatsız etmiştir. Buna karşılık da şer güçler, şeytanî komplolara başvurarak İlter Hoca’yı hapse mahküm etmiş ve hem kendisine, hem de Rodos Türk Azınlığı’na gözdağı vermek istemiştir.
Derin devlet ve faşistler işini yapıyor. Onlara bir şey demek manasız. Ancak bu karanlık odaklara alet olan, onların tetikçiliğini yapan Müslümanlara diyecek çok sözümüz var. Şimdilik sadece Allah’a havale ediyoruz. Allah ıslâh etsin...
----------
Bu hafta, Rodop İli Ortaöğretim Görevlileri Birliği’nden (ELME) şok bir öneri geldi. Birlik, yayınladığı açıklamayla Azınlık Eğitiminin iptal edilmesini istedi!
Bu önerisiyle daha çok Azınlık düşmanı faşist bir birlik olduğunu gösteren bu teşekküle tek bir sözümüz olacak: Allah sizi bildiği gibi yapsın...
Mehmet Akif’in sözleriyle bitirelim: Edvarı hayat perde perde, Allah bilir ne var ilerde.