Foto IBO
Foto IBO
Espressor Coffee
Espressor Coffee

Azınlık okulunda salyangoz satmak

Geçen hafta Yunanistan Eğitimciler Federasyonu ve Trakya İlköğretim Dernekleri tarafından düzenlenen kongrede azınlık eğitimi tartışıldı, hem de azınlık okullar

Köşe Yazıları 24 Mart 2018
Azınlık okulunda salyangoz satmak

Geçen hafta Yunanistan Eğitimciler Federasyonu ve Trakya İlköğretim Dernekleri tarafından düzenlenen kongrede azınlık eğitimi tartışıldı, hem de azınlık okullarından sorumlu encümenler ve öğretmenler olmadan. Hani ilk defa böyle bir toplantıya katılsan, adamlar bizi ne kadar çok düşünüyor, azınlık çocuklarının geleceğine ne kadar önem veriyorlar diye şaşırır kalırsın. Hatta dışarıdan bir izleyici olsan, bu kongreyi düzenleyenlere ödül bile verirsin.

Vay be, adamlar azınlık çocuklarının eğitimine ne çok önem veriyorlarmış, gözlerimiz yaşardı. Özellikle Atina’dan katılan sayın Siriggos bey ise, kendi ülkesini bile bu konuda daha hassas olmaya davet etti. Hatta azınlık çocuklarının eğitiminde burası için özel bir eğitim kanunu hazırlanması gerektiğini savundu. Siriggos konuşmasında aynen şu sözleri sarf etti:

"Devletimiz buradaki azınlık eğitimine farklı bir hassasiyet göstermesi gerekir. Eğitimi neredeyse yarım asır geriden takip eden azınlık okullarından veliler artık vazgeçmeye başladı. Bu durumda devlet okullarına gelen bu çocuklara Türkçe seçmeli ders değil mecburi ders olmalıdır. Hatta bu derslere Yunan çocukları da girmelidir, çünkü bu farklı toplumların çocukları okul dışında da her gün birlikteler. İşte bu sebepten dolayı devlet okullarında bu derslerin çoğalması ve azınlık ile çoğunluk çocuklarının her derste birlikte olmaları gerekmektedir. Hükümetimiz bu konuda bu bölge için farklı bir çalışma yürütmelidir. Ana okullarında ise çift dilden bahsediliyor. Burada ders yapılmıyor ki iki dile ihtiyaç duyulsun. Burada oyun ve atölye çalışmaları yapılıyor, yani daha çok el işi. Ha, bölgedeki öğrenci sayısına göre ana dili için tercümanlar olabilir hatta o ana okulunda bulunan öğrencilerin ana dili neyse o dili bilen bir kişi seçilebilir, çünkü siz de farkındasınız ki her yerde Türkçe konuşulmuyor."

Siz şimdi bu sözleri canlı dinleseniz ve azınlık eğitimine dair yapılan haksızlıklardan haberdar olmasanız ne düşünürdünüz? Yunanistan’da yaşayan bu insanların ne kadar  iyi niyetli, bu konuda ne kadar hassas olduğuna kanaat getirmez miydiniz? Hatta Avrupalı bir izleyici olsanız Yunanistan’da yaşayan bu azınlığın haklarını nasıl da iyi savunduklarına inanmaz mıydınız?

İşte Yunanistan’da yapılmaya çalışılan da zaten bu. Azınlığa rağmen azınlığa sorulmadan, yapılan her reformu azınlık lehineymiş  gibi göstermek ve çoğu zaman da bunu başarmak. Başarmak diyoruz çünkü onlara karşı kullanabileceğimiz tezleri her ne hikmetse kullanmaktan çekiniyoruz. Soru sormaya korkuyor, bu gibi etkinliklerde karşılarına geçip hesap sormuyoruz. Çok mu zor? Tabii ki hayır, aslında en doğal hakkımız soru sormak. Niyetlerini ortaya çıkarmak için zaten birkaç soru dahi yeterli bazen. Art niyetli olan her insanın çok kısa zamanda sinirlenmesi ve beklenilenin dışına çıkması o kadar da zor değil. Ama adamlar kibarca yapıyor her şeyi. Tereyağından kıl çekermişçesine.

Kongrede bizler de oradaydık ve bu yukarıdaki konuşmadan şunları anladık.

Azınlık okullarına artık ihtiyaç yok, bu çocuklara bizler şimdi devlet okullarında gereğinden fazla değer verelim ki bu okulları tercih etsinler. Daha sonrası kolay, biz istediğimizde o dersleri zaten kaldırırız, bu sefer hak da talep edemezler, çünkü kendi okullarını zaten kendi istekleri ile kaybetmiş olacaklar. Ana dili meselesini de zaten bertaraf etmiş durumdayız, aileler bundan sonra ana dilini sadece evlerde konuşsunlar yeterli, çocuklar okulda İngilizce öğrensin Yunanca öğrensin ki çağa ayak uydurabilsin, velilerin buna inandırılması gerek. İşte bu yüzden de devletimizin bu konuda biraz daha hassas davranıp devlet okullarındaki Türkçe ve din derslerine daha fazla hassasiyet göstermesi gereklidir.

Kısacası Lozan’dan doğan hakları tek taraflı kaldıramayacağını veya askıya alamayacağını çok iyi bilen Yunanistan, bunları kendi kalemize gol atarak bizim yapmamız için uğraş veriyor. Ana okulları için de çift dilli eğitimi anladığımız kadarı ile bertaraf etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Sanki çocuklarımızın çok iyi Yunanca öğrenmesini istermiş gibi bir havaya büründüler her ne hikmetse. Öyle olmuş olsaydı seneler boyu mahallelerde ve köylerde, otobüslerde ve mağazalarda Türkçe konuşmazlardı. Azınlık okullarında Yunancayı öğretebilecek Türk öğretmenler tayin ederlerdi. Ama Yunancayı öğretmemek onların da işine geldi, çünkü azınlık çocuklarından ileride memurluk yapabilecek seviyede kişilerin olmaması onların çocuklarının işine geliyordu. E şimdi ne oldu da aniden bizim çocuklarımızı çok düşünür hale geldiler. Hem de hükümetten bile buradaki devlet okullarına ayrı bir statü getirilmesini isteyecek kadar da ileri gittiler. Memurlukta artık para kalmadığı için mi, yoksa kendi kültür ve geleneklerini bu şekilde bizim çocuklarımıza daha kolay empoze  edebileceklerini bildikleri için mi? Yanlarında olanı etkilemek daha kolay olduğu için mi bunlar yapılıyor? Sizce neden bu kadar hazırlık? İyi niyetli olsak bile iyi niyetle yapılan bir şey göremiyoruz burada. Siz ne dersiniz? Neden azınlık okullarına karşı bu kadar düşmanlık var? Neden Türkçe bu kadar istenmeyen bir dil oldu aniden? Farklı din, dil, ırk ve kültürden neden bu kadar korkulur oldu? Her din ve ırkın geleneklerine ve kültürüne saygı nerede kaldı. Her şey para ile mi satılıyor artık?

Valla görünen tek gerçek şu: Adamlar geleceğe yatırım yapıyor. Biz yapılan yatırımı gerçek yatırım olarak görmüyorsak bir şeyler yapmamız lazım. Tabii karar verilmesi için de toplanmamız lazım, toplanmak için de kırgınlıkları ve kıskançlıkları bir kenara itip karar vermemiz lazım. Bu karar ne zaman verilecek? Müftülük ve vakıflar meselesi derken eğitim ve din de elden gidiyor. Onu bırakın gençlerimiz elden gidiyor, artık bir dur deme zamanı geldi…

Kendi aramızda yapılan kavgalar bir yana, milli meselelerde bir arada olmamız artık vazgeçilmezimiz olmalıdır. Müslüman mahallesinde salyangoz satmak isteyenlere cevabımızın tek olması lazımdır…

Biz bunu bilir bunu söyleriz: Kalın sağlıcakla…

Millet gazetesi logo
© 2025 Millet Media
KÜNYE
MİLLET MEDİA Kollektif Şirketi
Genel Yayın Yönetmeni: Cengiz ÖMER
Yayın Koordinatörü: Bilal BUDUR
Adres: Miaouli 7-9, Xanthi 67100, GREECE
Tel: +30 25410 77968
E-posta: info@milletgazetesi.gr
ΤΑΥΤΟΤΗΤΑ
MİLLET MEDİA O.E.
Υπεύθυνος - Διευθυντής: ΟΜΕΡ ΖΕΝΓΚΙΣ
Συντονιστής: ΜΠΟΥΝΤΟΥΡ ΜΠΙΛΑΛ
Διεύθυνση: ΜΙΑΟΥΛΗ 7-9, ΞΑΝΘΗ 67100
Τηλ: +30 25410 77968
Ηλ. Διεύθυνση: info@milletgazetesi.gr