Balkanlar, hasret ve özlem

Değişik dinden, dilden ve ırktan insanların bir arada yaşamaya çalıştığı bir coğrafya...

Kimi zaman huzurun var olduğu kimi zaman kan ve gözyaşının esir aldığı topraklar...

Uzun tarihi boyunca değişik orduların saldırısına uğrayıp ele geçirilen bölge, küçüklü büyüklü birçok devletin yaşam alanı olmuştur. Balkanlar, Persler, Makedonlar, Romalılar, Bizanslılar, Hunlar, Avarlar, Bulgarlar, Sırplar, Avusturyalılar ve daha nice devletler tarafından uzun yıllar boyunca yönetildi.

Birçok medeniyete ev sahipliği yapan bu topraklar en huzurlu olduğu dönem muhakkak ki Osmanlı çatısı altında bulunduğu dönemdir. İnsana değer veren din, dil ve ırk ayrımı yapmadan mazlumun yanında olan medeniyet... Balkanlara huzurun ne olduğunu gösteren ve yaşatan medeniyet...

Askeri çıkartmalardan önce Sarı Saltuk’ların, Sersem Ali Babaların gönüllere çıkartma yaptığı bir medeniyet...

Bölgenin Osmanlı hâkimiyeti altına girmesiyle birlikte Anadolu’nun değişik bölgelerinden seçilen aileler Balkanlara yerleştirildi. Balkanlar vatan edinildi.

Ne acı ki, Osmanlı İmparatorluğunun çöküşüyle birlikte bölgeyi kara bulutlar kapladı. Hüzün ve gözyaşı hakim olmaya başladı.

Balkanları vatan edinen Müslümanları bekleyen acı dolu günler vardı önlerinde. Zorunlu göçler, katliamlar, işkenceler... İnsana değer veren bir medeniyetten kendinden başkasına tahammülü olmayan bir medeniyete...

Bir de göç edemeyenler... Gözü hep hilalde olanlar...

Bosna’da gerçekleşen vahşet, Kosova’nın durumu, Batı Trakya’ da, Bulgaristan’da ve Makedonya’da benliklerini yaşatmaya çalışan Türkler ve Türkiye sevdalıları... Gözleri hep hilalde olanlar...

Balkanlar’ın gözü kulağı mazlumların gür sesi Türkiye’de...