İslâm’da Halife ve Halifelik

Sözlükte "arkada olmak, birinin arkasından gelmek, yerine geçmek” anlamlarına gelen half kökünden türetilmiş olan halife (çoğulu hulefa, halaif), birinin yerine

Köşe Yazıları 28 Şubat 2016
İslâm’da Halife ve Halifelik

Sözlükte "arkada olmak, birinin arkasından gelmek, yerine geçmek” anlamlarına gelen half kökünden türetilmiş olan halife (çoğulu hulefa, halaif), birinin yerine geçerek onun adına iş yapan demektir.

Tasavvufta şeyhi adına irşad faaliyetinde bulunan, ölümünden sonra da yerine geçen kimse, insanı-ı kâmil anlamında kullanılmaktadır.(Tabi biz tasavvufun bireysel olduğu halde toplumsallaşarak tarikat halini alması ve böylece bozulmasını kabul etmediğimiz için tarikat halifesiymiş veya gönüller sultanıymış bunları kabul etmiyoruz)

Kur’an’da bahsedilen halifelik, yeryüzü halifeliğidir.Yani tüm insanların Allah'ın kendilerine emanet ettiği insan, hayvan, bitki ve cansız varlıkları Allah'ın koyduğu kanun ve kurallarla Allah adına yönetmeye Kur’an diliyle halife diyoruz. Bu konuda ayette şöyle buyrulmaktadır:

"Yeryüzünde bir halife yaratacağım..."(Bakara 2/ 30) ve "...sizi yeryüzünün halifeleri kılan O'dur..." Enam 6/ 165; Neml 27/ 61) Bu ayetlerde geçen halife kelimesi Hz Adem ile onun soyunu ifade eder...

Kuranda "emanet" kelimesi de bu hilafet, yani varlığı yönetim işinin Allah'tan şartlı bir görev olduğunu, aslında Allah'ın mülkiyetinde olan ve Allah'ın olan varlıkları idare etme, onlarla irtibat kurarak iradesini kullanmak için bu vazifeyi insan üstlenmiştir. Bu konudaki ayette şöyle buyrulmaktadır. Allah Teala buyuruyor ki: "Gerçekten biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik onlar onu yüklenmekten kaçındılar ve ondan korktular da onu insan yüklendi.." Ahzab 33/ 72)

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır bu ayete dayanarak insanın Allah'ın hukuk emini olduğunu dile getirerek şöyle diyor:

"Allah'ın gerek kendi hakları ve gerek insanların hakları ile ilgili emirlerinin ve yasaklarının, hükümlerinin yerine getirilmesine Allah'ın emîn'i, inanç memuru olmak demek olan emanetini... hoşnutluk ve gönülden tercihle yaptırmak istediği serbest fiillerden emrine itaatle halifeliği demek olan görev ve yükümlülüğü göklere ve yere ve dağlara, yukarıda ve aşağıda o ağır ve büyük varlıkların ve gök cisimlerinin hepsine teklif eyledik de onlar onu yüklenmekten kaçındılar ve çekindiler, gerçi gökler ve yeryüzü, Allah Teâlâ'nın "İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin," (Fussilet, 41/11) gibi kainata yönelttiği emirlerini "İsteyerek geldik." (Fussilet, 41/11) diye isteyerek kabul ettiler. Öyle iken başkalarının haklarının yüklenmek mânâsını ifade eden emanet kendilerine teklif olunduğu zaman çekindiler ve ondan korktular. Emanet, böyle göklerin ve yeryüzünün ve dağların dayanamayacakları derecede ağır, yerine getirilmesi zor, sorumluluk getiren büyük ve korkunç bir yüktür.” (Hak Dini Kur’an Dili, V, 3934)

Şu halde Ademoğlu, Allah'ın bir fabrikası olan yer küresinde Allah'ın bir memuru, işçisi ve halifesi olarak Allah adına çalışıp Rabbimiz Teala’nın sünnetullah kanun ve kurallarını irademizin geçerli olduğu alanda uygularsa bu görevi yerine getirmiş olur.

Müslümanlar halife ve hilafeti tüm İslam alemine izafe ederek hilafet sancağı altında tüm İslam devletlerini toplama işine hilafet, bu işin başında bulunan başkana da halife demişlerdir.

Zaten dini literatürde halife denilince daha çok devlet başkanı, en yüksek yönetici anlamına gelmektedir. Halife ve hilafet tabiri Hz Peygamberin vefatından sonra onun yerine devlet başkanı olarak geçenler için, Hz Peygamberin yerine geçerek dini koruyan, dünya işlerini düzenleyen anlamında kullanılan bir ıstılah olmuştur. Halife tabirinin yanında EMİR-ÜL MÜMİNİN de denilmiştir.

Klasik fıkıh kitaplarında halife veya devlet başkanının seçim, tayin ve tespit yollarından en başta geleni biat usulü olarak görülmektedir. Seçme ehliyetine sahip kişilerin, seçilme ehliyetini haiz bir kimseyi seçip ona sadakatlerini bildirmeleri şeklinde yapılır.

Bilindiği gibi Hz. Peygamberin vefatından sonra ashab, Beni Saide'nin gölgeliğinde toplanarak devlet başkanlığı konusunda görüşmüşler; Hz. Ebu Bekir'in söz isteyip şu ayetleri okumasıyla Hz. Ömer hemen biat ederek elini sıkış tüm millet de yani ensar ve muhacirler Ebu Bekir'e biat ederek onu halife seçmişlerdir:

“(Bu) yurtlarından ve mallarından uzaklaştırılmış olan, Allah'tan bir lütuf ve rıza dileyen, Allah'ın dinine ve Peygamberine yardım eden fakir muhacirlerindir. İşte doğru olanlar bunlardır.Daha önceden Medine'yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir." (Haşr 59/ 8-9)

Bu ayetleri dinleyen Hz Ömer heyecanlanıp hemen ayağa kalktı ve Ebu Bekir'e biat ederek sadakatini iletti.

Kur’an ve hadislerde devlet başkanının seçimi konusunda açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle seçim usulü ve şartları zamanın koşullarına göre düzenlenebilir.

Ancak bize göre tüm Müslümanlar millet ve ümmet bilincinde olarak önce milli devletlerini İslamlaştıracaklar bundan sonra da inşallah Mekke'de hilafet-ümmet devletini veya İslam Birliğini kuracaklardır.

Millet gazetesi logo
© 2024 Millet
KÜNYE
MİLLET MEDİA Kollektif Şirketi
Genel Yayın Yönetmeni: Cengiz ÖMER
Yayın Koordinatörü: Bilal BUDUR
Adres: Miaouli 7-9, Xanthi 67100, GREECE
Tel: +30 25410 77968
E-posta: info@milletgazetesi.gr
ΤΑΥΤΟΤΗΤΑ
MİLLET MEDİA O.E.
Υπεύθυνος - Διευθυντής: ΟΜΕΡ ΖΕΝΓΚΙΣ
Συντονιστής: ΜΠΟΥΝΤΟΥΡ ΜΠΙΛΑΛ
Διεύθυνση: ΜΙΑΟΥΛΗ 7-9, ΞΑΝΘΗ 67100
Τηλ: +30 25410 77968
Ηλ. Διεύθυνση: info@milletgazetesi.gr