Sayın Dendias, şirinsiniz ama samimi değilsiniz
Yeni Demokrasi Partisi’nin azınlık aleyhinde yapıklarına baktığımda aklıma hep rahmetli dedem gelir. Nur içerisinde yatsın dedem ve tüm ölmüşlerimiz.
Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığının geçmişine bakacak olursak hak ihlaleri, asimile politikaları, azınlığı hiçe saymak için yapılan hamlelerin en çok Yeni Demokrasi Partisi iktidarlarında yaşandığını söylersek acaba yanılmış olur muyuz?
Yeni Demokrasi Partisi’nin azınlık aleyhinde yaptıklarına baktığımda aklıma hep rahmetli dedem gelir. Nur içerisinde yatsın dedelerimiz, ninelerimiz ve tüm ölmüşlerimiz.
İzmir Ege Üniversitesi İletişim Fakültesinde ikinci sınıf öğrencisiyken Kozlukebir Belediyesi’nin Hemetli bölgesinde yaşayan (şimdi hepsi bu dünyadan göçüp gitti) büyklerimizle Yunanistan İç Savaşı ve Trakya’da Bulgarlık dönemiyle ilgili bir çok röportaj yapmıştım. Dedelerimizinden çok değerli bilgiler edindim, onlar yaşadıkları zor hayatları kendilerinden dinledim.
Konu hakkında öz dedemle röportaj yaparken, 'Sen şimdi gazeteci mi olacaksın?' diye sormuştu ve devamını getirmişti: 'Yok mu başka seçebileceğin bir meslek' deyip ikinci sorusunu sorduğunda ben de ona "Gazeteci olmanın olumsuzluğu nedir?"diye sorma ihtiyacı duydum. Verdiği cevapta hala etkisinden çıkamadıkları Yeni Demokrasi yönetimlerinde neler çektiklerini sıraladı. Azınlık bölgelerinde yasak bölge uygulamaları; giriş çıkış için özel kimlik, evin çatısına müdahale edememe ve daha bir çok örneği tekrar tekrar yaşarcasına anlaştmıştı. Yeni Demokrasi Partisinin hiç bir zaman Batı Trakya Türk Azınlığına samimi davranmadığını, gerçek anlamda azınlık toplumunun sorunlarına eğilmediğini de özellikle vurguladı.
Batı Trakya’da yaşayan bir azınlık mensubu olarak 15 yıldır gazetecilik mesleğimi icra ediyor, azınlık toplumumuzun sorunlarını, insanlarımızın yaşadığı sıkıntıları tıpkı diğer meslektaşlar gibi elimden geldiğince dillendirmeye, toplumumuzun sesi olmaya çalışıyorum.
Geçmişte azınlığa karşı samimi olmayan Yeni Demokrasi yönetimleri bugün de aynı tavrı sergilemekten vaz geçmiyorlar.
Bunu, Rodop ilinde Azınlık İlkokullarında eğitim gören öğrencilerin Cuma günleri erken paydos yaparak camilere giderek cemaatle namaz kılmalarını engelleyen genelgeden anlayabiliyoruz. Bunu, özellikle azınlığın talepleri hiçe sayılarak Partiler Arası Trakya Kalkınma Komisyonunun yayınladığı öneri raporundan açıkça görebiliyoruz.
Ayrıca bunu, Partiler Arası Trakya Kalkınma Komisyonunun öneri raporunun hemen ardından 9 Aralık 2021 Perşembe günü Trakya’ya gelerek Dedeağaç’ta metropolitlere ve Gümülcine, İskeçe ve Dimetoka’da görev yapan Yunan devletinin atanmış memurları olan müftü naiplerine Dışişleri Bakanı Dendias’ın yemek vermesiyle de anlayabiliyoruz.
Dedeağaç’taki yemekte gülücüklü fotoğraflar paylaşan Bakan Dendias'ın, çok şirin göründüğü söyleyebilirim. Ancak, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığına karşı ne kadar samimiyetsiz olduğu da görünmektedir.
Sayın Dendias, dilediği zaman dilediği kişiye, kişilere, dilediği yerde yemek verebilir, buna da elbette kimse karışamaz. Ancak, Türk Azınlığın gerçek temsilcileri olmadan azınlık toplumunun sorunlarıyla ilgileniyormuş gibi görünmek kamuoyunu kandırmaktan ve Azınlıkla alay etmekten başka birşey değildir.
Sayın Bakan, siz gerçekten azınlığın sorunlarını azınlıkla yakından-uzaktan ilgisi olmayan, toplumun içine giremeyen, kahve içebilecek bir dost bulamayan, hatta yakınları tarafından bile eleştirilen sizin memurlarınız olan müftü naipleriyle mi çözeceksiniz?
Siz gerçek anlamda azınlık toplumuna samimiyetle yaklaşmak ve temel sorunları çözmek isiyorsanız, nacizane görüşüm yemeği Dedeağaç’ta değil, Gümülcine ya da İskeçe'de Türk Azınlık toplumunun kendi seçtiği yöneticilerle yemelisiniz.
Ne yazık ki, Azınlık toplumuna mesafe koyarak ve kendilerini dahi ifade edemeyen memurlarla yemek yiyerek uzaktan şirin pozlar vererek sorunlar çözülmüyor.
Partiler Arası Trakya Kalkınma Komisyonu'nun öneri raporu ki; Azınlığın hiç bir önerisi dikkate alınmadan sadece Yeni Demokrasi Partisi mensupları tarafından onaylanmış ve yayınlanmışken, göstermelik yemeklerde azınlığın sorunlarıyla ilgileniyormuşsunuz imajını vermekle azınlık toplumunu sorunların çözümü konusunda inandıramazsınız.
Geçmiş yıllarda azınlığa yaşattığınız acıları bugün de yaşatmaktan vaz geçin Sayın Bakan. Batı Trakya’da yaşayan, vatandaşı olduğu Yunan devletine karşı vatandaşlık görevlerini en iyi şekilde yerine getiren azınlık mensuplarını ülke için ya da Batı Trakya için bir tehdit değil, kültürel bir zenginlik olarak değerlendirmek, ülkemiz Yunanistan’a kaybettirmez. Sizin savunduğunuz sözde demokrasi değil, gerçek anlamda demokrasinin yaşanmasına vesile olacaktır.
Partinizin isminde olan ancak azınlığa karşı uyguladığınız politikalarla hiç te bağdaşmayan "Demokrasi" kavramını gelin hep birlikte gerçek anlamda yaşayalım, yaşatalım.
Sayın Bakan, mensubu olduğunuz Yeni Demokrasi Partisi azınlığa karşı ideolojisini, bakış açısını değiştirmezse, Batı Trakya Türk Azınlığının sorunları çözülmez, aksine erken paydosu yasaklayan genelgelerin benzerleri yayımlanarak sorunların çoğalmasına sebep olacaktır.
Sayın Bakan, azınlığın sorunlarını azınlık toplumunun içinde olmayanlarla çözmek için yemeğe davet ettiğiniz sizin memurlarınız olan müftü naipleriyle ya da Meriç bölgesinde bir avuç insanla verdiğiniz pozlarla şirin görünebilirsiniz, ama hiç samimi değilsiniz.
Yarınlarımızın gerçek anlamda daha iyi olması için, YDP hükümeti ve mensupları azınlık toplumunun sorunlarını azınlığın gerçek temsilcileri olan seçilmiş sivil toplum kuruluşlarımızın başkan ve yöneticileriyle sadece laf olsun diye değil, gerçek anlamda çözmek için samimi şekilde aynı masa etrafında oturup değerlendirebilecek bir süreç olması dileğiyle.
Sorunlarımızın yemek masalarında azınlık toplumunun dışladığı atanmış müftü naipleriyle uzaktan şirin görünerek değil, azınlığın gerçek temsilcileriyle yakından samimi toplantılar düzenleyerek çözülür Sayın Bakan.
Sağlıcakla kalın...