SİRİZA’nın İTB açıklaması, Azınlık ve Erken Seçimler
Geçen haftaki yazım yer buldu. SİRİZA ile ilgili yazdıklarım partililer tarafından dikkate alınmış olacak ki hemen gereğini yaptılar. Söz konusu yazımda, İske

Geçen haftaki yazım yer buldu. SİRİZA ile ilgili yazdıklarım partililer tarafından dikkate alınmış olacak ki hemen gereğini yaptılar.
Söz konusu yazımda, İskeçe Türk Birliği’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından haklı bulunması kararının tanınması başvurusunun Arios Pagos tarafından reddedilmesi kararını değerlendirirken, geçmişte partiler bazında bu konuda en cesur açıklamaları SİRİZA’nın yaptığını, bu seçimlerde küçük partilere oy verilecekse SİRİZA’ya oy verilebileceğini, ancak buna lâyık görülmesi için SİRİZA’nın samimiyetini bir daha ortaya koyması gerektiğini yazdım. Diğer partilerin Azınlık nezdinde millî ve dinî açıdan değerlendirildiğinde siyaseten “murdar” hükmünde olduğunu, SİRİZA’nın bunun dışında kalması için Yunan Adaletinin İTB hakkındaki son ret kararı karşısında da eski tavrını şimdi de ortaya koyması gerektiğini belirttim.
Bunun üzerine SİRİZA’nın İnsan Hakları Komitesi, yakın Yunan siyasî tarihine damgasını vuracak bir adım attı. Yunan Devletinin Yüksek Mahkemesi Arios Pagos’un İskeçe Türk Birliği ile ilgili olumsuz kararını ve kararın gerekçesini eleştiren bir açıklama yaptı. Mahkemenin kararının ve gerekçesinin kaygılandırıcı ve endişe verici olduğunu belirterek, devleti, AİHM’nin kararlarını hem yok saydığı için, hem de uygulamadığı için çifte suç işlemekle suçladı.
Demek ki, partideki Azınlık mensupları ve milletvekili adaylarının partiye söz geçirebilecek kadar ağırlıkları varmış. Kanımca bu işte en büyük katkı payı her zaman olduğu gibi yine Hüseyin Zeybek’indir. Bu açıdan kendisini tebrik etmek lâzım.
Netice olarak, erken seçim tartışmalarının alevlenmeye ve kulis faaliyetlerinin hızlanmaya başladığı, yani genel seçim arefesinin yaşandığı bir dönemde SİRİZA Partisi, tabiri caize 1-0’lık skor avantajını daha şimdiden yakalamış oldu.
SİRİZA’nın söz konusu organı, devleti, bir an önce bu yanlıştan dönerek Azınlığın kendisini kollektif olarak Türk tanımlama hakkından yararlanması yönünde üzerine düşeni yapmaya davet etti.
SİRİZA, bu çıkışıyla haftanın konusu olmayı ve Azınlığın gündemine oturmayı başardı. Abartmak istemiyorum, ama SİRİZA Azınlığın dikkatini çekmekle kalmadı, aynı zamanda takdirini toplamaya da başladı. Belki daha çok erken, ama günler geçtikçe SİRİZA’nın bu adımı çok kunuşulacak ve konuşuldukça da takdir toplayacak.
Şu aşamada diğer partilerin bu konuda nasıl bir siyaset izleyeceği önem arz ediyor. Bundan sonra artık diğer partilerin ne yapacağı Azınlık için merak konusu. Şu kadarını söyleyeyim ki, eğer başta İTB konusu olmak üzere, Azınlık meselelerinde Azınlığın arzuladığı şekilde siyasî çözüm önerilerinde bulunmazlarsa, işleri çok zor olacaktır. Azınlıktan boşuna oy beklemesinler.
İki büyük parti zaten hiçbir şey beklemesin. Daha önce de belirttiğim gibi, onların işi bitiktir. Sadece Azınlık açısından değil, en başta çoğunluk açısından bitiktir bunların işi. Gerek Azınlık ve gerekse çoğunluk halkı artık bunlara güvenmiyor. Yıllardır emmebasma tulumba gibi, biri gitti öbürü geldi iktidara ve sırasıyla halkı ve devleti sömürdü. SİEMENS ve VATOPEDİ davası başta olmak üzere nice yolsuzlukları çıktı ortaya. Ve daha niceleri var...
Ben şimdiden ilân ediyorum, büyük partilere oy vermeyeceğim. Ancak mucizevî bir adım atarlarsa belki oy verebilirim. Ki, edindiğim bilgiler ve aldığım duyumlar şimdilik böyle bir ihtimalin söz konusu olmayacağını işaret ediyor. Kulağıma gelen son “fısıltılar”, güneşi sönen partinin Azınlık Sorunları hakkında Azınlığın istemediği şekilde bazı yasa teklifleri hazırladığı ve mecliste oya sunma hazırlandığı yönünde... Onun için en iyisi biz “büyük partilere oy verme olasığı” defterini şimdilik kapatalım. En azından bir süreliğine...
Peki, kapattık, ama ondan sonra ne yapalım? Bence şimdilik hangi küçük partiye odaklanmamız gerektiği üzerinde yoğunlaşabiliriz. Azınlığın oylarını hangi küçük partilere yönlendirirsek daha fazla milletvekili seçme şansımız daha yüksek olur, meselesi üzerinde çalışabiliriz.
Ben her şeye rağmen -eğer olursa-, bu seçimlerde en az 2 milletvekili seçebilme ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyorum.
* * *
İskeçe Türk Birliği ile ilgili geçen haftaki yazım SİRİZA (partideki azınlık mensupları sayesinde) tarafından olumlu anlamda dikkate alınırken, diğer taraftan ülkedeki bazı fanatik çevreler tarafından olumsuz bir şekilde değerlendirilerek Yunan ulusal basının hedefi oldu.
13 Mart 2012 tarihli Eleftheros Tipos gazetesi, Tourkikanea.gr sitesinin söz konusu yazım ile ilgili yaptığı yorum-haberi alıntılayarak sayfalarına taşıdı. Tourkikanea.gr’den iktibasla yayınlanan haberde, Millet Gazetesi olarak yine hedef gösterildik.
Her zaman olduğu gibi haberi çarpıtarak yayınlayan ilgili “haberciler” bizi, Azınlığı Yunanistan’da Türk Partisine oy vermeye çağrı yapmakla “suçlayarak”, Ankara’nın ajanları olarak nitelediler.
Belli ki bu Patrik’le başlayıp İTB’yle şekillenen ve Erken Seçimlerle biten geçen haftaki yazım, epeyce yer bulmuş. Birilerinin nasırına epey basmış olacak ki, dolaylı olarak cevap verme ihtiyacı hissetmişler.