"Son kale"mizi yıkamayacaklar!

Anavatanımız, garantörümüz, daha manidar bir ifadeyle sayesinde nefes alıp verdiğimiz; ümmetin son kalesi ve dünya mazlumlarının sığınağı Türkiye'miz küresel güçlerin taşerön terör örgütlerinin asimetrik/kahpece/hain saldırılarıyla kıskaca alınmak isteniyor.

Ortadoğu olmak üzere bölgesel ve küresel anlamda insanlığın kanını emen Batılı devletlerin oyununu bozduğu için Türkiye hedefte ve açıktan durduramadıkları için kahpece, ahlaksızca, PKK/PYD, DAEŞ gibi terör örgütlerini maşa olarak kullanarak durdurmaya çalışıyorlar.

Türkiye, başarısız 15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişiminden sonra dize getirilemeyince, küresel terör besleyicilerinin saldırılarına maruz kalmaya devam ediyor. Her hafta bir başka hain saldırıyla Türk milleti ve ona ümit bağlamış İslam Dünyasının morali ve azmi kırılmak isteniyor.

Ancak yiğit Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediği gibi: "Bu millete diz çöktüremeyecekler. Bizi yenemeyecekler. Ümmetin ümidini yok edemeyecekler. Çünkü Hak bizimledir ve Allah zalimleri sevmez!"   

En son İzmir'de yapılmak istenen çok büyük bir terör saldırısı emniyet güçlerinin fedakarca gayretleriyle önlendi. Kahraman şehitlere rahmet, yaralılara şifalar diliyoruz.

Bu saldırılar sadece Türkiye'ye değil, aynı zamanda bizlere, yani topyekün Türk-İslam alemine ve hatta insanlığa yapılan saldırılardır. Çünkü İslam alemi ve mazlumların son kalesi anavatanımız Türkiye düşerse hepimiz düşer yok oluruz.

Bu yüzden her toplumda normal olarak bulunan farklılıkları, gereksiz tartışmaları, huysuzlukları, kaprisleri, şımarıklığı bırakmalı ve gelecegimiz için; bölünüp yok olmamızı isteyenleri, hainleri, provokatör keçileri hep birlikte bertaraf etmek için çalışmalıyız. 

Azınlık olarak bu anlamda biz ne yapabiliriz, diyenler olabilir. Onlara şu kadarını söyleyebilirim: En azından dua etsinler ve gerek sosyal medyada ve gerekse günlük hayatlarında Türkiye'nin kripto ve açık düşmanlarına alet olmamaya gayret etsinler. Her yerde gizli ve açık FETÖ'cü, PKK'cı ve derin devletin provokatör ajanları cirit atıyor. Bunlara dikkat etsinler. Bunları tespit etmek kolay. Türkiye'ye kudurmuş köpekler gibi saldıranlar, bu kategoride değerlendirilebilirler. Şuursuzca hareket edenler varsa onları uyarsınlar, kastı olanları ise deşifre etsinler ve onlara karşı mukavemet etsinler. 

Halkımız, paylaşımlarıyla düşmanlarımızın ekmeğine yağ sürmesin. Garantörümüz Türkiye'ye saldırmak için fırsat kollayan sosyal medya provokatörlerinin gazına/oyunlarına gelmesin, bu bile yeter. 

Anavatanımızın her açıdan dua ve moral desteğe ihtiyaç duyduğu şu dönem ve koşullarda hala daha Türkiye'ye acımasızca eleştirilerde bulunmak, kudurmuş köpekler gibi salyalarını akıtmak, devleti diktatörlükle suçlamak şuurlu Müslüman ve Türklerin yapacağı bir iş değildir. Bu aşağılık hain ve provokatörlerin oyununa gelmemek lazım.

Bunlara inat insanlarımız Türkiye'ye destek veren paylaşımlarda bulunabilirler ve bu sosyal medya teröristlerine meydan vermeyerek terörle mücadelede büyük bir hizmette bulunabilirler. Bu şekilde bu terör mikrobunun yayılmasına bir nebze de olsa engel olabilirler.  

Unutmayalım! Türkiye'ye yapılan saldırılar, bize yapılan saldırılardır. Hedef ümmetin ve insanlığın son kalesidir. Dolayısıyla, "son kale"miz Türkiye'nin düşmanı bizim de düşmanımızdır. Türkiye'ye yapılan terör saldırılarından sonra terörü değil de Türkiye'yi suçlayanlar Türk ve Müslüman olamaz. Bunlar olsa olsa Türk ve İslam düşmanıdırlar. Yani Batı Trakya Müslüman Türklerinin de düşmanıdırlar. 

Bu sebeplerden dolayıdır ki, bizler meseleleri, olup bitenleri iyi okumak ve anlamak durumundayız. Dostumuz kim, düşmanımız kim iyi bilmeli ve eylemlemlerimizi de ona göre belirlemeliyiz. 

Son söz: Bize diz çöktüremeyecekler!