Tarihte Bu Hafta: 1-7 Ocak
Batı Trakya, Balkanlar, Yunanistan, Türkiye ve dünya tarihinde meydana gelen önemli olayların derlendiği bu sayfa Millet editörleri tarafından hazırlanmaktadır.

1 Ocak 1927 - Bulgaristan’ın Kızanlık kentinde Türkler, milli kimliklerini, kültürlerini, haklarını korumak ve geliştirmek amacıyla Başlangıç adlı gazeteyi çıkarmaya başladı.
1 Ocak 1936 - Protestan Misyoner Cemiyeti, Türkler arasında Hıristiyanlık propagandası yapmak amacıyla Bulgaristan’ın Kızanlık kentinde Türkçe olarak Hakikat Şahidi adlı gazeteyi çıkarmaya başladı.
1 Ocak 1970 - Türk azınlığın 5. sivil toplum örgütü olan Batı Trakya Türk Azınlığı Vaaz ve İrşat Heyeti Gümülcine’de kuruldu.
2 Ocak 1523 - Rodos adası, Kanuni Sultan Süleyman komutasındaki Osmanlı orduları tarafından fethedildi.
3 Ocak 1963 - Kıbrıs'ta Türk belediyelerinin lağvı kararını, Ankara-Zürih-Londra antlaşmalarına aykırı bulan Türkiye, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios'a sert bir nota verdi.
3 Ocak 1991 - Yunanistan, vakıflarla ilgili kanunu yürürlüğe koydu. Böylece Türk azınlığa ait önemli bir kurum olan vakıflar üzerinde, anlaşmalara aykırı olarak kontrol ve denetimi ele geçirmenin yolu açılmış oldu. Müftülük krizinin tırmandığı 1991 yılında, Müftülükleri denetim altına almak üzere her şeyi göze alan Yunanistan, vakıflara ilişkin Yasayı da sınırlı ölçüde yumuşatarak 1 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi adı altında, aniden yürürlüğe sokmuştur.
3 ocak 1501 - Türk Edebiyatının önemli şahsiyetlerinden Ali Şir Nevai vefat etti. Timurlular Devleti zamanında Horasan’da yaşamıştır. Ünlü bilim ve devlet adamı Hüseyin Baykara ile arkadaştırlar. Şair, yazar ve mimardır. Türkçeye verdiği büyük değer ile bilinir. Hatta Muhakemet’ül Lügateyn (iki dilin karşılaştırılması) adlı eseri Türkçenin Farsça’dan üstün bir dil olduğunu ispatlamak için yazmıştır. Çağatay Türkçesinin tanınmış edebiyat adamı Ali Şir Nevai 3 Ocak 1501 yılında vefat etti.
4 Ocak 1948 - Bulgaristan Komünist Partisi Merkez Komitesi, gerçekleştirdiği geniş oturumda Rodoplardaki insanların geleceği ile ilgili önemli bir karar aldı. Buna göre burada yaşayan Müslüman Türkler, ya Türkiye’ye göç ettirilecek ya da Bulgaristan’ın iç bölgelerine gönderilecektir. Bu karar doğrultusunda, 1948 ile 1951 yılları arasında binlerce insan, Rodoplardan Kuzey Bulgaristan’a, on binlercesi de Türkiye’ye sürüldü.
5 Ocak 1939 - Yosip Broz Tito, Yugoslavya Komünist Partisi’nin genel sekreterliğine getirildi. İkinci Dünya Savaşı sonrasında iktidarı ele geçiren Tito, öldüğü 1980 yılına kadar iktidarını korudu ve Yugoslavya’nın birleştirici unsuru oldu.
6 Ocak 1929 - Sırp-Hırvat-Sloven Kralı Aleksandır Karacorceviç, parlamentoyu feshederek diktatörlüğünü kurdu. Gelişmelerden özellikle Müslümanlar yani Türkler olumsuz etkilendi. Çünkü Türklere ait vakıflara da el kondu, eğitim faaliyetlerine ve yönetime katılmalarına sınırlamalar getirildi. En önemlisi ise tarım reformu ile ellerindeki araziler alındı ve çok sayıda Sırp Kosova’ya yerleştirildi. Ayrıca yerel yönetimlere “Beyaz El” ve benzeri faşist gruplar hâkim oldu. Tüm bu gelişmelere bağlı olarak, 1923-39 yılları arasında yaklaşık 117 bin kişi bu ülkeden Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldı.
6 Ocak 1987 - Bulgaristan, yapılan görüşmeler neticesinde ailelerinden ayrı kalan 103 Türk çocuğunu, Türkiye'ye göndermeyi kabul etti. Bir başlangıç olan bu gelişmeyi, 1989 yılında gerçekleşen yüz binlerin yaşadığı göç izleyecektir.
7 Ocak 1970 - Yunanistan’da Türk sözcüğünün kullanımına yasaklama getirildi! Gümülcine Türk Gençler Birliği’nin tabelasındaki “Türk” ifadesi, Yunanistan’da, sivil toplum kuruluşlarının isimlerinde Türk ve Türkçe sözcüklerinin kullanılmasının yasaklanması üzerine kaldırıldı. Yasak, 1980’lerin başından itibaren tüm Türk derneklerini kapsayacak biçimde yaygınlaştırıldı. 2008’de sonuçlanan davada ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, konuyla ilgili olarak İskeçe Türk Birliği’ni haklı buldu ve dernek isimlerinde Türk sözcüğünün kullanılmasının bir hak olduğunu karara bağladı. Ancak Yunanistan bağlı olduğu Avrupa adalet mekanizmasının kararlarını hiçe sayarak Türk isminin ve kimliğini faşizan bir anlayışla inkar etmeye ve adaleti çiğnemeye devam ediyor.