Batı Trakya Türklerinin 29 Ocakları Gümülcine’de anıldı

Batı Trakya Türkleri, "29 Ocakları" Gümülcine'de düzenlenen “29 Ocak Milli Direniş ve Dayanışma Günü” etkinliğinde bir araya gelerek andı.

Video 29 Ocak 2025

Batı Trakya Türkleri, 29 Ocak 1988’de Gümülcine’de düzenlenen var olma yürüyüşünü ve 29 Ocak 1990’da Türk iş yerlerine yönelik gerçekleştirilen saldırıları anmak amacıyla, 29 Ocak 2025 Çarşamba günü “Milli Direniş ve Dayanışma Günü” etkinliğinde bir araya geldi.

Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu (BTTADK) tarafından, Gümülcine Türk Gençler Birliği (GTGB) lokalinde düzenlenen “Milli Direniş ve Dayanışma Günü: Dünü, Bugünü, Yarını” başlıklı etkinlikte, genç konuşmacılar Batı Trakya Türklerinin verdiği mücadeleyi katılımcılara anlattı.

Program, 29 Ocak sürecinde ve Batı Trakya Türklerinin hak mücadelesinde emeği geçen ancak ebediyete intikal eden soydaşları anmak için yapılan saygı duruşuyla başladı.

Ardından, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu (BTTADK) Başkanı ve Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif tüm katılımcıları selamlayarak başladığı konuşmasında, Batı Trakya Tük Azınlığı'nın 29 Ocak Milli Direniş ve Dayanışma Günü'nü tebrik etti.

Bu yıl Danışma Kurulu olarak 29 Ocak etkinlikleri kapsamında gençlere mikrofon vermek istediklerini belirten müftü Şerif, “Bu güne bu mikrofonlarda, o günleri yaşamış olan insanlardan hatıralarını dinledik. Bu yıl ise Danışma Kurulu olarak gençlerimizi dinlemek istedik. Şimdiden gençlerimizi tebrik ediyorum. 29 Ocak kararları alınırken ben de bir gençtim. O günler büyüklerimizle birlikte toplantılar yaptık ve kararlar aldık. Yanımızda hep büyüklerimiz vardı, hep onları dinliyorduk.” diye konuştu.

Konuşmasının son bölümünde 29 Ocaklara giden süreci anlatan müftü Şerif, 1923 Lozan Antlaşmasıyla birlikte, uluslararası anlaşmalarla Yunanistan’a bırakılan tek azınlık olduklarını söyledi. 1950’li yıllardan sonra var olan Azınlık haklarının yavaş yavaş ellerinden alınmaya başlandığını kaydeden Şerif, “1950’den sonra Azınlık haklarımız ellerimizden öyle bir alındı ki; 1970 yılından sonra azınlık getto hayatı yaşamaya başladı. Derneklerimiz isimlerinde ‘Türk’ kelimesi geçtiği için yargı yoluyla kapatıldı. Bunun üzerine o dönemde Azınlık Yüksek Kurulunun kararıyla, Türk azınlığı yürüyüş kararı aldı. O gün Azınlığın üzerine getto hayatı uygulayan zihniyete, Batı Trakya Türkleri 29 Ocakta tepki verdi. Azınlık haklarımızı elde etmek için bir mücadele gerekiyor. Bu mücadele sonunda mutlaka haklar kazanılıyor. Ben bir kez daha bu hak için mücadele edenlere ve hayatını kaybenedenlere Allah’tan rahmet ve etkinliğe katılanlara teşekküre ediyorum.” görüşlerine yer verdi.

Etkinlik, Batı Trakya Türklerinin kimlik mücadelesini ve bu süreçte karşılaştıkları zorlukları anlatan konuşmalarla devam etti.

Dostluk Eşitlik Barış Partisi Asbaşkan Koray Bağdatlı

Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu tarafından düzenlenen etkinliğin moderatörlüğünü Dostluk Eşitlik Barış Partisi Asbaşkan Koray Bağdatlı konuşmacılara söz vermeden önce 29 Ocaklar hakkında kısa bir konuşma yaptı. şunları belirtti;

Sözlerine etkinliğe katılan yöneticileri soydaşları selamlayarak başlayan Bağdatlı konuşmasında şu husulara değindi;

“Bugün bu güzel etkinliği “Geçmişe saygıyla, geleceğe umutla” sloganıyla başlatmak istiyorum. Bu mücadelede yer alıp ebediyete göçmüş herkese rahmet diliyor, mücadelenin içinde yer almaya devam eden değerli büyüklerimi saygıyla selamlıyor ve bu davanın bayraktarlığını üstlenecek olan biz gençleri de ilham almaya ve üretmeye davet ediyorum. Bizler, “En hakiki mürşit ilimdir” ilkesiyle hareket ediyoruz. Bilginin gücüne inanan insanlar olarak, bu toplumun gerektiği değeri görmesi için elimizden gelenin en iyisini yapmaya söz verdiğimizi herkesin huzurunda bildirmek istiyorum. 

Başlığımız çok manidar. 29 Ocaklar’ın dünü, bugünü ve yarını. Bitmiş bir süreçten bahsetmiyoruz. 29 Ocak geçen yılki konuşmamda değindiğim gibi bir semboldür ve bu  Azınlık, kimliği tanınana ve hak ihlalleri son bulana dek 29 Ocakları yaşamaya ve yaşatmaya devam edecektir. Dünün verilmeyen traktör ehliyetleri bugün İskeçe’de öğrencilerimizi çağdışı sınıflarda eğitime zorluyor. Dünün verilmeyen imar izinleri bugün vakıfları işgalle karşımıza çıkıyor. Dünün kendi köylerine giriş-çıkış yapabilmek için makamlardan izin almak zorunda bırakılan bu masum insanları bugün üst düzey devlet yetkilileri tarafından “oy vermezseniz sonuçlarına katlanırsınız”larla tehdit ediliyorlar. Sabaha kadar saysak bitmeyecek bu liste aslında bize umutsuzluğu değil, yarınlar için direnmeyi öğretiyor. 

Bu noktada rol çalmamak adına sözü çok uzatmicam. Çünkü genç kardeşlerim size harikulade konuşmalar hazırladılar. Bu 3 kardeşime de bu süreçte gösterdikleri özen ve işbirliği için ayrıca teşekkür ediyorum. “

Bağdatlı, konuşmasını tamamladıktan sonra  etkinliğin genç konuşmacılarına söz verdi.

 

İTB Gençlik Kolu Başkanı Mustafa Budur 

29 Ocak Milli Direniş ve Dayanışma Günü etkinliğinde söz alan ilk konuşmacı İskeçe Türk Birliği (İTB) Gençlik Kolu Başkanı Mustafa Budur oldu.

İskeçe Türk Birliği Gençlik Kolu Başkanı Mustafa Budur, 29 Ocak Milli Direniş ve Dayanışma Günü etkinliğinde yaptığı konuşmada, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın 29 Ocak olayları çerçevesinde verdiği hak mücadelesini tarihsel süreç içinde değerlendirdi. Konuşmasına salondaki katılımcıları selamlayarak ve 29 Ocakların önemini vurgulayarak başlayan Budur, etkinliği düzenleyen Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu’na, emeği geçen yetkililere ve etkinlik moderatörü Koray Bağdatlı’ya teşekkür etti.

Budur, gençlerin 29 Ocakları anlatma fırsatına sahip olmasını büyük bir değer olarak gördüğünü belirterek, “Bugün burada biz gençlerin 29 Ocakları anlatmak ve konuşmak için sizlerin karşısında olmamız, bize bu fırsatın verilmiş olması, başlı başına çok anlamlı ve değerlidir,” dedi. Mücadelenin gelecek nesillere aktarılması gerektiğini vurgulayan Budur, 29 Ocakların tarihsel sürecini özetlerken, bu mücadelenin hala devam ettiğini söyledi.

Batı Trakya Türkleri’nin kimliğinin yıllarca inkâr edildiğini, hala da görmezden gelindiğini belirten Budur, 1987’de Yunanistan Yüksek Mahkemesi’nin “Batı Trakya’da Türk yoktur” ifadesini içeren kararının bardağı taşıran son damla olduğunu söyledi. Bu kararın ardından, 29 Ocak 1988’de Batı Trakya Türklerinin büyük bir yürüyüş düzenlediğini hatırlatan Budur, o gün yaşananları şu sözlerle dile getirdi:

Batı Trakya Türkleri tüm engelleme ve yasaklamalara rağmen Gümülcine’de buluşmak üzere yollara düştü. Bazıları engellere takılsa da, mücadele ruhları binlerce kişinin ulaştığı Gümülcine’ye ulaştı. Yaşlı, genç, kadın, erkek, çoluk çocuk binlerce Batı Trakya Türkü Cuma namazı saatine yakın Gümülcine Türk Gençler Birliği çevresinde toplandı ve Türklüğünü dünyaya haykırdı.”

Ancak bu barışçıl gösterinin ardından birçok kişinin polis tarafından dövüldüğünü, fanatik grupların Türk azınlığa saldırdığını belirtti. 29 Ocak 1990’da, olayları anmak için düzenlenen mevlid sırasında da Türk esnafa yönelik saldırılar gerçekleştiğini söyleyen Budur, dönemin İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga ve bağımsız milletvekili Ahmet Faikoğlu’nun darp edildiğini, yüzlerce iş yerinin yağmalandığını ifade etti.

Batı Trakya Türklerinin bu baskılara rağmen birlik ve beraberlik içinde hareket ettiğini belirten Budur, bu mücadelenin hala devam ettiğini şu sözlerle ifade etti:

“29 Ocak olaylarının üzerinden yıllar geçti ancak 29 Ocaklarda yapılan baskı ve uygulamalar devam ediyor. 29 Ocaklarda dayak ve şiddet vardı. Bugün belki görünürde dayak ve şiddet yok ancak Batı Trakya Türklerine yönelik haksızlıklar tüm hızıyla devam ediyor.”

Bugün de azınlığın haklarının ihlal edilmeye devam ettiğini belirten Budur, müftü seçimlerinde baskılar yapıldığını, Türk Azınlık basınının sesinin kısılmaya çalışıldığını, azınlık yöneticilerine mali ve hukuki tehditlerle gözdağı verildiğini söyledi. Batı Trakya’da İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesi öğrencilerinin yıllarca kötü şartlarda eğitim görmeye zorlandığını vurgulayan Budur, kendisinin de bizzat bu sıkıntıları yaşadığını şu sözlerle aktardı:

“İskeçe Azınlık Ortaokulu öğrencisi olarak ben de bizzat bunları yaşadım. Özellikle ilk yıl sınıfımızdaki yerimize geçmek için bile neler yaptığımızı ve yıl boyunca neler çektiğimizi biz biliyoruz. Ama bu yapılanlar bizi İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesi öğrencisi olmaktan vazgeçiremedi.”

Batı Trakya Türklerinin tüm baskılara rağmen davasına sadık kalacağını vurgulayan Budur, gençlerin bu mücadeleyi devralması gerektiğini söyledi. Günümüzde en büyük gücün bilgi olduğunu belirterek, gençlere şu çağrıyı yaptı:

“Günümüzde 29 Ocakların ruhunu yaşatmak istiyorsak her alanda kendimizi çok iyi yetiştirmeli ve uzmanlaşmalıyız. Hangi alanda meslek sahibi olmak istiyorsak o alanda en iyisi olmaya çalışacağız. Kültürümüzü ve değerlerimizi her zaman koruyacağız ve bunlardan taviz vermeyeceğiz.”

Konuşmasını, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın hak mücadelesinin asla bitmeyeceğini ve azınlık bireylerinin kimliklerinden vazgeçmeyeceğini vurgulayarak tamamlayan Budur, “Bizim için her yer Batı Trakya, her gün 29 Ocak,” diyerek sözlerini noktaladı.

 

GTGB Yeni Nesil Kolu Başkanı Kerem Molla İsa

İskeçe Türk Birliği Gençlik Kolu Başkanı Mustafa Budur’un ardından, Gümülcine Türk Gençler Birliği Yeni Nesil Kolu Başkanı Kerem Molla İsa da 29 Ocak Milli Direniş ve Dayanışma Günü etkinliğinde söz aldı. Konuşmasında, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın kimlik mücadelesine ve günümüzde karşılaştığı sorunlara değinen Molla İsa, etkinliğe katılanlara hitaben şunları söyledi:

“29 Ocak’ı yaşamış büyüklerimizin huzurunda konuşmak benim için büyük bir onurdur. Bizler, etnik kimliğimizin reddine karşı verdiğimiz birlik ve beraberlik mücadelesiyle 29 Ocak’ı her gün yeniden yaşıyoruz.”

Molla İsa, Batı Trakya Türkleri’nin eğitim alanında yaşadığı sorunlara dikkat çekerek, azınlık okullarına atanmayan öğretmenler, eski müfredat ve teşvik edilen Yunan liseleri gibi uygulamalarla eğitim haklarının ellerinden alınmaya çalışıldığını belirtti. Yunanistan’daki üniversitelerde azınlığa ayrılan kontenjanların da asimilasyon politikalarının bir parçası olduğuna vurgu yaparak, şu ifadeleri kullandı:

“Bizi tek başımıza farklı şehirlere göndererek birbirimizden koparmaya çalıştılar ama biz Genç Akademisyenler Topluluğu gibi derneklerle yeniden bir araya gelmeyi başardık. Çünkü biz bu ruhu taşıyoruz.”

Batı Trakya Türkleri’nin karşılaştığı bu baskılara rağmen her alanda başarılı olmak zorunda olduklarını söyleyen Molla İsa, “En iyi doktor, en iyi mühendis olmanın yanı sıra en iyi çiftçi, en iyi esnaf da olmalıyız. Kimliğimizi ve kültürümüzü koruyarak her alanda en iyisi olmalıyız,” dedi.

Yunanistan’daki Batı Trakya Türklerinin kimliklerinin reddedildiğini, akademik çalışmalarda bile “Türk” ifadesinin sansüre uğradığını belirten Molla İsa, Rum azınlığın Türkiye’de özgürce kimliğini ifade edebildiğini ancak kendilerinin aynı haklardan mahrum bırakıldığını söyledi.

Konuşmasını, 29 Ocakları bir travma olarak değil, kimliği koruma bilinci olarak görmeleri gerektiğini belirterek tamamlayan Molla İsa, “Bu topraklarda var olmaya devam edeceğiz. Dr. Sadık Ahmet’in dediği gibi, en iyi yaptığımız işi yaparak, kaliteli bireyler olduğumuzu göstererek mücadelemizi sürdüreceğiz,” dedi.

 

Genç Akademisyenler Topluluğu Genel Sekreteri Eslem Ali Çavuş

Etkinliğin son olarak Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) Genç Akademisyenler Topluluğu (GAT) Genel Sekreteri Eslem Ali Çavuş konuşma yaptı

Katılımcıları selamlayarak sözlerine başlayan Çavuş, Milli Direniş ve Dayanışma Günü’nün tarihsel önemine değindi. Batı Trakya’daki toplumsal yapının ve kültürel mirasın korunması gerektiğini vurgulayan Çavuş, "Bizler, tarihi boyunca çok sayıda zorlukla mücadele etmiş, kültürünü ve kimliğini korumayı başarmış bir toplumun evlatlarıyız." diyerek gençlere önemli sorumluluklar düştüğünü belirtti.

Konuşmasında, dilin ve kültürel mirasın korunmasının önemine dikkat çeken Çavuş, "Türkçe konuşmak, Batı Trakya’nın tarihi dokusunun bir parçası olmakla birlikte, kimliğimizin önemli bir göstergesidir." sözleriyle dil bilincinin toplum için taşıdığı değeri ifade etti.

Dayanışmanın ve birlik olmanın gücüne vurgu yaparak, "Bir toplumun gücü, en zayıf halkasının güçlü olmasından gelir." diyen Çavuş, Batı Trakya Türklerinin ortak değerler etrafında birleşmesi gerektiğini dile getirdi.

Batı Trakya halkının tarih boyunca pek çok zorlukla karşılaştığını hatırlatan Çavuş, "Bu topraklar, geçmişte pek çok zorluk gördü, ama her zaman direndi ve yeniden ayağa kalktı." diyerek, mücadelenin sadece geçmişe değil, geleceğe de ışık tutması gerektiğini belirtti.

Konuşmasını "Unutmayın, bizler Batı Trakya’nın Türk halkı olarak özgürlüğümüzü, kimliğimizi ve kültürümüzü savunarak zorlukların üstesinden geldik. 29 Ocak, bu mücadelenin simgesidir." sözleriyle tamamlayan Çavuş, Batı Trakya Türklerinin gelecek nesiller için güçlü bir toplum inşa etme sorumluluğunu taşıdığını vurguladı.

İskeçe Müftüsü Mustafa Trampa

Gençler konuşmalarını tamamladıktan sonra İskeçe Müftüsü  Mustafa Trampa söz alarak günün anlam önemine ilişki bir konuşma yaptı. Batı Trakya Türklerini kimlik inkarı ve hakların verilmemesi konuşunda 29 Ocak 1988 yılında yapılan yürüyüş ve 29 Ocak 1990  yılında Türklere ve Türklerin iş yerlerine yapılan vandalizm hakkında düşünceleri paylaştı.

Konuşmasının ilk bölümünde gençlere seslenen müftü Trampa, “Bu topraklarda son sözü biz söyleriz. Biz bitti demeden hiçbir şey bitmez. Bu gençler var olduğu sürece de her şeyin daha yeni başladığını görüyoruz. 29 Ocak Batı Trakya Türkü’nün bir hikayesidir. Her toplumun bir hikayesi vardır. Her toplumun dini milli değerleri ve kültürü vardır. Bütün bunlar bizim milli kimliğimiz oluşturur. Milli kimlik Batı Trakya Müslüman Türkleri için en temel hak ve hakikattir. Bir toplumu betimlemek istiyorsanız hakikat kelimesi çok önemlidir. Bizim için 29 Ocak ve değerlerimiz bizim hakikatimizin ortaya çıkmasına vebu da tezahürü meydana getirir. Hakikate sahip olan bir millet her daima değerlerini muhafaza eder.” diye konuştu.

Son olarak Trampa sözlerini  “Burada asıl önemli olan gayrettir. 29 Ocakta on binler insan buraya zafere ulaşsın diye değil, bir gayret neticesinde o yolları açtılar geldiler ve bir tarih yazdılar. O tarih bir gayretin neticesinde yazılmıştır. Bu duygu ve düşüncelerle bu organizasyonda emeği geçenlere herkese teşekkür ederim” diyerek tamamladı.

Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosu Aykut Ünal

Milli Direniş ve Dayanışma Günü etkinliğinde son olarak, Batı Trakya Türklerini anlamlı günde yanlız bırakmayan Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosu Aykut Ünal söz aldı.

Soydaşları selamlayarak sözlerine başlayan Başkonsolos, etkinliği düzenleyen Danışma Kurulu'na teşekkür etti etkinlikte konuşma yapan gençleri tebrik etti.

Başkonsolos Ünal, konuşmasını Türkiye Dışişleri Bakanlığı tarafından 29 Ocak Milli Direniş ve Dayanışma Günü hakkında yayımlanan mesajı katılımcılarla paylaşarak tamamladı.

Bakanlığın yayımladığı mesajda; "Batı Trakya Türk Azınlığı’nın hak arama mücadelesinde sembolleşen yürüyüşün yıldönümünün idrak edildiği 29 Ocak Batı Trakya Türklerinin Milli Direniş ve Toplumsal Dayanışma Günü’nde, soydaşlarımızın uluslararası hukuk ve anlaşmalara dayanan haklarının takipçisi olmaya devam ettiğimizi ve her daim yanlarında olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Batı Trakya Türk Azınlığı lehine aldığı kararların uygulanmasını temenni ediyoruz." bilgilerine yer verildi.

Millet gazetesi logo
© 2025 Millet Media
KÜNYE
MİLLET MEDİA Kollektif Şirketi
Genel Yayın Yönetmeni: Cengiz ÖMER
Yayın Koordinatörü: Bilal BUDUR
Adres: Miaouli 7-9, Xanthi 67100, GREECE
Tel: +30 25410 77968
E-posta: info@milletgazetesi.gr
ΤΑΥΤΟΤΗΤΑ
MİLLET MEDİA O.E.
Υπεύθυνος - Διευθυντής: ΟΜΕΡ ΖΕΝΓΚΙΣ
Συντονιστής: ΜΠΟΥΝΤΟΥΡ ΜΠΙΛΑΛ
Διεύθυνση: ΜΙΑΟΥΛΗ 7-9, ΞΑΝΘΗ 67100
Τηλ: +30 25410 77968
Ηλ. Διεύθυνση: info@milletgazetesi.gr