1100 Akademisyene Mektup
Sevgili akademisyenler,Geçtiğimiz günlerde devletin polisini katil olarak gösteren bildiriye imza attığınızı öğrendik. İnsanların akademisyen ünvanınıza güvener
Sevgili akademisyenler,
Geçtiğimiz günlerde devletin polisini katil olarak gösteren bildiriye imza attığınızı öğrendik. İnsanların akademisyen ünvanınıza güvenerek bunun doğru olduğuna inanmaları daha uygun bir durummuş gibi gözüküyor. Fakat, elimizi vicdanımıza koyduğumuz zaman bunun mümkün olmadığını açık bir şekilde görmekteyiz. Ben de bu konuyu açığa kavuşturmak üzere size mektup yazıyorum.
Öncelikle, bu bildirinizi okurken aynı zamanda kendi kendinize çeliştiğinize inandığım konuları dile getirip bunların nedenini sormak istiyorum. Birçoğunuzun katil diye adlandırdığınız devletin üniversitelerinde çalıştığı malum. Peki katillerin üniversitelerinden maaş alıp, onların ekmeğini yemek ne kadar doğrudur? Ya da şöyle sorayım. Ekmeğini yediğiniz devlete katil demek ne kadar doğrudur?
Bunun dışında aranızdan pişman olanlar da varmış. Bunun sebebini ise bildiriyi tam olarak anlamamak olarak açıklamışlar. Size de sorarım? Siz bir metni nasıl okuyacağınızı öğrenmeden akademisyen olmayı nasıl becerdiniz? Zira benim bildiğim kadarıyla akademisyen ünvanına sahip bir birey ömrü boyunca yüzlerce, hatta binlerce kitap okumuş bireydir. Sizin bahsettiğim sayılardaki kitapları okumuş olduğunuzu varsayarak bu bildiriyi okumadan imzalamış olmanız kulağa oldukça mantıkdışı gelmektedir. Diyelim ki, gerçekten okumadan imzaladınız. Bu durumda da gerçekten akademisyen olduğunuza inanmak oldukça güç duruma gelecektir. Ya da sadece kağıt üzerinde akademisyensinizdir belki. Bir diğer ihtimal olarak; belki bildiriyi çok iyi okumuş olmanıza rağmen, sırf bu işten sıyrılmak için böyle bir yalana başvurdunuz. Bu sefer de işin içine yalan girdi. Topluma örnek olması gereken bir akademisyen yalan-yanlış konuşur mu? Hay Allah, yine aklım karıştı.
Sevgili akademisyenler, bir sonraki konuya size farkındalık kazandırarak değinmeyi umuyorum. Bildiğim kadarıyla araştırma görevlisinden profesöre kadar olan seviyelere sahip olan akademisyenler aylık 3 ile 6 bin TL arası maaş almaktadırlar. Son düzenlemelerden sonra bu rakam 7 bin TL’ye kadar çıkmıştır. Daha önce de belirttiğim gibi elimizi vicdanımıza koyduğumuz zaman devletin katil olması imkansızdır. Peki siz devletten aldığınız bu uçuk maaşa rağmen devlete katil diyerek asıl vatan hainliğini yapıp, bir bakıma da kendi şerefinizi kirletmiyor musunuz? Az önce kullandığım “uçuk rakam” ifadesi lütfen yanlış anlaşılmasın. Bu ifadeyi sadece size, yani 1100 akademisyene karşı kullanıyorum. Yoksa, gerçekten ilim uğruna çalışan akademisyenler için bu rakamın düşük olduğunu bile söyleyebiliriz.
Sevgili akademisyenler, sizi bu mektubumda soru yağmuruna tuttuğumun farkındayım. Mektubuma son noktayı koymadan önce, size sorduğum bu soruların cevabını bana değil, kendinize vermenizi umuyorum. Çünkü, ancak o şekilde bir şeyler düzeltilmiş olur.
Saygılarımla…