Aslanın içindeki Türkü çıkartmayı başardılar

Şimdi Kızılderililer gibi aslanlar da Türk mü araştırmalarına girmeyin. Ne demek istediğimizi her halükarda zaten anladınız. Aslan, bilindiği üzere ormanların k

Köşe Yazıları 26 Temmuz 2016
Aslanın içindeki Türkü çıkartmayı başardılar

Şimdi Kızılderililer gibi aslanlar da Türk mü araştırmalarına girmeyin. Ne demek istediğimizi her halükarda zaten anladınız.

Aslan, bilindiği üzere ormanların kralıdır belki ama tembeldir, yemek için dişinin avlanmasını bekler, yavrularından ve av işinden dişiler sorumludur çünkü, ve erkek aslanın dişisine oranla daha ağır olması, ağır hareket etmesine de sebebiyet verir, o yüzden kendi köşesinde krallar gibi oturmayı daha çok sever aslan.

Ammaaa, olay kendi idaresinde olan sürüyü korumaya geldiğinde veya mekanı tehlikeye girdiğinde, işte o zaman tam bir aslan kesilir. Ne sürüsünü ne de mekanını başkalarına kaptırmaz kolay kolay.

Türkiye’de yaşanan olaylarda da bu defa bu aslanlar tam bir Türk evladı kesildiler. Hem yerlerini, hem sürülerini korumak için kendilerini feda ettiler. Darbe yapanlara darbenin ne olduğunu öğrettiler.

Nitekim...

Bu düşünüldüğü gibi ABD-Feto işbirliği ise, muhakkak B veya C planı da var demektir. Binlerce insan göz altına alındı. Çünkü artık komşunun komşusuna bile güveni  kalmadı. Kamudan bir çok kişi açığa alındı, çünkü artık gerçek bir temizlik operasyonu yapılmak zorunda.

Bunları yaparken tabii ki dikkatli olmak gerekecek, tabii ki diğer Batı ülkeleri ile sürtüşmeler olacak, fakat görevlerinden uzaklaştırılan ve suçları ispatlanamayan kişiler ileride farklı gruplar tarafından kullanılmayacak mı? Bu hükümete kızan insanların  gelecekte örgütlenmeyecekleri ne malum?

Dememiz odur ki, bu A planının devamında B veya C planının gerçekleşmemesi için gerekli adımların atılması lazım. Hunharca öldürülen siviller, vatanı için can veren polisler, baba veya annesiyle yollara çıkan çocukların o masumiyetiyle oynayan hainlerin muhakkak cezalandırılması lazım.

Türkiye’de başlatılan bu haince saldırıların elebaşları, Türkiye’yi bir kaos ortamına sürükleyip bir iç savaş başlatmak istediler. Aman ha, onların bu Türkiye’de yaşayan insanları birbirine sokma çabası başarılı olmadı, bunu becermek için bizler de lütfen çaba harcamayalım.

İnsanların aslanlar gibi kükrediği bu dönemlerde, her şeye gebe olan Türkiye’nin bu insanlarını birbirine düşürmeyelim. Yapacağımız yorum ve sözlere çok dikkat edelim.Yanmaya hazır bir ateşin üzerine benzin ile gitmeyelim.

Devlet mekanizmalarının içine girmiş ve kendi vatanını satarak yabancı güçlere hizmet eden bir zihniyeti anlamak belki bizler için hayli güç. Çünkü bizler, Balkanlarda farklı bir aile yapısı içinde Anavatana ve tarihihimize özlemle bakarak bu günlere geldik, belki o yüzden daha uysal o yüzden daha yalnızız. Belki de o yüzden hep yanıbaşımızdaki Türkiye’yi  daha güçlü görmek isteyişimiz. Bizleri kucaklaması, herhangi bir faaliyette birilerinin bizlerden bahsetmesi bizleri nasıl mutlu ediyorsa, aynen o şekilde şu anda bu vatana sahip çıkmalıyız.

Yunan basınında çıkan haberlerle şu anda Dedeağaç bölgesinde bulunan 8 darbeciye bir kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyor, avukatları sanki devlet tarafından tayin edilmiş gibi değil, hakkettiklerinden  daha fazlasını alıyorlarmış gibi canla başla çalışıyorlar. Yunanistan’ın farklı bölgelerinden gelen gazeteciler de sordukları sorularla, sanki bu kişilerin acınacak halde olduklarını, Türkiye’ye iade edildikleri durumda da canlarının tehlikede olduğu gündeme getirilmeye çalışılıyor. Halbuki Türkiye’de bir üniversite salonunda bir konuşma yapan Yunan Profesörü, Yunanistan Osmanlı’dan bağımsızlığını ilan ettiği andan itibaren daha zor durumlara düşmüştür  ve kullanılmıştır sözleri yüzünden adamı vatan haini ilan etmişlerdi. Şimdi ise bu kişiler için oluşturulmaya çalışılan sempatizanlık ileride başbakan Çipras’ı bile zor durumda bırakabilir. Çipras seçmeni ile Türkiye arasında kalabilir.

Savcı önüne çıkarıldıkları ilk andan itibaren  141.ci madde,  yani (iki ülke arasındaki ilişkilerin zedelenmesine yardımcı olma) maddesinin suçlamaların arasından çıkartılması zaten niyetlerinin de ne olduğunu biraz olsun ortaya koymuş oldu.

8 veya on kişinin olduğu bir helikopterde savundukları gibi yaralıları nasıl taşıyacakları da hala sırrını korumaya devam ediyor.  Öte yandan savundukları gibi hiç suçu olmayan vatan evlatlarının da, yurtdışında ne işi olduğunu anlamış değiliz. Resmen gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorlar. Yüzleri kapalı gözlerimize de bakamıyorlar ya neyse.

Demek istediğim o ki, art niyet olmadığı zaman işler daha hızlı ilerler ve bu geçen süreç içinde haklı haksız ortaya çıkar. Yeter ki sabır ve azim bir arada olsun, çünkü devamında defalarca gördüğümüz üzere ilahi takdir zaten kendiliğinden tecelli buluyor.

Aslanın içindeki Türk, hayırlara vesile olsun inşallah...

Hoşça kalın, dostça kalın...

Millet gazetesi logo
© 2024 Millet
KÜNYE
MİLLET MEDİA Kollektif Şirketi
Genel Yayın Yönetmeni: Cengiz ÖMER
Yayın Koordinatörü: Bilal BUDUR
Adres: Miaouli 7-9, Xanthi 67100, GREECE
Tel: +30 25410 77968
E-posta: info@milletgazetesi.gr
ΤΑΥΤΟΤΗΤΑ
MİLLET MEDİA O.E.
Υπεύθυνος - Διευθυντής: ΟΜΕΡ ΖΕΝΓΚΙΣ
Συντονιστής: ΜΠΟΥΝΤΟΥΡ ΜΠΙΛΑΛ
Διεύθυνση: ΜΙΑΟΥΛΗ 7-9, ΞΑΝΘΗ 67100
Τηλ: +30 25410 77968
Ηλ. Διεύθυνση: info@milletgazetesi.gr