Atina Notları

Yaşadığımız ülkenin, Yunanistan'ın başkenti... Modern Avrupa medeniyetinin kendisine rol aldığı medeniyetin, Antik Yunan medeniyetinin de beşiği... Dünya ve insanlık tarihi için çok önemli bir şehir. Tabii en başta bizim için...

Bir ülkeyi veya bir toplumu tanımak... Nasıl olur? Tabii ki o ülkeye, topluma dokunarak, hissederek. Yani şundan bahsediyorum; Gittiğiniz bir şehrin veya ülkenin (herneyse...) turistik yerlerini görmek o ülkeyi tanımak için yeterli değil. Gideceksin sokaklarına... o insanları hissedeceksin. Gittiğin yerde manavın dükkanını heyecanla mı yoksa umutsuzca mı açtığını göreceksin. İnsanların yüzü gülüyor mu, geleceğe dair beklentileri olumlu yönde mi, olumsuz yöndemi? Gözlemleyeceksin ki o toplumu tanıyasın. Zira ekonomiyi sadece rakamlardan ibaret zannediyorsanız çok yanılıyorsunuz. Ekonomi bir sosyal bilimdir ve gözlem gerektirir. Toplumu anlamayı, yorumlayabilmeyi gerektirir.

İşte biz de Evliya Çelebi misali Atina'yı anlamaya gayret ettik. Dilimizin döndüğünce de anlatmaya çalışacağız.

Nereden başlasam, nasıl anlatsam diye çok düşündüm. Çünkü ilk defa böyle bir şey yazacaktım. Anlatacaklarım elbette bir turist rehberinde yazanlardan farklı olmalıydı. Olmalıydı çünkü şehri değil aslında o şehrin kahramanlarını anlatacaktım. Her neyse...

Atina Yunanistan'ın en büyük şehri... Ve bir Avrupa başkenti. Yunanistan'daki diğer şehirlere nazaran çok daha gelişmiş bir altyapıya sahip, düzenli bir şehir.  Metro, tramvay ağı iyi derecede gelişmiş ve modern bir yapıya sahip. Aynı zamanda bir çok tarihi ve kültürel zenginliklere ev sahipliği yapıyor.

Sokaklarına indiğimiz zaman, çevrenin genel olarak temiz olduğunu görüyoruz. Ancak çöp konteynırlarının etrafında çöp yığınları olduğunu gördüm. Ekonomik krizin etkisi olsa gerek, belediye gerekli hizmetleri temin etmekte zorlanıyor. Ayrıca dikkatimi çeken diğer bir unsur da sosyal hayatta bir çok yabancı insanların olması. Çok sayıda mülteci barındırıyor bu şehir. Özellikle de bazı semtleri... Zaten ülke de son dönemde yaşanan ve mülteci krizinden en çok etkilenen ülkelerden biriydi.

Şehirde az önce de bahsettiğim gibi iyi derecede gelişmiş bir altyapı, ulaşım sistemi var. 2004 yılında Atina'da gerçekleşen Olimpiyat oyunlarından önce yapılmış hepsi. Aynı şekilde Olimpiyat stadı ve spor kompleksleri de. Ama Olimpiyat stadı ve spor kompleksleri biraz bakımsız kalmış ve eski halini aratır duruma gelmiş.

Atina'da İstanbul'un aksine çok az AVM var. Atina halkı hayatı sokakta yaşayan bir halk. Bu sosyolojik açıdan olumlu bir durum.

Ekonomik krizin etkilerinin en derin olduğu yerlerden biri belki de Atina. İşsizlik oranı çok yüksek. İş bulmak çok zor. İş bulunsa bile iyi bir ücret alabilmek, iyi ücreti geçtim en azından anlaştığınız ücreti almak bile güç hale gelmiş. Orada konuştuğum, görüştüğüm insanların geleceğe dair olumdu yönde beklentileri pek kalmamış. Gençlerin hayalinde ise yurtdışı var. Durum böyle iken ülkenin kalkınması çok zor. Morallerin düşük olması, geleceğe dair beklentilerin negatif yönlü seyretmesi ülkeye yapılan yatırımları doğrudan ve dolaylı olarak etkiliyor. Bu da ekonomik olarak gelişmenin önüne geçiyor. Halkın özgüveninin tazelenip, güçlendirilmesi ve geleceğe dair pozitif beklentilerin ve umutların yeşertilmesi lazım. Sözüm siyasetçilere...