Geçtiğimiz Günlerde Ülkemizde Başlayan Korkunç Savaş

Sevgili okur, bu yazımda bazı şeyleri ciddiye alabilmen için sana ‘sen’ şeklinde hitap edeceğim ama öncelikle geçtiğimiz günlerde patlak veren, adının henüz kon

Köşe Yazıları 22 Nisan 2016
Geçtiğimiz Günlerde Ülkemizde Başlayan Korkunç Savaş

Sevgili okur, bu yazımda bazı şeyleri ciddiye alabilmen için sana ‘sen’ şeklinde hitap edeceğim ama öncelikle geçtiğimiz günlerde patlak veren, adının henüz konulmadığı savaştan bahsedeyim.

Geçen gün ailenle birlikte havaların erken ısınmasını fırsat bilip pikniğe gittiniz. Sen piknik ortamının fotoğrafını çekip Snapchat’te paylaşırken, yanındakiler de seninle selfie çekilme teklifinde bulundular. Selfie işini hallettikten sonra, Facebook’ta hayatın akışını kontrol ediyorsun. İlk önce üzerinde 'Allah' yazısı olan ineğin resmini paylaşıyorsun, daha sonra ilerlerken Suriye’lilerle ilgili çok önemli bir gelişmeyi görüp hemen atlatıyorsun ama bir bakmışsın ki, birkaç arkadaşın o haberi paylaşmış, o halde sen de bu etkide kalıp paylaşıveriyorsun.

Daha sonra yaklaşık beşyüz metre ileride bulunan tepedeki ormandan duman çıktığını görüyorsun, büyük ihtimal sizin gibi piknik yapan birilerinden çıkıyordur diye düşündüğün anda tepenin üzerinde bir helikopter beliriveriyor. “Kesin yangın çıktı, helikopter de söndürmek için geldi”... Sonra bir bakmışsın silah sesleri çıkıyor. O an kaçmak yerine saklanmak daha makul bir seçenek olduğu için arabanızın arkasına saklanıyorsunuz. Ancak, bela henüz bitmedi. Bu sefer de helikopterin havada savrulduğunu görüyorsun, ve tam üzerinize doğru gelecekken kaçmaya başlıyorsun.

Yaklaşık iki kilometre uzaklıktaki evine ailenle koşarak ulaşıyorsun. Ne olup bittiğini anlamadan televizyonu açıyorsun ve bütün kanallarda son dakika olarak ülke çapında bir savaşın başladığı haberleri veriliyor. Yerel bir kanalda ise az önce yakınınıza düşen helikopterin düşman askerleri tarafından düşürülen bir helikopter olduğu söyleniyor. Eve döndüğünüzden beri herşey sakin ama bir bakmışsın ki, evde baban yok. Sonra komşulardan babanın enkazda ezilerek can verdiğini duyuyorsun.

Sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor, sen babandan hiçbir haber alamadığın için üç gün boyunca için içini yedi. Üstelik etraf sakin olduğu için çıkıp kuralları çiğnemeye çok arzulusun, ancak nereye gideceğini de bilmiyorsun. Daha sonra televizyonda babanın resmini görüp aslında ölmediğini ama yoğun bakımda olduğunu ve ölmesinin an meselesi olduğunu görüyorsun.

Hiç beklemediğin anda cereyan eden bu olaylardan sonra bir de gökyüzünde uçuşup arkalarında duman bırakan cisimler görmeye başlıyorsun. Derken ani bir gürültü ve sarsıntıyla üst kattan alt kata ani bir iniş yaptığın anda seninle birlikte de bir sürü cisim üzerine iniş yapıyor ve vücudunun birkaç uzvu sakatlanıyor.

Mahalle sakinleri olarak ülke sınırına yakın olduğunuz için komşu ülkeye sığınmaya karar veriyorsunuz. Sakatlandığın için kilometrelerce yolu ağrılar içinde yürümek zorunda kaldığın yetmiyormuş gibi sınırı illegal yoldan aştığınız için kardeşlerinden biri komşu devletin tuzak mayınlarına basıp havaya uçuyor.

Baban yok, kardeşin de artık yok ama yoluna devam etmelisin. Uzun bir yoldan sonra, bir tren istasyonunda durmakta  olan bir treni görüyorsun. Vagonların birine kaçak olarak girip şehirde iniş yapıyorsun. Bir de görmüşsün ki, sizin mahallenin yanısıra bir sürü mahalle daha o ülkeye sığınmış.

Etrafta sana ters ters bakan insanlar, cebinde beş kuruş olmadığı için yemek bulamaman, bu yüzden sen yapmasan da mecburen hırsızlık yapmak zorunda olan kader arkadaşların yüzünden bütün dünyada kötü bir algı yaratmış oluyorsunuz. O ülke sizi kabul etse de, diğer ülkelere gidenler kabul edilmiyor.

--- -- ---

Daha fazla devam etmeyeceğim. Tabi ki böyle şeyleri yaşamadın, en azından sen yaşamadın. Ancak, bunları her gün yaşayan insanlar var. Ve sen, belki de arkadaşın veya arkadaşım ırkçı oldukları için, kendilerini haddinden fazla üstün görüp mazlumları ezik duruma düşürüyorlar. Bazıları, sırf hükümete muhalefet olmak için insanlıklarından vazgeçerek bu insanların hayatını gün geçtikçe zorlaştırmış oluyorlar. Sakın yanlış anlama, bu zorluk bedava internet bulamama gibi bir zorluk değil. Maaşın yetersiz olduğundan dolayı et yiyememek gibi bir zorluk da değil. Aynı nedenden dolayı elektrik faturasını ödeyememek de değil. Bu zorluğun ne olduğunu sen düşün!

Bu hafta böylesine distopik yazı yazmamdaki amacım insanlığımızı unutmuş olmamızdır. Etrafta milletin laflarına baktığımız zaman utanç verici bir tabloyla karşılaşıyoruz. Ben de bir nebze olsun fikirlerde değişiklik yaratmak uğruna böyle bir yazı yazmaya karar verdim.
Millet gazetesi logo
© 2024 Millet
KÜNYE
MİLLET MEDİA Kollektif Şirketi
Genel Yayın Yönetmeni: Cengiz ÖMER
Yayın Koordinatörü: Bilal BUDUR
Adres: Miaouli 7-9, Xanthi 67100, GREECE
Tel: +30 25410 77968
E-posta: info@milletgazetesi.gr
ΤΑΥΤΟΤΗΤΑ
MİLLET MEDİA O.E.
Υπεύθυνος - Διευθυντής: ΟΜΕΡ ΖΕΝΓΚΙΣ
Συντονιστής: ΜΠΟΥΝΤΟΥΡ ΜΠΙΛΑΛ
Διεύθυνση: ΜΙΑΟΥΛΗ 7-9, ΞΑΝΘΗ 67100
Τηλ: +30 25410 77968
Ηλ. Διεύθυνση: info@milletgazetesi.gr