Gümülcine Düşerken!

Özellikle 1908 yılında Jön Türkler tarafından Meclisi Mebusanı ikinci defa açılmış ve kısa bir süre sonra da hasta adam olan Osmanlı imparatorluğunu iyileştirme

Köşe Yazıları 29 Ocak 2016
Gümülcine Düşerken!

Özellikle 1908 yılında Jön Türkler tarafından Meclisi Mebusanı ikinci defa açılmış ve kısa bir süre sonra da hasta adam olan Osmanlı imparatorluğunu iyileştirmeye çalışan ulu hakan Sultan II. Abdülhamid tahttan indirilerek hasta adamın(Osmanlı imparatorluğunun) ölümüne vesile olmuşlardır. Üstelik Sultan II. Abdülhamid Han tahttan indirmeseydi Balkan ülkeleriyle askeri ittifak kurup hasta adama derman olacaktı. Nitekim ittihatçılar ve terakkiciler Gayri Müslim tebaanın üst kademelere nüfuz etmelerini sağlamışlardır. Bilhassa Yeni Türkler kiliseler sorununu çözerek Rum ve Bulgar kiliseleri arasındaki ihtilafı sonlandırmışlardır. Ayrıca Jön Türkler Balkan harpleri öncesinde Rusya’nın balkanlarda savaş çıkmayacağına dair garanti vermesi vaadine kanarak Rumeli’deki yüz yirmi Osmanlı taburunu terhis etmişlerdir.

Bunun üzerine Balkan ülkeleri kendi aralarında Osmanlı imparatorluğunun topraklarının taksimatı için askeri bir ittifak kurmuşlardır. Böylece Sırbistan arkasına Rusya’yı, Karadağ İtalya’yı, Bulgaristan Almanya, Avusturya Macaristan, Rusya ve İran’ı, Yunanistan ise İngiltere ve Fransa’yı arkasına alarak Osmanlı imparatorluğuna karşı birinci Balkan harbini ilan etmişlerdir. Lakin Balkan savaşlarında Gümülcine’nin Bulgarlar tarafından işgali gizemli bir hadisedir. Hassaten Jön Türkler Gayri Müslimlere Osmanlı imparatorluğunun en kıdemli makamlarını emanet etmişlerdir.

Zira Gümülcine’de ikamet eden Yaver Paşa 1910 yılında ermeni asıllı Garabet Tabakian Efendi ile dostluk kurmuş ve bu ahbaplığının neticesinde Garabet Tabakianın oğlu Mıgırdıç Tabakian efendinin Gümülcine’nin belediye başkanı olmasını sağlamıştır. Ayrıca Karabet Canikian efendiyi de kadılık mevkiine yükseltmiştir. Artık Yaver Paşa sayesinde Gayri Müslimler (Rum, Ermeni ve Musevi cemaatleri mensupları) Belediye meclisinde yüksek mevkilere tayin edilmişlerdir. Fakat birinci Balkan harbi esnasında Ermeniler gönüllü müfrezeler (275 Ermeni) halinde Bulgar ordularının safında Osmanlı ordusuna karşı savaşmaya başlamışlardır. Fakat Mıgırdıç Tabakian Efendi Osmanlıya ihanet ederek Bulgar ordusunda gönüllü olarak savaşan ermeni subaylarından Adranik ve Karekin Niztehle ile irtibata geçerek Bulgar ordusuna Gümülcine’yi savaşsız teslim edeceğini bildirmişti.

Bilahare Mıgırdıç Tabakian Efendi Yaver Paşanın Meriç bölgesine Bulgar ordularıyla savaşmaya gitmesini fırsat bilerek Yaver Paşaya Gümülcine’yi Bulgar ordusuna teslim etmeyeceği hususunda teminat vermişti. Lakin Belediye başkanı olan Mıgırdiç Tabakian Efendi sözünde durmayarak 8 Kasım 1912 yılında Bulgar ordusunun Gümülcine’ye girişinden önce Rum, Ermeni ve Musevi cemaatinden birer temsilciyi Paytonun üzerine bindirterek ellerine uzun bir beyaz bayrak teslim ederek bu bayrağın dalgalandırmalarını emretmiştir. Çünkü beyaz bayrağın dalgalandığını gören Bulgar ordusundaki 2 ermeni subay (Adranik ve Karekin ) daha önce belediye reisi Mıgırdıç Tabakian efendinin Gümülcine’yi Bulgar askerlerine kurşun sıkmadan teslim edeceği bilgisine vakıf oldukları için Bulgar askerlerine hitap ederek artık Gümülcine şehrinin Bulgarların elinde olduğunu ve dolayısıyla askerlerin şehre rahatça girebileceklerini beyan etmişlerdir.

Binaenaleyh Bulgar ordusu Gümülcine’ye girdirği ilk günyede çaplı mezarlığındaki (Yedi çaplı mezarlık ve türbe bugünkü belediye binasının bulunduğu yerdeydi) tüm mezar taşları ve mezarlığın içinde bulunan yedi çaplı türbenin taşları Gümülcine Ermenileri tarafından bir gecede kırılmıştır. Sonraki gün Bulgar ordusunun ilk işi 1909 yılında açılan Osmanlı bankası (Bugünkü eski cami karşısındaki müzik okulu (Odeionun) olduğu yerde bunmaktaydı) şubesini kapatması hadisesidir. Bundan mada Bulgar askerleri Gazi Evrenos Bey İmaretine girerek imaretin içinde domuz pastırması yaparak halka dağıtmışlardır. Ayrıca Bulgarlar tarafından caminin minaresi yıkılmış ve kitabesi yok edilerek imaret kiliseye çevrilmiştir. Külliyenin büyük bölümü yıkılarak tahrip edilerek içindeki kıymetli eşyalar ve çiniler çalınarak Sofya’ya gönderilmiştir. Bilakis aynı akıbete Eski Cami de uğramıştır. Eski Cami Bulgarlar tarafından kiliseye çevrilerek 1912-1919 arası Bulgar kilisesi ve silah deposu olarak kullanılmıştır. Caminin içinde bulunan çiniler çalınarak Sofya’ya gönderilmiştir. Hulasa Gümülcineli Müslümanlar artık külfetli yıllar ve meşakkatli günler geçirmeye başlamıştır.

Bulgarlar Müslüman ahaliyi göçe zorlayarak yerlerine Bulgarları yerleştirmeye başlamıştır. Rus zabit Dimitriyef ve Bulgar çetelerini koordine eden çete başkanı Tana, Bulgar komitacılarını Müslüman ahalinin üzerine salarak mallarını ve canlarını gasp ettirerek ahaliye kan kusturmuşlardır. Hatta bazı köylerde de Müslümanların tarlalarına el koymuşlar ve Müslümanları Hristiyan olmaya zorlamışlardır. Bunun dışında Bulgarlar Müslüman tebaaya hastalık bulaştırarak Müslümanların kırılmasını ve Müslümanları aç bırakarak açlıktan ölmeleri hedeflemişlerdir. Ayrıca Bulgarlar Müslüman ahaliden maada Rum cemaatinin de okullarını ve kiliselerini gasp etmişlerdir. Örneğin Natuz Çanakli Efendi tarafından inşa edilen Rum rüştiyesi Bulgarlar tarafından Bulgar metropolitliğine çevrilmiştir. Lakin Ermeni ve Musevi cemaatine dokunmamışlardır. Çünkü Ermeni ve Museviler Bulgarlarla devamlı işbirliği içinde olmuşlardır. Belirtilmesi gereken en önemli husus ise Bulgarların Gümülcine’de Hürriyet (Bugünkü Gümülcine devlet hastanesinin karşısında bulunmaktaydı) isminde bir mahallesi kurarak bu mahalleye bir kilise, okul, hastane, mezarlık ve karakol inşa etmeleridir. Zira Bulgar ordusunun Gümülcine üzerindeki en büyük misyonu ve vizyonu Müslüman ahaliyi vagonlara doldurarak Osmanlı imparatorluğuna göçe zorlamak ve ardından da şehre Bulgaristan’dan gelecek olan Bulgarları yerleştirerek Gümülcine’yi bir Bulgar şehrine dönüştürmekti. Lakin bu proje başarılı olamamıştı. Çünkü bu proje tam uygulamaya sokulacakken birinci cihan harbi patlak vermişti. Dolayısıyla 1915 yılında Bulgaristan da içinde bulunduğu İttifak devletlerinin (Almanya, Avusturya-Macaristan, Bulgaristan ve Osmanlı imparatorluğu) arasına Osmanlı imparatorluğunun da iştirak etmesiyle bu projeyi rafa kaldırmak zorunda kalmıştır.

Nihayet 1919 yılına gelindiğinde birinci cihan harbi bitmiş ve Bulgaristan da mağlup devletler arasında yer aldığı için Bulgar ordusu Gümülcine’yi terk etmek zorunda kalmıştır. Şüphesiz Bulgar ordusu halkın etrafına adeta bir zulüm duvarı örerek Müslüman ahali üzerinde caydırma ve sindirme politikası uygulayarak Müslümanlara çileli yıllar yaşatmışlardır. Tabi bu olayların en büyük sorumlularından ve ortaklarından biride Jön Tüklerdir. Çünkü Jön Türkler Gayri Müslimlere devleti teslim ederek, aralarındaki anlaşmazlıkları sonlandırmış ve hepsini bir çatı altında toplayarak, Osmanlıya karşı savaş açmalarını sağlamışlardır. Böylece Jön Türkler balkanlarda var olan "İslam=Barış=Huzur" ortamının ortadan kaldırılmasına vesile olmuşlardır.
Millet gazetesi logo
© 2024 Millet
KÜNYE
MİLLET MEDİA Kollektif Şirketi
Genel Yayın Yönetmeni: Cengiz ÖMER
Yayın Koordinatörü: Bilal BUDUR
Adres: Miaouli 7-9, Xanthi 67100, GREECE
Tel: +30 25410 77968
E-posta: info@milletgazetesi.gr
ΤΑΥΤΟΤΗΤΑ
MİLLET MEDİA O.E.
Υπεύθυνος - Διευθυντής: ΟΜΕΡ ΖΕΝΓΚΙΣ
Συντονιστής: ΜΠΟΥΝΤΟΥΡ ΜΠΙΛΑΛ
Διεύθυνση: ΜΙΑΟΥΛΗ 7-9, ΞΑΝΘΗ 67100
Τηλ: +30 25410 77968
Ηλ. Διεύθυνση: info@milletgazetesi.gr