Haftanın İçinden Kahve Sohbetleri 150
GÜLÜ SEVEN DİKENİNE KATLANACAK ARTIKSeçim yasaklarının başladığı bu günlerde, sesli basın tamamen susturulmaya çalışılıyor. Yani ben programımda İlhan Ahmet şöy

GÜLÜ SEVEN DİKENİNE KATLANACAK ARTIK
Seçim yasaklarının başladığı bu günlerde, sesli basın tamamen susturulmaya çalışılıyor. Yani ben programımda İlhan Ahmet şöyledir veya böyledir diyemiyorum, ben Hacıosman bu kadar oy alır diyemiyorum, ben Ayhan Karayusuf’un şansının ne olduğunu söyleyemiyorum ve yine ben, Mehmet Eminoğlu’nun balkan bölgesinde gücünün ne olduğunu dinleyicilerimle paylaşamıyorum. Ama yazılı basında hem yorum yapabiliyor hem de adayların isimlerini yazabiliyorum. Neden? Çünkü sesli basın bedava ve her eve girebiliyor, anında ulaşıp halkı etkileyebiliyor. Neme lazım, milletin aklını falan karıştırırız da sonra vicdan azabı çekeriz. Aman Allah korusun. Şimdi mesela burda İlhan’ın gül bahçelerinden, Ahmet Hacıosman’ın kaçak yapılarından, Mehmet Eminoğlu’nun doktorluk anılarından, Ayhan Karayusuf’un şarkılarından, Erhan İmamoğlu’nun Batı Trakya Express’inden, İlbay Deli’nin yaptığı montajlardan bahsedebilirim. Ne güzel, ne güzel... E hadi o zaman başlayalım... BAK SONUNDA KIRILMAK YOK AMA ona göre, gülü seven dikenine katlanacak, hele hele o gülü senin eline veren azınlık halkı ise...
BU SEÇİMLER MAALESEF KUMARDAN BETER
Pasok, ND, Dimsim, Dimar, Siriza ve KKE. Yunanistan çapında daha 36 parti var da bizi ilgilendiren, içinde bizim soydaşımızın da bulunduğu partiler. Pasok’un umudu, son günlerde bir sürpriz olmazsa bir milletvekili çıkarmak. Kim olacağı tabii ki hala kesinlik kazanmış değil. Tabii ki her iki taraf da kendi adayları için savaş verecek. Benim anladığım o ki, Petalotis’in bu sefer daha zayıf olduğunu anlayan diğer Yunanlı adaylar canla başla çalışıyorlar. En azından partileri Rodop bölgesinde gerekli oy potansiyelini yakayabilsin diye ve her ne kadar mucize gibi görünse de ikinci milletvekilini çıkartabilsin diye. ND diğer taraftan bölgede birinci parti çıkma hayalleri ile yanıp tutuşuyor ve devamında Stilyanidis’ten sonra umudunu, son anda başrole geçirilmeye çalışılan Mehmet Eminoğlu’na bağlamış durumda. Peki Dimsim? O da güçlü olduğuna inandığı hukukçusu ve eski ND milletvekili İlhan Ahmet’le ülke genelindeki %3’lük barajı aşma hayallerini korumaya devam ediyor, ki bu bizim elimizde değil. %3’lük baraj tüm Yunanistan için. Ya Siriza? Siriza da Ayhan Karayusuf’la birlikte doğruluk ve dürüstlük peşinde. Kuvelis için ise daha bir şey diyemiyorum, çünkü Kuvelis ve adayları burası için hala yeniliğini koruyor. Politikada da yeni olmak ilk defalarda hep insanın aleyhine çalışıyor. Şimdi gelelim ince hesaplamalara. Benim acizane fikrime göre, bu halkın sandık başına gidebilmesi için bir şeylere inanması lazım, güvenmesi lazım. Bunu kendi lehine çevirmeye çalışan bir sürü aday var gerçi ama, ne kadar gerçekçiler ve verdikleri vaadlere ne kadar sadıklar, onu da zaman gösterecek. Çok iyi düşünülmesi gereken olay, milletvekilsiz kalınmaması için nelerin yapılacağı? İlk olarak bir kişinin düşüneceği şey, sandık başına gitmesi. Bu yarışta bu maratonda ben de varım diyebilmesi. Heykel gibi de olsa o mecliste benim de en azından bir tane temsilcim var diyebilmesi. Oy kullanırken geleceği de göz önünde bulundurabilmesi. Birinci parti mi üçüncü parti mi diye düşünebilmesi. Nedenleri kendi kafasında sıralayıp karar verebilmesi. Bunlar başlıca yapılması gerekenler diye düşünüyorum. Çünkü öyle bir dönemde seçime gidiyoruz ki, millette para yok, devlette para yok, binmişler bir alamete gidiyorlar uzun ince. Bundan sonra milletvekili olacakların da vay haline. Millet doğruyu yanlışı öğrendi artık, bazı yerde konuşuyor, bazı yerde ise bile bile susuyor. Ama her halükarda sandıkta cevabını veriyor. Bu seçimlerde aman gözünüzü seveyim, bu gücünüzü, bu cevabınızı dikkatli kullanın ki Yunanlılar’ın oyları bizi yarı yolda bırakmasın. Yunanlı adaylar turlarına her ne hikmetse genelde hep balkan bölgesinden başlıyorlar, halbuki bizim adaylardan tek bir Yunan köyüne giden yok, tek bir Yunan kahvesinde konuşmaya giden yok. O yüzden bizden onlara oy giderken, onlardan bize gelme ihtimali gün geçtikçe azalıyor. Halbuki hali hazırda bulunan bir milletvekili, pamuklarla ilgili bir yasa tasarısı meclisten geçirttiyse, ya da bu bölge için toplu halde bir paranın buraya gelmesini sağladıysa bu tüm Gümülcine halkı için yapılmış değil midir? Bunlardan herkes yararlanmaz mı? Tabii ki yararlanır, hem de bal gibi yararlanır, ama gel gör ki yine oyunu bizim bir milletvekiline kullanmaz. Ne kadar kızsa da kendi adamının yanında yer almaya çalışır. Doğru da yapıyordur aslında. Aynı şeyi biz de bir yapabilsek, zaten kullanılmayan oylar olacak ve baraj da tabii ki ona göre ayarlanacak ama, bu defa da dışarı kaçan oyların sayısı yarı yarıya düşse ne olur sanki? Bizim halkımız mı zararlı çıkar? Tabii ki hayır, tam aksine 2 milletvekili çıkarma ihtimalleri daha çok artar. Bir de düşünün, sağ veya sol parti tutkunları, partilerinin aday seçtiği adamlara kızıyor ama, ille de partisine oy kullanmak istiyor ve sonunda zaitsiz oy kullanmaya karar veriyor, en azından partim oy toplasın mantığı ile. Bu durumda da tabii ki sistemin içinde olan ve kendi sahalarında oynayan futbol takımının forvet oyuncusuna extradan bonus vermezler mi bu zaitsiz oylarla? O zaman onlara kovacılık yapanların oylarına bile gerek kalmayacak. Ve unutmayın ki bu partizanların belki de dörtte biri ve daha fazlası bizim halkımızda, partilerini sevip de adaylarını sevmeyenler, biz partiye oy kullanıyoruz adaylara değil diyenler. İşte bunlar, soydaşları dışındaki kimselere herhangi bir çıkarı için oy kullananlar, bunlar burdaki hesaplamaları alt üst etmeye çalışanlar. Türkçülük taslayıp da sağ gösterip sol vuranlar. Bunlar kendi çıkarları doğrultusunda hareket edenler. Bunlar, at yarışları başlarken son anda ata doping verenler, o yarışmayı da en sonunda alt üst edenler. İşte bunları göz ününde bulundurarak hareket edersek, kime ve ne için oy kullanacağımızı daha iyi anlar, kötü amaçla iki tane çıkarabilirlerdi diye düşünen ve bunu kendilerini sıyırmak için kullanan düşmanları da yine iyi niyetimizle kendi sahalarında mağlup edebiliriz...
ŞİMDİ SIRA BÜYÜKLERDE
En büyük kimdir diye sorulduğunda, sensin derseniz, bu dönemde senden iyisi yoktur. Sıra şimdi büyük kafalarda, onların bu seçimlerde ne yapmak istediğinde. Samaras; tek başına iktidar olmayı hayal eden bir parti lideri. Peki bu nasıl olacak? Ona göre, bugüne kadar yapılmış olan gallopların kendi partisine verdiği yüzdeler doğrultusunda hanesine işlenecek extra 50 milletvekili bonusu ile 140 milletvekilini meclise götürecek. Bu durumda Cumhurbaşkanı’ndan alacağı emirle, ya küçük bir partiyle koalisyon bir hükümet kuracak ya da kurmayıp Yunanistan’ı ikinci kez seçime gitmeye mecbur bırakacak. Çünkü bonus alamayan ikinci ve üçüncü partilerin koalisyon hükümeti kurmaları bayağı bir zor. Tabii bunlar şahsi görüşler, birinciliği almak isteyen her kişinin kör olması gibi bir şey zaten bu. Peki bu hayaller gerçek dışı bir şey mi? Tabii ki hayır, çünkü kapalı kapılar ardında, partiler arasında ve troyka ile yapılan anlaşmaları bilmiyoruz daha. İstermisiniz o kadar düşman gibi gözüken Bakoyanni ile Samaras hükümet ortakları olsun? Tabii bunlar senaryolar belki ama gerçeklik payı da yok değil. Diğer taraftan Pasok da kendi planlarını kuruyor muhakkak. Troyka, iki büyük partiyi hükümet ortağı istediğinden dolayı da belki seçim öncesi yaptıkları senaryoların tümü seçimlerden sonra yine alt üst olacak. Gidişata bakılırsa, Yunanistan genelinde her iki büyük parti de umdukları rakamları alamayacaklarından dolayı, B planlarında yine ortak çalışma rolünü benimseyeceklermiş gibi görünüyor. Bakın yanlarına, 151 milletvekiline ulaşabilmeleri için daha bir, veya iki partiyi almasınlar. Bu durumda kalacaklarına yeniden seçime giderler ki, en azından ikinci seçimler liste usulü olacağından, istedikleri adamları yanlarına alabilsinler diye. Ne yani, meclis önüne gelenin girdiği Ringo’nun hanı mı olsun? Adamlar bunu da düşünmüştür herhalde. Sadece Samaras beyin bu kadar ısrarla başbakan olma hevesi bu düşünülenleri belki de tersine çevirir, ki umarım da öyle olur... Hayırlısı olsun. Son hafta içerisinde her defa olduğu gibi yaptığımız araştırmalar sonucunda milletvekili adaylarımıza verdiğimiz rakamları yine yayınlayacağız... Haftaya görüşmek ümidiyle sizleri fıkramızla başbaşa bırakıyorum...
Politikacı yaptığı seçim konuşmasında sözlerine başlarken: “Bu böyle gitmez, bu düzenin değişmesi artık şarttır” der. Bunu duyan bir vatandaş arkalardan seslenir: “Düzen hayatından memnun siz merak etmeyin, siz bize düzülenin ne zaman düzeleceğini söyleyin.”
Bu haftalık da bu kadar değerli dostlar. Hoşça kalın Dostça kalın...