Kişisel Anayasamızı Değiştirelim

Bu hayatta dört-dörtlük insan olmak gibi şansımız ne yazık ki yok. Kimileri kusurlarını örtmek, kusurlarını açığa çıkarmamak, düzgün gözükmek için elinden gelen

Köşe Yazıları 13 Temmuz 2015
Kişisel Anayasamızı Değiştirelim

Bu hayatta dört-dörtlük insan olmak gibi şansımız ne yazık ki yok. Kimileri kusurlarını örtmek, kusurlarını açığa çıkarmamak, düzgün gözükmek için elinden gelen herşeyi yapar. Kimileri ise kusurlarını sürekli bir bahaneye bağlar.

Kusurlarını bir bahaneye bağlayan insan örneğini ele alalım. İçinde bulunduğumuz bir durum; a-) olay, b-)düşünceler ve  c-)duygular başlıkları altında 3’e ayrılır. Örneğin:  Bir otobüs şöförü otobüse binen bir yolcuya “Aslanım ilerler misin?” dediğinde muhtemelen 2 çeşit sonuç ortaya çıkacaktır. Yolcunun sinirlenmesi veya denileni yapması. Az önce bahsettiğim başlıklara geri dönecek olursak, çoğu insan a başlığının “SEBEP” olduğunu zanneder. Halbuki bütün psikologların bu konudaki ortak çalışmaları sonucunda vardıkları ortak karar sebebin a değil b olduğudur. Örneğimizi tekrar gözden geçirelim: Yolcunun otobüse binmesi a (Olay), şoförün sözleri sonrasında yolcunun aklına gelenler tabi ki b (düşünceler) ve sinirlenip sinirlenmemesi ise c (duygular)dır. Bu durumda çoğu insan sinirlenip sinirlenmeme durumunu a’ya bağlasa da, asıl sebep b yani kişinin düşünceleridir. Çünkü seni sinirlenmeye   asıl iten, olay değil kafanda yazmış olduğun “anayasadır”. Anayasa diyorum çünkü çoğu insanın gıcık olduğu kelimeler vardır ve onlar kendilerine söylendiğinde sert bir şekilde karşılık vermek anayasanın şartlarından biridir.

Kusurlarını bahaneye bağlayan insan üzerinde konuşurken bir de müslümanların kaç çeşitten ibaret olduğunu yazalım: a-) Samimi müslümanlar, b-) Gösteriş uğruna müslüman gibi gözükenler, c-) Başı derde girdiğinde müslüman olanlar ve d-) Dedesi hacı olanlar.

Samimi müslümanları konuşmaya gerek duymuyorum çünkü onların samimiyeti kalplerindeki “iman”dan gelmektedir ve her zaman Allah’a layık kul olmak için çabalarlar.

Gösteriş uğruna müslüman olanlar ise aslında “iman”ı tehlikeye girmeye başlamış olanlardır çünkü ibadetlerini Allah görsün diye değil Allah’ın kulları görsün diye yapmaktadırlar.

Başı derde girip de müslüman olanlarla, uçak sallanınca Allah’a inanmaya başlayan ateistler birbirlerine benzerdir çünkü tam bu noktada insanın acizliği ortaya çıkar ve bir koruyucu aramaya başlar. İnşallah başları ölmek üzereyken derde girmez çünkü bilindiği gibi son nefeste yapılan tövbeler kabul olmaz.

Son olarak dedesi hacı olanların aynı zamanda kalbi de çok temizdir ki, bu sayede dedeleriyle birlikte cennete girebilecekler.

Şimdi ironiyi bir kenara atıp bunların sebebini yani b başlığı (düşünceleri) üzerinde tartışalım. Onları bu düşüncelere iten şey ne? Bunun cevabı kesinlikle nefistir ancak klişe bir cevaba başvurmamak için “Anayasaları neden bu şekilde yazılmış?” sorusunu kendimize yöneltelim. İşte bu sorunun cevabı pek de klişe olmayıp “Müslümanın anayasası Kur’an-ı Kerim’dir!” sözünde gizlidir. Bu sözü açtığımız takdirde, Kur’an-ı Kerim’e göre yaşamadığımızı anlayacağız. Aynı zamanda Kur’an-ı Kerim’i anlamadığımızı anlayacağız. Üstüne üstlük ne kadar ucuz müslüman olduğumuzu anlayacağız. Mantıklı bir şekilde düşündüğümüz zaman Allah’ın Kur’an-ı Kerim’i onu onlarca defa okumamız için değil, onu anlamamız için indirdiğini anlayacağız. Ve inşallah en sonunda da anayasamızı değiştirmemiz gerektiğini anlayacağız.

Anayasamız değiştiği takdirde namazlarımız sırasında her iftitah tekbirinde, her rukû’da, her secdede Allah-u Ekber derken neredeyse anlamı hiçbir zaman aklımıza gelmese de artık “Allah en büyüktür!” olduğunu hatırlayarak imanımıza iman katacağız. Sübhane Rabbiyel Azim’in, Semiallah-u Limen Hamideh’in sadece arapça bir deyim olduğunu artık düşünmeyecek bunların aynı zamanda “Azim olan rabbimi yaratılmışlara ait bütün eksikliklerden tenzih ederek onu güzel isim ve sıfatlarıyla tesbih ederim, Allah kendisine hamd edenleri işitir.” anlamlarına geldiğini anlayacağız ve işte bu şekilde samimi müslüman olacağız. Çünkü samimi müslüman ibadetlerini niçin yaptığını bilendir. İbadetlerini sırf ibadet yapmış olmak için değil, kendini Allah’a teslim etmek için yapandır.

Umuyorum ki, birçoğumuzun ibadetlerini doğru düzgün yapamama sorunlarına bir çözüm bulmuşumdur ve imanlarımızın tazelenmesine vesile olmuşumdur.

Millet gazetesi logo
© 2024 Millet
KÜNYE
MİLLET MEDİA Kollektif Şirketi
Genel Yayın Yönetmeni: Cengiz ÖMER
Yayın Koordinatörü: Bilal BUDUR
Adres: Miaouli 7-9, Xanthi 67100, GREECE
Tel: +30 25410 77968
E-posta: info@milletgazetesi.gr
ΤΑΥΤΟΤΗΤΑ
MİLLET MEDİA O.E.
Υπεύθυνος - Διευθυντής: ΟΜΕΡ ΖΕΝΓΚΙΣ
Συντονιστής: ΜΠΟΥΝΤΟΥΡ ΜΠΙΛΑΛ
Διεύθυνση: ΜΙΑΟΥΛΗ 7-9, ΞΑΝΘΗ 67100
Τηλ: +30 25410 77968
Ηλ. Διεύθυνση: info@milletgazetesi.gr