Osmalının Kaderini Belirleyen Gizli Anlaşma
Bir çınar için toprak altındaki kökleri ne ise ve bu kökler kurudukça çınar nasıl kurumaya başlarsa bir millet için de tarih odur. Tarihini bilen millet, kökü s
Bir çınar için toprak altındaki kökleri ne ise ve bu kökler kurudukça çınar nasıl kurumaya başlarsa bir millet için de tarih odur. Tarihini bilen millet, kökü sağlam çınar gibidir.
Zamanla eski âdet ve ananesini, yaşayış tarzını unutan, tarihini bilmeyen, ecdadının neler yapmış olduğundan haberi olmayan bir millet, kendini ayakta tutan köklerinden birkaçını kurutmuş demektir. Tarih okuyarak onu sulamak lâzımdır. (Kâzım Paşa)
Sultan II. Abdülhamit devrinin son çeyreğinde1905 ve 1908 yılları arasında Düveli muazzama denilen büyük devletler Osmanlı imparatorluğunu parçalamak, Osmanlıyı kendi aralarında taksim etmek kararını almışlardır. Nitekim büyük devletler 2 gruptan oluşmaktadır.
Üçlü ittifak devletleri yani Almanya Avusturya-Macaristan imparatorluğu ve İtalya’dan oluşmuş akabinde üçlü itilaf devletleri Rusya, İngiltere ve Fransa'dan oluşan müttefik birliği kurulmuştur.
Bunun üzerine bu devletler birbirleriyle düşman oldukları halde Osmanlı imparatorluğunun paylaşılması konusunda anlaşmışlar ve ortak amacın uygulanması için 1908 yılında Alman imparatoru II. Wilhelm ile Rus Çarı II. Nikola Baltık kıyılarındaki Estonya’nın Reval şehrinde buluşarak yaptıkları müzakereler sonunda tatbik kararlarında da mutabık kalmışlardır.
Bu kararlar gereğince Ruslar Kürdistan, Ermenistan ve Boğazları, Avusturya-Macaristan Bosna Hersek ile Makedonya’nın bir kısmını, İtalya Libya, 12 adalar ve Antalya’yı, İngilizler ise Irak ile Lübnan’ı alıyordu.
Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu toprakları üzerinde bütün iktisadi faaliyet ve kuruluşları da yine bu devletler ellerinde bulundurmak istiyorlardı.
Bizzat İttifak ve İtilaf devletlerinin 1908'de Reval'de aldıkları bu kararlar ile niyetlerinin Osmanlı imparatorluğunu parçalamak olduğunu açık bir şekilde beyan etmişlerdir. Şu hususta tarihi okumanın önemi bir kez daha ön plana çıkmaktadır.
Zira sultan II. Abdülhamit han tarihi iyi okuyabildiği için Osmanlı imparatorluğunun birinci cihan harbinde ne ittifak devletlerinin yanında ne de itilaf devletlerinin yanında yer almamasının gerektiğini Talat, Cemal ve Enver paşalar ile yaptığı görüşmede durumu izah etmeye çalışmıştır.
Lakin Talat, Cemal ve Enver paşalar tarihi iyi okuyamadıklarından dolayı birinci cihan harbinde ittifak devletlerinin tarafında yer almışlardır. Netice itibariyle Osmanlı imparatorluğu savaşta ister ittifak devletlerinin yanında ister itilaf devletlerinin yanın da yer alarak zararlı çıkacaktı:
1) Şayet Osmanlı imparatorluğu itilaf devletlerinin yanında yer alarak savaşın kazananı itilaf devletleri olsaydı bu sefer İngiltere, Fransa, İtalya ve Rusya birinci cihan harbinin bitişinden bir kaç yıl sonra kendi aralarında birleşerek Osmanlı imparatorluğuna savaş açıp Osmanlı topraklarını paylaşacaklardı.
2) Eğer Osmanlı İmparatorluğu ittifak devletlerinin safında yer alarak İttifak devletleri galip gelselerdi o zaman da diğer mekanizma devreye sokulacak yani Osmanlı toprakları savaşın bitişinden bir veya iki yıl sonra Almanya, Avusturya- Macaristan, İtalya’yı da yanlarına alarak Osmanlıya savaş açacak böylece Osmanlı imparatorluğu topraklarının taksimini kendi aralarında yapacaklardı.
Çünkü pasta 1908'de kesilmişti ve bu iş Reval'de bitirilmişti. Aslında 1908 yılında gerçekleştirilen toplantıda Rochild ve İngiliz Lord ailesinin parmağı vardı.
Şu muhakkaktır ki Osmanlı imparatorluğu ittifak devletlerinin yanında yer aldığı için İngiliz Rochild ve Lord ailesi itilaf devletlerine yardım ederek o tarafın galip gelmesine sebep olmuşlardır.
Bilakis Osmanlı imparatorluğu itilaf devletlerinin yanında yer almış olsaydı bu sefer de Rochild ve Lord ailesi ittifak devletlerine yardım ederek ittifak devletlerinin galip gelmelerini sağlayacaktı.
Zaten İngiltere kraliçesi, Rochild ailesi ve Lordlar Osmanlı imparatorluğunun ittifak ve itilaf devletlerinin dışında olmaması için sultan II Abdülhamid’i tahttan indirmişlerdi.
Bu da demek oluyor ki Osmanlı imparatorluğunun parçalanması için her şey en ince noktasına dek planlanarak 1908 yılında Reval'de masaya son nokta koyularak Osmanlı pastası kesilmişti.
Son olarak ittihatçılar ve Terakkiciler Osmanlı imparatorluğunun daha da küçüleceği korkusuna düşerek bu korku onların ittifak devletlerinin yanın da yer almalarına sebep olmuştur.
Sultan II Abdülhamit han tahttan indirildiği gün Almanya, Avusturya -Macaristan, Fransa, İngiltere, Rusya, İtalya ve diğer küçük balkan ülkelerinin Osmanlı imparatorluğuna karşı olan korkuları ortadan kalkarak o korku Osmanlı imparatorluğuna sirayet etmiştir.
Şu Hadis-i Şerif Osmanlı imparatorluğunun birinci dünya savaşı arifesindeki durumunu net olarak izah etmektedir:
Sevbân radıyallâhu anhın naklettiğine göre Resûlullâh sallâllâhu aleyhi vesellem şöyle buyurmuşlardır:
“Size saldırmak üzere, yabancı kavimlerin, tıpkı sofraya çağrışan yiyiciler gibi birbirlerini çağıracakları zaman yakındır.”
Orada bulunanlardan biri: “–O gün sayıca az olacağımız için mi bu durum başımıza gelecek ya Resûlullâh!?” diye sordu. Efendimiz:
“–Hayır, bilâkis o gün siz çok olacaksınız. Lâkin sizler, bir selin getirip yığdığı çer-çöp misali, hiçbir ağırlığı olmayan kimseler durumunda olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı koyacak!” buyurdular.
“–Zaaf da nedir ey Allah’ın Resulü?” denildi.
“–Dünya sevgisi ve ölüm korkusu!” buyurdular.”
(Ebû Davud, Melâhim, 5/4297)