Patlamanın Sorumlusu
Normalde bu haftaki yazımda BREXIT’in İslâm dünyasında oluşturabilecek yansımaları yazacaktım ama ne yazık ki İstanbul Atatürk Havaalanında yaşanan patlamadan s
Normalde bu haftaki yazımda BREXIT’in İslâm dünyasında oluşturabilecek yansımaları yazacaktım ama ne yazık ki İstanbul Atatürk Havaalanında yaşanan patlamadan sonra ve buna müteakip halkta oluşan tutum yüzünden yazımın konusu değişti.
Patlamanın nedenine bakacak olursak, iki ihtimal görüyorum. Hiç ayrıntı vermeden, İsrail ve Rusya ile ilişkilerin düzelmesini ilk ihtimal, ikinci olarak ise İngiltere’nin BREXIT olayı doğrultusunda bütün dünyada, özellikle de Türkiye’de alay konusu olması nedeniyle bazı güçlerin gündemi değiştirmek istemesi olarak görmekteyim. İlk ihtimal akla daha mantıklı gelse de, her iki ihtimalin de olabileceğini düşünüyorum.
Peki bu olayların suçlusu kim? Halk sürekli teroristler dışında başka birilerine suç atma peşine düşüyor. “Vay efendim, biz geçerken donumuza kadar her tarafımızı arıyorlar, parfümümüzü, spreyimizi alıyorlar da bombanın patlamasına engel olamadılar. Hain devlet!”, şeklindeki yazıları her yerde görüyoruz. Sanki devlet böyle bir şey yapmak istese açık açık okların kendine yöneleceğini bile bile yapar. Sen farkında değilsin ama birileri sırf sen böyle düşünesin diye o saldırıyı havaalanında yaptı.
Yıllardır Türkiye parasızlıktan kendine silah üretemeyip, hep başkasından satın alıyordu. Artık herşeyini kendisi üreten bir Türkiye var ve bunu sağlayan bir devletin sen düşmesini istiyorsan aynı zamanda daha büyük saldırıların olmasını istiyorsun demektir.
Ah bir de bu suçlamaları yapanların okudukları kitap sayısı iki elin parmağını geçmiyor ya, ona bayılıyorum. Üstelik okudukları kitaplar pembe roman türü kitaplarken böyle yorumlar yapmaları hem ironik, hem de okudukları birkaç kitaptan bile hiçbir birikim elde edemedikleri ortada. Onlara göre devlet ya hain, ya da işini iyi yapmıyor. Peki sen işini iyi yapmıyor dediğin devleti bir kenara bırakıp kendini müslüman olarak adlandırdığın halde İslâmın kaç şartını yerine getirebiliyorsun? İlkokul, ortaokul, lise ve üniversite hepsinde zaman zaman çalıntı ödev yapmadın mı, kopya çekmedin mi? Sen kim oluyorsun da başkalarına ahlâk dersi veriyorsun?
Şimdi herkesi mantıklı düşünmeye davet ediyorum. Bir ülkenin cumhurbaşkanı her ay birkaç patlama yaşanmasına rağmen dik duruşunu bozmuyor. Cevabınız muhtemelen “çıkarı olduğu için” olacaktır. Peki toplumun onca baskısının yanında, uykusuz geçirdiği günlerin yanında çıkarı olsa ne olur, olmasa ne olur? Basit bir insan bu tür durumda direk pes eder, ancak bir dava adamı, hakkın yolunda ilerleyen bir adam işte böyle dik durur.
Ey Türk halkı! Sana AKP’li ol demiyorum ama eğer haklı olduğunu düşünüyorsan, o beğenmediğin cumhurbaşkanından daha fazka dik durmayı bilmen gerekir. O beğenmediğin cumhurbaşkanı suçlu olsa suçluluk psikolojisinin gereği olarak sürekli birine suç atar ama bu durum hep tam tersi oluyor. Ey Türk halkı! Sen her fırsatta suç atacak birini ararsan bu terör bitmez. Türk halkı örgütlenmeyi başaramadıkça daha bir sürü bomba patlar.
Millete bu kadar laf attıktan sonra gönlünü almadan olmaz, biraz da devleti eleştirmek lazım. Eleştirmek lazım, çünkü bu kadar cahil insanın yetişmesine izin veriyor. Birlik-beraberliğin olmadığı bir ülkede gücün de olmayacağını bilmeyen insanların yetişmesine izin verdiği için devleti de eleştirmek lazım. Son zamanlarda bütün dünyada yaşanan terör saldırılarından sonra Türkiye dışındaki her ülkenin insanı devletine sahip çıkmayı biliyorsa eğitim sisteminin gerçekten sorunlu olduğu ne yazık ki söylemek zorundayım. Ülkede sırf demokrasi olacak diye bazı şeylere göz yummak zorunda değilsiniz. Kalkınmış olan her ülkede birçok şey zorla değiştiriliyorken, üstelik buna benzer olaylar daha doksan sene önce Türkiye’de yaşanmışken günümüz Türkiyesinde daha yeni yeni dokunulmazlıklar kaldırılmaya başlandı. Fakat, bir yandan da fazla ümitsiz olmamak gerek çünkü Allah’ın izniyle başkanlık sistemi sayesinde bütün bunların üstesinden gelinecek.