Tarihle Empati Kurarak Referandumu Değerlendirmek

16 Nisan 2017 de yapılan referandum %51,4 evet oyu çıkarken %48,6 hayır ile neticelenmiştir. Türk halkı ekseriyetle evet oyukullanarak  yalnızca başkanlık sistemine yeşil ışık yakmakla kalmayıp Türkiye’nin misyonunu ve vizyonunu da şekillendirmiştir.

Türk halkı yeni bir medeniyet inşa etme yolunda önemli bir adım atmıştır. Artık Türkiye Devleti bölgesel güç olmaktan çıkarak küresel güç haline gelecektir.  Öncü nesillerin yetiştirmek maksadıyla eğitim sisteminde değişikliğe gidilecektir.

16 Nisan Türkiye için bir milattır. Çünkü bu günden itibaren Türkiye Cumhuriyeti yeni bir yol haritası çizecektir.  Büyük devletlerin etkisini üzerinden atarak etken olmaktan çıkarak edilgen olacaktır.

Yeni bir sürece aşamalı bir şekilde girilecek ve bu süreç içerisinde bilinçli, şuurlu, medeni ve asil bir nesil yetişecektir. Referanduma hayır diyenlere saygı duymak gerekir. Ancak halkın %48,6 hayır demesin de yatan 2önemli sebep vardır.

Birinci sebep insanlık tarihi boyunca insanların en çok sıkılıkla yaptığı hatalardan birisi olan farkındasızlıkltır. Zira insanlar aldıkları  kararlarda farkında olmadan gelecekleri hakkında yanlış kararlar vermektedirler.

İkinci sebep ise medyanın yaptığı algı operasyonlarıdır.  Halk üzerinde yapılan algı operasyonları ile halkı yanlış yöne doğru yönlendirilmektedir. Özelikle Avrupa medya konusunda tecrübeli olduğu için Türkiye Devletinin gelişmesini sağlayacak  şekilde atılan her adımı çarpıtarak Türkiye’deki işbirlikçi medyaya istedikleri fikirleri istedikleri gibi  empoze etmektedirler. Dolayısıyla Hayır diyen kardeşlerimiz algı operasyonlarına maruz kaldıkları için Türkiye’nin kudretini görememektedirler. Algılar önyargıları oluşturur ve önyargıları kırmakta zordur.

Balkanlar ve Ortadoğu’da yaşayan Müslümanlar Türkiye’nin kudretini Türkiye’deki vatandaşlardan daha rahat görebilmekte ve hissedebilmektedirler.

Fakat başarılı olamadılar. Çünkü Muradı ilahiye(kader perspektifi) yani Allah Türkiye’nin ve İslam âleminin lehine doğru yönelmektedir. Dolayısıyla İslam âleminin tekrar dünyaya ışık tutacak yeni bir medeniyet lanse etmesi engellenemeyecektir.

Tarihte empati kurmak çok önemli bir husustur. Böylece empati kurarak tarihte yapılmış olan hataları keşfetme fırsatını yakalayabiliriz.

Bundan 100 yıl önce Sultan II. Abdülhamid’ingücünün kemale erdiği bir dönemde yani 1900 yılında Sultan Abdülhamid Han halka başkanlık sistemine benzer bir referandum düzenleseydi karar ne olurdu? Empati kurmanın sebebi ise Sultan Abdülhamid ile Erdoğan arasında 100 yıl fark olmasıdır. Eğer 200 yıl fark etseydi empati kurmam yanlış olurdu. Çünkü her 100 yılın sosyolojisi farklıdır.

Şayet Sultan Abdülhamid Han böyle bir referandum düzenleseydi çıkan sonuç % 90 hayır ve %10 evet oyu çıkmış olurdu. Çünkü o dönemde Avrupa devletlerin Osmanlı Devleti içerisindeki maşalarını kullanarak halkı yanlış yönlendirecek bir algı operasyonu düzenlenmiş olacaklardı. Böylelikle halk yanlış karar verecekti.

Bunların dışında 19. yüzyılda halk Sultan Abdülhamid’in siyasetini yanlış yorumluyordu. Buna paralel olarak bugün de halk Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasetini yanlış yorumlamaktadır. Örneğin Mehmet Akif Ersoy, Elmalılı Hamdi Yazır ve Bediuzzaman Said Nursi Sultan Abdülhamid’in siyasetini tam olarak kavrayamadıkları için Sultanı desteklememişlerdir.

Yani maruz kaldıkları algı operasyonlarının kurbanları olmuşlardır. O dönemin halkı da Sultan Hamid’i uğradıkları algı operasyonları sayesinde diktatör olarak nitelendirmekteydiler.

Algı operasyonlarına dikkat edelim. Zira Algı yöntemi ile empoze fikirler bize ait değildir. Böylelikle yanlış kararlar alma ihtimaliz yüksek olur. Çünkü pişmanlık her zaman insanlara fayda sağlamayabilir. Önyargılarınızın kurbanı olmayın!