Reha umre
Reha umre

Yeni bir soykırım yolda!

Modernite tehlikesi Bosna’daki Srebrenica soykırımının 22. yıldönümünü geride bıraktığımız bu günlerde yeni bir soykırımın geleceğini söylemek zorundayım. Zygmu

Köşe Yazıları 29 Temmuz 2017
Yeni bir soykırım yolda!

Modernite tehlikesi

Bosna’daki Srebrenica soykırımının 22. yıldönümünü geride bıraktığımız bu günlerde yeni bir soykırımın geleceğini söylemek zorundayım. Zygmunt Bauman’ın Modernite ve Holocaust isimli kitabında NAZI’nin yahudilere karşı yaptığı, Holocaust olarak adlandırılan soykırımı anlattığı Holocaust’un aslında ortaya atılan bütün bahanelerden ziyade bir zihniyetin eseri olduğunu ileri sürer. Bu zihniyet modernitedir. Ve moderniteye karşı konulmazsa soykırımların devam edeceğini söyler, nitekim Srebrenica soykırımı da bunlardan biriydi. Ve naçizane ben de uyarıyorum ki modernitenin önü kesilmezse büyük bir soykırım daha yolda.

Öncelikle modernitenin neden bu denli suçlandığına bir bakalım. Modernite, insanlığa büyük umutlarla yerleşmiş bir zihniyet, genel olarak gelenek karşıtı, toplumsallıktan bireyselliğe geçiş, Tanrı bilgisi yerine akıl bilgisinin yerini aldığı bir sistem olarak bilinir. Bunlara zaten karşı olan birisi için modernite bulunmaz Hint kumaşı, ama durum gerçekten öyle mi bir bakalım.

Bu sistem ne menem bir şey ola ki soykırıma sebebiyet veriyor? Bilginin rasyonel kaynağa yani sadece akıl yoluyla bulunabileceği tezine dayanması insan aklını sorgulanamayan otorite haline getirdi ve artık kutsal metinlerdeki bilgiler çöp mahiyetindeydi. Bundan sonra insan aklının ortaya attığı her şey, saçma bile olsa doğru olacaktı.

Aklın kullanılması niye ortaya soykırım çıkarsın ki? Halk dilinde söylemek gerekirse akıl kalbin yerini almıştı. İnsan, aklıyla müthiş şeyler üretebiliyordu ama bunları süsleyememeye başladı. Böylelikle yine halk dilinde söylemek gerekirse insan artık robot gibi üretim yapıyordu. Ürettiği şeyin doğru veya yanlışlığına bakmadan…

Modernitenin iyi tarafları da var be canım

Bu konuda modernitenin tamamen suçlanamayacağını söyleyenler de yok değil tabi. Beethoven, Vivaldi, Picasso, Michelangelo o dönemde çıkmış, deniliyor. Bu isimlerin çıkması için neden illaki moderniteye ihtiyaç duyuldu onu anlamıyorum. İslam dünyasının altın çağını yaşadığı dönemde pek ala kutsal metinlerin bilgisine başvurulabiliyordu. Aynı durum Mısır ve Yunan medeniyetleri için de geçerliydi. Hele ki günümüzde artık bir sistem filozofunun ortaya çıkamadığını göz önünde bulundurursak, ikibin hatta üçbin sene öncesinin entelektüel anlamda günümüzden daha ileride olduğunu rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz. Ha moderniteye kadar Batı Medeniyeti’nin diğer medeniyetler gibi bir şey üretebilecek seviyede olmaması da kendi ayıbı, bu ayıbı temizlemek için modernite fikri ortaya atılabilir ama bununla bütün insanları kontrolün altına almak sömürgenin bir başka biçimidir.

Modernite bir de kendisinden önce din için meydana gelen savaşların üstün insan aklı sayesinde ortadan kalkacağını vaadetmişti. Halbuki Birinci ve İkinci Cihan Harpleri tamamen seküler savaşlardı. Tas aynı tas, hamam aynı hamamdı, hem de bu sefer bunu meşrulaştırıcı bahaneler de pek yoktu. “Bir şeyi yapabilmek için o insanları mutlaka öldürmemiz gerekiyor” gibi insan vicdanına ters bahaneler üretilmekteydi, kimse de buna sesini çıkarmıyordu. Kimseden kastım tabi ki de modern insanlardı.

Çünkü Modernite ne derse o!

İnsan kendi kendini kolay suçlar mı hiç? Aynı şekilde modern toplum modern iktidarın işlediği suçu kolay kolay kabul etmez. Osmanlının Ermeni Tehcirini ise rahatlıkla soykırım olarak adlandırabiliyorlar, çünkü Osmanlı ne onlardan biriydi ne de tamamıyle modernleşmedi. Michel Foucault’nun bilgi iktidar arasındaki ilişkiyi açıkladığı üzere modern toplumda doğru bilgi ancak ve ancak iktidarın ürettiği bilgiydi, bu anlamda iktidar modernitenin ta kendisidir.

Moderniteyle alakalı olan her şey insanlık adına tehlikedir

Sonuç olarak kapitalizm de, kapitalizmi bitirmek için ortaya çıkarılan sosyalizm de bir modernite ürünüydü ve her ikisi de insanlık tarihinin görmediği kadar katliamlar yapmıştır. Kapitalizm sömürdüğü topraklarda nasıl olsa kimse bir şey demeyecek diye o insanlara her istediğini yapıyordu. Sosyalizm, kapitalizm isimli şeytanı ortadan kaldırmak için ve sosyalist rejimin kalıcı olması için birtakım katliamların meydana gelmesini meşru görüyordu. Faşizm de hedef yolundaki her şeyi mübah olarak görüyordu.

Ne anladım ben bu moderniteden? Karanlık çağ olarak adlandırdıkları Orta-Çağ’dan hangi konuda üstün duruma gelebildiler? Bizim burada yapmamız gereken şey modernitenin büyüsüne kapılmamak. Modernitenin büyüsüne kapılan bir insanı gözlemleyin, yaptığı işlerin ne derece doğru ne derece yanlış olduğuna bir bakın, siz de şaşıracaksınız.

Maneviyatı tamamen kenara atan bir insanın ahlakını kontrol edecek başka bir mekanizma olmaz, o insan artık her türlü suçu işleyebilecek seviyeye gelmiştir. Böylece okuyan insan artık eskisi gibi ahlaklı insana falan değil adeta caniye dönüşüyordu. Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan atom bombalarını icat eden bilim adamları ve buna benzer katliamlarda desteği olan bilim adamları buna en büyük örnek. Bu şeytan ürünü moderniteye dur demezsek her an bir soykırım bizim de kapımızı çalacaktır!
Ideal Schools
Millet gazetesi logo
© 2024 Millet
KÜNYE
MİLLET MEDİA Kollektif Şirketi
Genel Yayın Yönetmeni: Cengiz ÖMER
Yayın Koordinatörü: Bilal BUDUR
Adres: Miaouli 7-9, Xanthi 67100, GREECE
Tel: +30 25410 77968
E-posta: info@milletgazetesi.gr
ΤΑΥΤΟΤΗΤΑ
MİLLET MEDİA O.E.
Υπεύθυνος - Διευθυντής: ΟΜΕΡ ΖΕΝΓΚΙΣ
Συντονιστής: ΜΠΟΥΝΤΟΥΡ ΜΠΙΛΑΛ
Διεύθυνση: ΜΙΑΟΥΛΗ 7-9, ΞΑΝΘΗ 67100
Τηλ: +30 25410 77968
Ηλ. Διεύθυνση: info@milletgazetesi.gr