Yangınların nedeni yeterli önlemlerin alınmaması
Yunanistan'ın çeşitli bölgelerinde son on beş günde 600 kadar yangın çıktı, halk yangınların önlemsizlik ve ihmallerden kaynaklandığını dile getiriyor.
Resmi açıklamalara göre son on beş günde Yunanistan'ın çeşitli bölgelerinde 600 kadar yangın çıktı. Can ve mal kaybına yol açan yangınların söndürülmesi için çalışmalar hala devam ederken ortaya çıkan doğa tahribatının haber bültenlerine yansıyan görüntülerden daha büyük olduğu ve olacağı tartışma götürmez bir gerçeklik. Doğal dengelerdeki değişimler bir günden diğerine anlaşılmamakta ve felaketin boyutları süreç içinde ortaya çıkmaktadır.
Kül olan evler, birkaç saat içinde yok olan emekler, kaybolan yaşamlar, kararan dağlar, yuvasını yavrusunu kaybeden canlılar, asırlar yaşadıktan sonra iskeletler yığını durumuna gelen ormanlar, kaybolan ürünler, ve daha yüzlercesi, binlercesi..!
EGE'NİN İKİ YAKASINDA YANGILAR…
Birkaç ay önce yaşanan deprem ve bu günlerde Ege'nin her iki yakasında çıkan yangınlar bu sömürü, yağma ve kar sisteminin gerçek yüzünü ortaya koyan felaketlere verilecek somut ve çarpıcı örneklerdir. Depremde elli binin üzerinde insan yaşamını kaybetti, milyonlarcası evinden, köyünden, işinden oldu. Açlık, soğuk, barınma, gıda, sağlık vb. alanlarda yaşam savaşı verildi. İmar affı çıkaranlar, rantçıları koruyanlar, hak-hukuk tanımayanlara kol ve kanat gerenler “asrın felaketi” deyip sorumluluğu doğaya ve “kadere” yüklediler. Soba, konteyner, aş, ilaç isteyenler suçlandı ama iskambil kağıtlarından yapılan kule misali yıkılan yapıların sorumluluğu üstlenilmedi. Çok değil daha birkaç yıl önce yaşanan yangın felaketinde bir tek uçak kaldıramayanlar rant ve sömürüye dayalı sistemin “bekası” için milyarca dolarlık ihalelerin altına imza attılar. Ekmeği küçülen, zeytini azalan, işini kaybeden, kirasını veremeyen emekçinin payına sabır, sanayiciye ise karlı yatırımlar düştü. Emekçi halktan toplanan milyarlar, sermaye sınıfının yatırımlarına ve sistemin devamı için gerekli “giderlere” dönüştü ama bir türlü hastane, hizmet, okul, eğitim ve yangın söndürme uçağına ve doğal afetlerin vereceği zararları en aza indirecek önlemlere dönüşmedi.
MİÇOTAKİS’TEN SORUMLULUKTAN KAÇAN AÇIKLAMA
Ege'nin iki yakasında yaşayan halkların kaderi birçok konuda aynı. İki haftayı aşkın bir süreden beridir birçok bölge cayır cayır yanarken Başbakan Kiryakos Miçotakis yangınla savaşıyoruz deyip sorumluluğu küresel iklim değişikliklerine bağlayan açıklamalara yöneldi. Yüzde altmışa yakını ormanlık alandan oluşan bir ülkede alınan önlemlerden değilde küresel iklimden bahsetmenin inandırıcı bir tarafı yoktur. F-35 programına katılan, milyarlarca evroluk askeri harcamalar yapan, Ukrayna'ya askeri malzeme ve silah gönderen, sanayicilere hibeler sunan, Balkan ülkelerine yapılan yatırımlarla övünen, bütçenin fazla verdiğinin propagandasını yapan hükümet ormanlık alanların korunması ve yangın tehlikesine karşı ciddi önlemler almamakta ısrarcı davranmaktadır.
Adalarda, Atina çevresinde ve ülkenin değişik yerlerinde çıkan büyük yangınlar devam ederken Başbakan Miçotakis’in on yeni helikopter alınacağı “müjdesi” vermesi muhalefetin ve halkın tepkilerini dindirmeye yönelik bir açıklama durumunda. Miçotakis hükümetinin yetkilileri aynı zamanda belediyeleri önlem almamakla suçlayarak sorumluluğunu hafifletmeye çalışıyor.
SAHADA İTFAİYE EMEKÇİ SAYISI CİDDİ ORANDA EKSİK
Öncelikle 2011 yılına kadar orman müdürlükleri bağımsız kuruluşlar içinde yer alıyordu ve belediyelerle birlikte çalışıyorlardı. Dönemin yeni demokrasi hükümeti “kallikrati” denen yasayla bu kurumları çevre ve iklim değişikliği bakanlığına bağladı. Bağımsızlığı ortadan kaldırılan kuruluşların bütçesi de hükümete bağlanınca ciddi anlamda sorunlar, alt yapı eksiklikleri, kadro yetersizliği vb. giderek büyüdü. Şu anda Yunanistan itfaiye kurumlarında çalışan 12000 personel var. Bunların bir bölümünü teknisyenler, büro çalışanları, yönetici kadrolar vb. oluşturuyor. Sahada çalışan itfaiye personelinde ciddi bir eksiklik bulunuyor. Emekli olan personelin yeri doldurulmuyor. Geçen yılla kıyaslandığında bu yıl 400 itfaiye emekçisi eksilmiş durumda. Hükümet personel sorununu çözmek yerine “gönüllüler” ordusu kurmaya yöneliyor. Diğer yandan bu alana yönelik bütçenin düşürülmesi ve kısıntılara gidilmesi yıllardan beridir tartışılıyor ve her büyük yangında gündem oluyor. Yangınlarla savaştığını söyleyen hükümetin, yüzölçümünün yarıdan fazlasının ormanlık alan olduğu bir ülkede önlem olarak on yeni helikopter alınacağını söylemesi ve sorunların bütünü açısından bir değerlendirmeden kaçması yangınların önümüzdeki yıllarda da kaçınılmaz olacağını göstermektedir.
YANGINLARLA ÖNLENEBİLİR MÜCADELE
İklim değişiklikleri, ihmaller, değişik amaçlar taşıyan sabotajlar vb. yangınların temel nedenleri arasında bulunuyor. Ancak bütün bunlara karşı uygun tedbirler alınabilir, yangınların önüne geçilebilir ve yangınlara karşı etkili bir mücadele kurumu örgütlenebilir. Bu gerçek diğer doğa olayları içinde geçerlidir. Yaşam hakkının güvence altına alınması kapitalist sistemde büyük bir gider olarak görüldüğü için önlem alınmamaktadır. Afet kurumları rant ve ticari kurumlara dönüştürülmektedir.
Rodos Adasını ve değişik bölgeleri yangınlar sarmışken Başbakan Miçotakis’in yangın söndürme uçaklarının bulunduğu hava üssünü ziyareti sırasında pilotlara yaptığı konuşmada “eski ve arızalı uçaklarla görev yapıyorsunuz” demesi ve “Rodos’ta yatak sayısının yüzde onu yangından etkilendi” açıklamasını yapması oldukça karakteristiktir. Miçotakis’i ve hükümetini ilgilendiren milyarlarca evroluk turizm gelirinin düşme riskidir. Ormanlık alanların yerel yönetimlerden alınması, yangın emniyet hatlarının olmaması, anında müdahaleyi kolaylaştıracak alt yapı eksikliği, yaz aylarında kibrit gibi kurumuş otların temizlenip sürülmemesi, orman kenarından geçen yollarda güvenliğin alınmaması, sürekli devriye güçlerinin olmaması, ormanların temizlenmemesi vb. üzerine yapılan açıklamalar yok. Çünkü bu önlemler yüksek giderler gerektirdiği için “rekabetçi ekonomi” önünde engel olarak değerlendiriliyor.
HALK YANGINLARI DOĞAL AFET OLARAK GÖRMÜYOR
Ülke genelinde yaşanan yangın facialarının Yunanistan halkı içinde ciddi bir tepkiyle karşılandığını ve yangınların doğal afet olarak değil önlemsizlik ve ihmallerden kaynaklandığının açıkça dile getirildiğini belirtmek gerekir. Günlük yaşamdaki konuşmaların temel gündemi yangınlar ve alınmayan önlemler. Halk hükümetlerin sorumlu olduklarını ve önlem alınmadığını söylüyor. Okulların kapalı olması, tatil mevsiminin başlaması, havaların aşırı derecede sıcaklığı vb. nedeniyle sokaklara taşan bir tepki yok. Meclis içinde yer alan tüm partiler önlem alınmadığı için facianın boyutlarının büyüdüğünü söylüyorlar. Soruna ilişkin araştırma komisyonu kurulması ve kurum yöneticileri hakkında soruşturmalar açılması talebi yüksek sesle dile getiriliyor. Hükümetin araştırma komisyonu kurulmasından kaçamayacağı ortak kanı durumunda.
BAKAN İSTİFA ETTİ
Yangınlarla ilgili hükümet tarafından yapılan en son açıklama ise Yurttaşları Koruma Bakanının istifa etmesi.
Yurttaşları Koruma Bakanı Notis Mitarakis, Başbakan Kiryakos Miçotakis’e istifasını sunmuş ve istifası kabul edilmiş. Mitarakis her ne kadar kişisel nedenlerden dolayı dese de yangınlardaki başarısızlıklardan dolayı istifa ettiği biçiminde yorumlar var. Yangınlarda şu anda beş kişi yaşamını kaybetti.
Miçotakis geçen hafta yangınlarda can kaybının olmamasını hükümetin başarılı politikası olarak gösteren bir açıklama yapmıştı.
Mitarakis’in yerine Eğitim Din ve Spor Bakan Yardımcısı Yannis İkonomu atandı.
Diğer yandan hükümet yangından etkilenenlere tazminat verileceğini açıkladı ancak bu vaat beklenen etkiyi göstermedi ve gündem olmadı. Halk daha çok hükümetin yangınların müdahalede ciddi zayıflıklar gösterdiğini tartışıyor.
Örneğin itfaiye araçlarını kullanacak şoför eksikliğinin ambulans sürücüleriyle takviye edilmesi, yangın bölgelerinde güvenlik önlemlerinin orduya verilmesi, araç-gereç eksikliği vb.