Rodos, İstanköy, Onikiada ve Batı Trakya Türklerinden Yunanistan'a çağrı
Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği ve Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Yunanistan'a çağrıda bulundu.
Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkanı Hasan Küçük ve Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı imzalı yayımlanan ortak basın açıklamasında, "Yunanistan’ı ülkesinde yaşamakta olan Türklerin kültürel haklarının korunması ve geliştirilmesi haklarını tanımasına çağrı yapıyoruz." denildi.
İki dernek başkanının ortak basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"Lozan Antlaşması’nın "Siyasî Hükümler" adını taşıyan I. kısmının III. Faslı, "Azınlıkların Korunması" ile ilgili 37‐44 maddeleri, Türkiye’deki Müslüman olmayan azınlıkların statüsünü belirleyen hükümlükleri kapsamaktadır. Antlaşmanın bu maddelerinden sonra gelen 45. Maddesi’nde ise; “İşbu Kesim hükümleri ile Türkiye’nin Müslüman olmayan azınlıkları için tanınan haklar, Yunanistan tarafından da, kendi topraklarında bulunan Müslüman azınlığa tanınmıştır.” denmektedir.
Türkler, ağırlıklı olarak Batı Trakya ile Rodos ve İstanköy’de iki kesimde yaşamaktadır.
Yunanistan, din, eğitim, sosyal ve ekonomik alanlarda sık sık Batı Trakya Türklerinin Lozan Antlaşması’nda verilen haklarını ihlal etmiş ve Batı Trakya Türklerini baskı altında tutmaya çalışmıştır.
Yunanistan’ın Batı Trakya Türklerine yönelik siyasetin temel amacı, bölgedeki Türkleri göçe zorlamak şeklinde olmuştur. Bu arada Türkiye’nin göçmenlere serbest geçiş vizesi vermesi Batı Trakya’daki birçok köyün boşalmasına neden olmuştur. Yunanistan’ın Batı Trakya Türkleri üzerindeki diğer bir politikası, “Türklüklerini unutturmak” üzerine olmuştur.
Rodos ve İstanköy Türklerin de; Türk kimlikleri kabul edilmemekte ve kültürel kimlikleriyle örgütlenmeleri yasaktır, Türk çocukların çift dillilik temelinde en azından ilköğretim düzeyinde Türkçe öğrenme hakkı yoktur, Müslümanlık eğitimi için engeller vardır, Osmanlı Türklerinden kalan kültürel eserleri, zamanın tahribatına bırakılarak hoyratça yok edilmektedir, Vakıf Malları Yönetim Kurumu üyeleri, Yunanistan’ca güdümlü bir şekilde seçilmekte ve aman zaman ortaya çıkan nefret ve baskı ortamı vardır.
Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Birleşmiş Milletler ve de Yunanistan Anayasası’ndan kaynaklı olarak Yunanistan’ın, Yunan soyu dışında Yunanistan’da yaşamakta olan bütün soyların kültürel haklarının korunması ve geliştirilmesi doğrultusunda yükümlülükleri söz konusudur.
Yunanistan’ı ülkesinde yaşamakta olan Türklerin kültürel haklarının korunması ve geliştirilmesi haklarını tanımasına çağrı yapıyoruz.