Batı Trakya’da Yüksek Gelirli Et ve Süt Üretimi Nasıl Olmalı
Birkaç gün önce Kozlukebir Belediyesinin hayvan besicileri kooperatifi kurma çalışmalarının başladığını öğrendik. Kurucu üyelerden veteriner hekim İsmail Molla
Birkaç gün önce Kozlukebir Belediyesinin hayvan besicileri kooperatifi kurma çalışmalarının başladığını öğrendik. Kurucu üyelerden veteriner hekim İsmail Molla Ahmet’in de bu çerçevede, hayvancılıkta süt üretiminin çok önemli olduğunu vurgulağı dikkatlerden kaçmadı. Molla Ahmet, "Hayvancılıkta etin yanı sıra süt üretimi ve bunun sağladığı gelir, en kolay gelirler arasında yer alıyor. Çünkü hayvancılık üretiminde en çabuk paraya dönen ürün süttür” dedi.
En kolay ve en yüksek gelirin sağlandığı süt üretiminin istenilen düzeyde tutulması için yem tüketiminin garanti altına alınması gereklidir. Yani hayvanların her gün aynı miktarda yem tüketebilmeleri gereklidir ve optimum yem tüketiminin sağlanabilmesi için dikkat etmemiz gereken bazı hususlar mevcuttur. Bu doğrultuda süt ve et üreticilerimizin işine yarayacak bir yazı hazırlamanın isabetli olacağını düşündüm.
RUMİNANTLARDA YEM TÜKETİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Ruminantlarda yem tercihi, tür, yaş, çevre şartları ve hayvanın fizyolojik durumuna (gebelik ve laktasyon vs) göre değişmektedir (Yurtseven, 2007). Yem tüketimi çevreye, hayvana ve yeme bağlı faktörler olarak üç ana başlık altında incelenebilir. Çevresel faktörler iklimsel koşulları ve ışıklandırmayı kapsamaktadır. Hayvana bağlı faktörler, canlı ağırlık, süt verimi, sindirim sisteminin kapasitesi, hormonal-fizyolojik durum (laktasyon, gebelik), laktasyon dönemi, hayvanın sağlık durumu ve konsiyonu olarak sıralanabilir. Yeme bağlı faktörler ise kaba/kesif yem oranı, kaba yemin kalitesi, yemin nem içeriği, besin madde kompozisyonu, sindirilme derecesi, yeme uygulanan muameleler, yemin partikül büyüklüğü, yapısı ve duyusal özellikleridir.
Çevresel faktörler
Ortam nemi ve sıcaklığı, çamur durumu, rüzgar gibi çevre faktörleri hayvanın besin madde gereksinmelerini ve yem tüketimlerini etkileyebilir. Yem tüketimi üzerinde çevre sıcaklığının etkisi 20°C’ın altındaki her 10°C’lık düşüş için kuru madde sindirilebilirliğinde %1.8 oranında düşüş olduğu yönünde bildirilmektedir. Sindirilebilirlikteki bu düşüşün kaynağı düşük çevre sıcaklığında yemlerin sindirim sistemini hızlı terk etmeleridir. Sindirilebilirliğin rumenin boşalma hızında gözlenen yükselme ile düşmesi yem tüketimini artırmaktadır. Yüksek çevre sıcaklığında ise yemlerin rumeni terk etme hızları düşmekte sindirilebilirlik yükselmekte, yem tüketimi ise düşmektedir (Görgülü, 2009).
Yeme bağlı faktörler
Yem tüketimi üzerinde sınırlayıcı etki yapan en önemli faktörlerden birisi rasyonun içerdiği sindirilemeyen kısımdır. Zira sindirilemeyen kısımlar rumende daha uzun süre kalmakta ve yem tüketimini düşürmektedir. Ayrıca sindirilemeyen yem partiküllerinin belli bir boyuta indirgenmesi ve ön mideleri terk etmesi gerekir. Bu da özellikle kaba yemlerin yeşillenme devresi, fiziksel formu ve yemlere uygulanan muameleye bağlı olarak değişir.
Yem hammaddelerini işleme yöntemleri sindirilebilirliği, yem tüketimini ve enerji etkinliğini etkilemektedir. Selüloz kaynakları genel olarak boyutlarının küçültülmesi ile depolanmaktadır, bu yöntemle tüketim ve sindirilebilirlik artırılmaya çalışılır. Yem kalitesinin azalması vücut ağırlığında azalma, düşük üreme performansı ve gizli işkembe asitliği ile ciddi sağlık problemlerine de yol açarak yem tüketimini negatif yönde etkileyebilmektedir. Ruminantların aynı anda yemlenmesi durumunda ağıl içinde hayvanların yem seçimine imkan tanıyacak yeterli sayıda ve uzunlukta yemlikler bulunması, ağılın yeterince geniş olması ve yemliklerdeki yemlerin hayvanlar tarafından görülebilmesi önemlidir.
Yemlerin potansiyel sindirilebilirlikleri aynı olduğu halde tüketim düzeyleri farklı olabilmektedir. Örneğin üçgül ve çayır otu aynı sindirilebilirlik düzeyine sahipken hayvanlar üçgülü daha fazla tüketmektedirler. Bunda üçgülün yıkım hızının daha yüksek olmasının önemli rolü olduğu söylenebilir. Baklagillerle yemlenen sığırların çayır otu ile yemlenenlerden %20 daha fazla kuru madde tükettikleri saptanmıştır. Bunda çayır otlarının daha fazla selüloz içermesi yanında baklagillerin protein ve mineraller bakımından zengin olması ve mikrobiyel gelişimi uyararak sindirilebilirliği iyileştirmesinin de önemli rolü vardır (Görgülü, 2009) .
Rasyonun kuru madde düzeyi de yem tüketimini etkilemektedir. Özellikle %50’den fazla nem içeren yemlerde tüketim belirgin olarak düşmektedir. Rasyonda silaj bulunması da kuru madde tüketimini düşürmektedir. Fermente edilmiş yemlerin öğün süresini kısalttığı ve bu süre içinde alınan yem miktarının düştüğü değişik araştırıcılar tarafından bildirilmektedir. Sadece mısır silajı ile yemlenen süt sığırlarında kuru madde tüketimi canlı ağırlığın %2.2-2.5’u düzeyinde iken iyi kaliteli baklagil kuru otlarında kuru madde tüketimi %3’ün üzerinde olmaktadır. Mısır silajı ve kötü kaliteli kaba yemlerin protein ile veya NPN maddeleri ile takviye edilmesi yem tüketimini artırmaktadır (Görgülü, 2009).
Yem tüketiminin düzenlenmesi açısından yemlerin veriliş biçiminin de rol oynadığı bir gerçektir. Hayvanlara kendi rasyonlarını yapma imkanı tanıyan bir yemleme sistemi olan seçmeli yemlemede yemliklere yetersiz miktarda yemin konulması durumunda, grup halinde barındırılan hayvanların bir kısmı daha önce davranıp sunulan bir yem hammaddesini öncelikle tüketmesi sonucu, diğer hayvanların seçme imkanı ortadan kalkabilir ve tüketimde eşitsizlikler gözlemlenebilir. Sunulan yemlerin yeterli miktarda olmasına dikkat edilmelidir (Şahin, A. 2011).
Ayrıca ani yem değişikliğine gidilmeside yem tüketimini negatif olarak etkileyebilmektedir. Standart yemlemede kaba ve kesif yemin tam karıştırılamaması ve aynı anda fazla miktarda kesif yemin hayvana verilmesi nedeniyle rumen koşulları bozulabilir ve bunun sonucunda tüketim negatif etkilenebilir.
Hayvana bağlı faktörler
Ruminantlarda merkezi sinir sistemi yem tüketiminde davranışsal ve fizyolojik değişimlerin ortaya çıkmasında önemli rol oynamaktadır. Ruminantlarda yem tüketiminin düzenlenmesinde rumenin, retikulumun veya abomasumun doluluğu, rumenin pH’sı, rumendeki yıkımın son ürünleri olan uçucu yağ asitleri, laktik asit, aminler, amonyak konsantrasyonları ve sindirim sisteminin boşalma hızı önemli faktörlerdir.