Beş Dakika

Kim demiş insan olmak kolay?

Kim demiş suskunlardan olmak kolay?

Kim demiş, Deli Dumrul gibi; "Bre Azrail dediğiniz ne kişidir ki adamın canını alıyor, Azrail'i benim gözüme göster, savaşayım, çekişeyim, mücadele edeyim, güzel yiğidin canını kurtarayım..." demek kolay?

Sahi, insan canını Azrail'den, ölümden kurtardı mı gerçekten mutlu mu olur?

Başka çeşit ölümler yok mudur hayatta insan için?

Meselâ, kalbi bedenine artık ağır geliyorsa, onu taşıyamayacak gibiyse...

Buna ne denir?

Kalbi ölen adam, kalpsiz bir bedeni taşıması ne denli canlı olur?

İşte kalbini diriltmeye çalışan öyle bir delikanlı bilirim ki, sahilin serin sularında beş dakika yüzebilmek için bütün dünyayı karşısına alır, o beş dakika için feragat edemeyeceği şeyi yoktur.. Ki birçok şeyinden feragat edip, hep beklediği o güne karşı ona doğru yola çıkar bir dehr...

Delikanlı sonunda sahile iner. O beş dakikayı nasıl değerlendireceğini saniye, salise yola çıkmadan hesaplamıştır bile...

Denizin dehşet sularına aldırmadan girer içeriye ve başlar tehlikeli sularda yüzmeye bütün dünyayı karşısına alarak, ancak hiç hesaba katmadığı dağ gibi bir dalga çıkar ansızın karşısına ve o dalgayı nasıl altedeceğini bilemez, hazırlıksız yakalanmıştır; derya yutar yiğidi...

Demek ki, beş dakika dahi olsa gittiğimiz o uğruna feragat edemeyeceğimiz şeyin olmadığı sahilde boğulmamak için, karşımıza çıkabilecek o ansızın dağ gibi dalgayı yutabilmek için iyice yüzmeyi öğrenmeden yüzebiliyormuş numarası yapmamak lazım gelir...