Espressor Coffee
Espressor Coffee

Çanakkale ve Srebrenitsa’yı unutmuyoruz!

Ne zaman Bosna Hersek’teki toplu mezarlar gözler önüne gelse, Çanakkale şehitlikleri zihinlerde canlanır. Aynı kaderi paylaşan ikiz kardeşler gibi. Tarihi, kard

Köşe Yazıları 19 Temmuz 2012
Çanakkale ve Srebrenitsa’yı unutmuyoruz!

Ne zaman Bosna Hersek’teki toplu mezarlar gözler önüne gelse, Çanakkale şehitlikleri zihinlerde canlanır. Aynı kaderi paylaşan ikiz kardeşler gibi. Tarihi, kardeşliği, dost ve düşmanı bu kadar net mesajlarla anlatan başka bir kaynak ben şahsen tanımadım. Bedir ve Uhud’tan mayasını alan mücadele ruhunun, tarihî zaferlerle sonuçlanan en yakın ve en canlı örnekleridir Çanakkale ve Srebrenitsa.

Pek çok ortak noktada benzerlikleriyle buluşan, insanlık tarihinin canlı iki tanığı, Emperyalist Batı’nın gerçek yüzünü yansıtan iki dev ayna, Çanakkale ve Srebrenitsa. Kaderleri ve yürek yakan acıları, şahit oldukları vahşet ve bıraktıkları yakıcı hatıralar birbirinden farksızdır.

Yirminci yüzyılın başında Çanakkale’de, aynı yüzyılın sonunda ise Srebrenitsa’da yaşanan iki vahşet , seksen yıl aradan sonra tarihin adeta tekerrür ettiğini gösteriyor. Dünyanın dört bir yanından Çanakkale’ye gelerek, Osmanlı Devletine son vermek gayesiyle ittifak kuran emperyalist sömürgeci batı, seksen yıl aradan sonra aynı zihniyeti Srebrenitsa’da hortlatmıştır.

Türklerden intikam almak ve Avrupa’nın ortasında Müslümanlığı yok etmek için, Müslüman Boşnaklara karşı Batı dünyası, Sırp canilerine gizliden ve aşikâr her türlü desteği vermekten geri durmamışlardır.

Çanakkale ve Srebrenitsa’da yaşanan vahşetlerin bahaneleri, sebep ve sonuçları yönünden de büyük benzerlikler arz etmektedir. Yirminci yüzyılın başında meydana gelen olay ve gelişmelerin sonucunda çıkan I. Dünya Savaşı’nın ilk kıvılcımlarının Saraybosna’da yakıldığını hatırladığımızda hiçbir şeyin tesadüf olmadığını görürüz.

Yirminci yüzyılın başında Sırbistan, Rusya’nın desteğini alarak Büyük Sırbistan emellerini tatmin etme sevdasına karşı, Avusturya gözdağı vermek için Veliaht Ferdinand’ı 1914 Haziran’ında Saray Bosna’ya gönderir. Orada bir Sırp tarafından Veliaht Ferdinand’ın öldürülmesi sonucunda, Avusturya Sırbistan’a savaş açarak karşılık vermiştir. Almanya, Avusturya’nın yanında, Rusya Sırbistan’ın yanında savaşa girmesiyle, savaşın bütün Avrupa’ya yayılmasına sebep olmuştur.

Bu tarihe kadar eşi ve benzeri görülmemiş I. Dünya Savaşı, Avrupa’da müttefik dört merkezi devlet (Avusturya, Macaristan, Almanya ve Osmanlı Devleti)’ne karşı, İtilâf devletleri, Avrupa ve diğer kıtalardan yirmi beş devletin iştirak ve desteğiyle cereyan etmiş, insanlık tarihinin en büyük hesaplaşması olarak kaydedilir.

Denizde ve karada yenilgiyi aklından bile geçirmeyen emperyalist güçler, imanın, azmin ve sabrın karşısında önce denizde, hemen akabinde karada tarihî hüsranı tatmıştır. Bu tarihî yenilgiden seksen yıl sonra; Bosna-Hersek'in doğusunda bulunan Srebenitsa kentinde I. ve II. Dünya Savaşları'ndan sonra Avrupa'da yaşanan, insanlığa karşı işlenen suç olarak arşivlerde yerini alan Srebrenitsa Soykırımı gerçekleştirildi.

Bütün dünyanın gözü önünde, Avrupa’nın ortasında ve Bileşmiş Milletler tarafından güvenli bölge olarak ilan edilen Srebrenitsa, Ratko Miladiç komutasındaki Çetnik Sırp Ordusu tarafından işgal edildi. Tamamı silahsız 11 binden fazla Boşnak erkek hayatını kaybetti. Cesetlerin tanınmaması için askerler tarafından parçalanarak 370’den fazla toplu mezara gömüldü.

Türkleri soykırımcı ve Müslümanları terörist olarak yaftalamak için yarışan Hıristiyan Batı, önce Çanakkale ve Srebrenitsa’nın muhasebesini yapmalı, ondan sonra ecdadımıza ve dindaşlarımıza dil uzatmalı.

Batı’nın soykırım ve vahşetleri sadece bunlardan ibaret değil. Geçmişte ve günümüzde vahşet ve zulüm olan her yerde, Batı’nın parmak izlerini bulmak mümkündür. İslâm dünyasına düşen en önemli görev, bu faili malum soykırımlardan ibret almak, gerçek dost ve gerçek düşmanların kim olduğunun farkına varmaktır.

Bu konu ile ilgili Aliya İzzetbegoviç’in tarihi vasiyetini unutmamak gerekir. “Savaşta büyük zulümlere uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın, ama soykırımı sakın unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.”

Yirminci yüzyıl tarihini ve Avrupalı’yı, Mehmet Akif Ersoy şu dizeleriyle en güzel bir şekilde özetlemektedir.

Nerde gösterdiği vahşetle “bu: bir Avrupalı”
Dedirir yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!
Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer
Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Osrtralya’yla beraber bakıyorsun; Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.
Sade bir hadise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani tauna da zuldür bu rezil istilâ...
Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asîl,
Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil.

Toplum olarak tarihî olayları doğru okumak, bize ve gelecek nesillerimize yön verecek en önemli vasıtadır. Geçmişte yapılanları anlatıp, tarihi bir övünme veya matem aracı olarak kullanmak yerine, ondan dersler çıkarmalı, örnekler kopya etmeliyiz.

Bu, tarih bilincinin doğru verilmesi adına çok önemli bir konudur. Sağlıklı gelişmeyen bir tarih bilinci ve şuuru, yeni soykırımlar; Hitler, Mussolini, Stalin, Miloşeviç, Mladiç ve Karaciç gibi katiller ortaya çıkarır.

Millet gazetesi logo
© 2025 Millet Media
KÜNYE
MİLLET MEDİA Kollektif Şirketi
Genel Yayın Yönetmeni: Cengiz ÖMER
Yayın Koordinatörü: Bilal BUDUR
Adres: Miaouli 7-9, Xanthi 67100, GREECE
Tel: +30 25410 77968
E-posta: info@milletgazetesi.gr
ΤΑΥΤΟΤΗΤΑ
MİLLET MEDİA O.E.
Υπεύθυνος - Διευθυντής: ΟΜΕΡ ΖΕΝΓΚΙΣ
Συντονιστής: ΜΠΟΥΝΤΟΥΡ ΜΠΙΛΑΛ
Διεύθυνση: ΜΙΑΟΥΛΗ 7-9, ΞΑΝΘΗ 67100
Τηλ: +30 25410 77968
Ηλ. Διεύθυνση: info@milletgazetesi.gr