Davasına sahip çıkan, şerefli bir hayat sürer

Hepimizin bildiği gibi Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi üçüncü kez Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılıyor. Son iki seçimde aldığı oy oranıyla DEB Partisi İskeçe ve Gümülcine’de en yüksek oy oranını alarak birinci parti olmuştu. Bu seçimlerde de elbette ki partinin ilk amacı daha önceki seçimlerde elde ettiği başarıyı korumak veya daha yukarılara taşımak.

Burada toplum olarak öncelikli görevimiz seçim çalışmalarını yürüten DEB Partisi Başkanı ve ekibini yalnız bırakmamaktır. Zira DEB Partisinin başarısı sadece parti mensuplarının ve adayların başarısı değil, aynı zamanda tüm Batı Trakya Türklerinin başarısıdır. Bu seçimde de hep birlikte sandıkları DEB Partisi oylarıyla doldurarak bu başarıya hep beraber katkı sunmamız gerekiyor.

DEB Partisi Batı Trakya Türklerinin evladıdır. Batı Trakya Türklerinin hakları için mücadele etmiş ve bu uğurda türlü bedeller ödemiş olan merhum dava adamı Dr. Sadık Ahmet’in kurduğu partidir. Şu anda DEB Partisini yönetenler ve AP seçimleri için aday olan kardeşlerimiz de bizim bağrımızdan kopan insanlardır, bu toplumun evlatlarıdır. Dolayısıyla toplum kendi evlatlarına sahip çıkmak zorundadır. Evladına sahip çıkan davasına sahip çıkar. Davasına sahip çıkan da şerefli bir hayat sürer.

DEB partisi bizim onurumuzdur, gururumuzdur. Batı Trakya Müslüm Türk Toplumu onurludur. Bu yüzden sandığa gittiği zaman yine bunun gereğini yapacaktır.

Bu süreçte DEB Partisinin seçime katılması ile ilgili bazen farklı yorumlara şahit olabilirsiniz. Özellikle %3’lük baraj dolayısıyla DEB Partisinden hiçbir adayın seçilemeyecek olması her ne kadar toplumumuz tarafından bilinse de, bu durumu suiistimal etmek isteyen çevreler olabilir.

Bu konuya bir de şu bakış açısıyla bakalım. DEB Partisi Genel seçimlerde de aday gösterebilir ve seçimlere katılabilir. Ancak seçim barajı dolayısıyla milletvekili seçilemeyeceği için seçimlere katılmıyor. Tabii ki buna bağlı olarak diğer partilerden aday olan Türk azınlık mensuplarına da zarar vermemek ve seçilmelerini engellememek için onurlu bir davranış sergileyerek seçimlere katılmıyor. Aynı şekilde yerel seçimlere katılmayan DEB Partisi farklı partilerden aday olan Türk Azınlık mensuplarının yerel yönetimlerde yer almasına engel olmayarak onurlu bir davranış sergiliyor.

Kısacası DEB Partisi bozgunculuk yapmıyor. Türk Azınlığın aleyhine olacak adımlardan uzak duruyor. Sözün özü DEB Partisi kendine yakışanı yaparak onurlu bir siyaset yapıyor.

Gelelim AP seçimlerine. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde DEB Partisi daha önce kendini ispatlamış bir partidir. Hiç kimseye bir zararı yoktur. Tam aksine Batı Trakya Türklerinin sesinin daha gür çıkması için mücadele eden bir partidir.

Gerek toplumumuz gerekse yerel siyasetçiler DEB Partisinin bu onurlu siyasetine destek vermelidir. Kozlukebir mitinginde Belediye Başkanı Erdem Hüseyin ile eski Belediye Başkanı Rıdvan Ahmet’in de hazır bulunması bu açıdan takdire şayan bir duruş olarak örnek gösterilebilir. Aynı davranışı diğer seçilmiş yöneticilerimiz de gerektiği yerde göstermeli ve soydaşlarımıza örnek olmalıdırlar.

Bu sebeple Batı Trakya Müslüman Türk Toplumu olarak DEB partisinin bu onurlu duruşunu kayıtsız şartsız desteklemek hepimizin üzerine vazifedir.

DEB Partisi demek BİZ demek, DEB Partisi demek BİRLİK-BERABERLİK demek, DEB Partisi demek ONURLU MÜCADELE demek, DEB Partisi demek CESARET demek ve DEB Partisi demek BİZ BURADAYIZ demek…

Bu yüzden 9 Haziran’da ne olursa olsun öncelikle sandığa gidelim, kendi evladımız olan DEB Partisien sahip çıkalım, sandıkları DEB oylarıyla dolduralım.

BİZ BATI TRAKYA TÜRKLERİYİZ ve BİZ BURADAYIZ…