Tütünde ne ileri ne geri
Batı Trakya ekonomisinin belki de en önemli kalemi… Tütün! Hepimizin hayatında belli zamanlarda var olmuş ve var olmaya devam eden geçim kaynağı… O veya bu şeki

Batı Trakya ekonomisinin belki de en önemli kalemi… Tütün! Hepimizin hayatında belli zamanlarda var olmuş ve var olmaya devam eden geçim kaynağı… O veya bu şekilde bölgenin en önemli ihraç malı konumunda olan ve birçok kişinin de geliri aynı zamanda.
Ama en başta tütünle ilgili şu eleştirimi ifade etmem lazım! Çok sahipsiz kalmış. Çok sahipsiz bırakmışız tütünü. Şu işin verimliliğini arttırmak için hiç çalışılmamış. Biz de çalışmamışız, devlet de çalışmamış. Üçüncü kişilerin zaten umurunda değil tütün. Farkındaysanız herkes bu tütüne gelip geçici bir işmiş gibi bakıyor… Kimse bu işe doğru düzgün yatırım yapmıyor. Ki başka bir alanda da yatırım yapmıyor!
Konuyu biraz daha açacak olursak çoğu kişi bu işi meslek olarak bile görmüyor ve üretim aşamasında gelip geçici metotlarla üretimine devam ediyor, işin geliştirilmesi için geleneksel yolların dışına çıkılmıyor. Bu yüzden de hep olduğumuz yerde sayıyoruz. ARGE’ye önem vermediğimiz gibi bu ürünün satış ve pazarlaması konusunda da eksik kalmaktayız. Ürünle ilgili yeniliklerin takibi ve değerlendirilmesi konusunda da Kooperatife biraz iş düşüyor gibi sanki. Ama bu gibi konularda eksik kaldıklarını söylemeye gerek bile yok! Siyasi olarak tütünün desteklendiğine kesinlikle inanmıyorum. Sadece siyaset malzemesi olarak kullanılıyor. Biz de kanıyoruz…
Rodop’ta üretilen tütünün son yıllarına ait istatistiksel verilerini analiz ederken son yıllarda ciddi bir değişikliğin olmadığını gözlemledim. İstatistiksel veriler arasında olumlu anlamda gelişme fiyatlarda gerçekleşti. Son yıllarda tütün fiyatları artış yönünde bir eğilim içerisindeyken 2016 yılında, 2015 yılına oranla yaklaşık %10’luk bir artış gerçekleşti. Bu artışın bölge ekonomisine etkisini göstermesini umut ederken tütün üretiminin de düştüğünü gördük. Sonuç olarak bölgeye tütün üretiminden giren miktar 30 Milyon Euro’da kaldı.
Genel olarak 2005 yılında toplam elde edilen gelirdeki dramatik düşüşün ardından yükselen bir trend görüyoruz. Lakin bu artış çok da ümit verici bir boyutta değil.
2016 yılında toplam gelirimiz, 2015 yılına kıyasla 1 Milyon Euro azaldı. Üç aşağı beş yukarı aynı rakamlarda dolanıyorum. Yıllık bölgenin geliri 30 Milyon Euro civarında. En düşük geliri 18 Milyon Euro ile 2005 yılında elde ederken en yüksek üretim hacmine de 35 Milyon Euro ile 2001 yılında ulaştık. Daha önceki yıllara baktığımızda da benzer bir manzarayla karşılaşıyoruz…
Velhasıl kelam bu böyle devam etmemeli! Bu konuya gerek STK’larımızın gerek siyasi otoritelerin gerekse de Tütüncüler Kooperatifinin gerekli ehemmiyeti vermesi, meseleye daha profesyonel yaklaşması gerekir. Ama en başta üreticimizin bu meseleye önem vermesi lazım. Artık bu kısır döngüden çıkalım derim…