Beleşten Kurulan Bir İmparatorluk RUSYA ÇARLIĞI
Rusya birliğinin kurucusu Moğollar olmuşlardır. Nitekim Moğol istilası Ruslar için bir nimet olarak görülmektedir. Zira Altınordu hanlarını, Rusların aile ve ki
Rusya birliğinin kurucusu Moğollar olmuşlardır. Nitekim Moğol istilası Ruslar için bir nimet olarak görülmektedir. Zira Altınordu hanlarını, Rusların aile ve kilise teşkilatlarını bozmadıkları gibi Rusya’yı vesayet altına alarak siyaseten parçalanmasına engel olmuşlardır. Çünkü saray şehrinde oturan hanlar birbirleriyle anlaşma kabul etmez ve ihtilaflara ayrılmış 68 kadar Rus prensliğini, Moskova prensliğinin emrine vererek karşılarında tek muhatap görmek istemişlerdir. Bunun üzerine Mali bakımdan bu prensliklerin haracını Moskova büyük prensleri üstlenmiş ve Moğol Hanlarını askeri ve siyasi nüfuzlarından istifade ederek istikbaldeki Rus birliğini ve reisliğini emniyetleri altına almışlardır. Bunun için saraydaki Moğol hanına ata binerken binek-taşıyıcılık dahi yapmışlardır, sonradan bunu yeni tatar Kağanı'nın bellerine basarak ata binmesini büyük Rusya için yaptıklarını iftiharla söylemişlerdir.
Bilhassa bu zamana kadar Rus devlet anlayışında Turko-Tatar etkisi mevcuttur. Rusların Avrupa Hristiyanlığına karşı düşmanlıklarının köklerinde Asya ve Bizans damgasına dayandırılmaktadır. Rusya’yı Hristiyanlaştıran Bizans imparatoru ve patriklerdir. Bizans imparatorluğunun resmi mezhebi olan Ortodoksluk Avrupa Hristiyanlığını yani Katolikleri Rafızi olarak niteleyerek Avrupa’yı Hristiyanlığın tek düşmanı olarak görüyordu. Latinlerin 1204 yılında gerçekleştirdikleri İstanbul istilası Rusların Avrupa Hristiyanlığı olan Katoliklere karşı nefret duygusu aşılamıştır.
Bilahare Fatih Sultan Mehmet İstanbul'un fethinin hemen ardından Ortodoks Katolik anlaşmazlığından yararlanarak İstanbul patriğini tüm Ortodoks milletinin başı olarak tayin etmiştir. Lakin 1917'de Bolşevik ihtilalinden sonra Ruslar büyük hocaları sayılan Tatarların tüm ticaret yollarını kapatmışlardır. Memleketlerinde ticareti devletleştirdikleri için eski kervan yolları işlemez hale getirilip ülkede tüccar da bırakmamışlardır. Hassaten bunu hava yolu trafiğiyle kapamak istemişse de başarılı olamamıştır. Lakin Ruslar Tatarların yol ve ticaret konusundaki görüşlerinin aksini yaptığı için bugün Rusya'da karayolları ekseriyetle bozuk olup işlemez haldedir. Durum böyle iken Rus ordusu bir yerden bir yere asker sevkiyatı yaparken çok zor durumlarla karşılaşmaktadır. Böylelikle Transsibirk demiryolu ehemmiyetini kaybetmiştir.
Günümüzde Rusya devleti siyasi olarak Asya güdümlü bir siyaset izlemektedir, manevi olarak kendisini tüm Ortodoksların hamisi olarak görmektedir. Rusya tarihinde bu bakımdan bağımsızlık mücadelesi diye bir şeyden söz edilemez. Hulasa, Rusya bugün varlığını Moğollara borçludur. Bilakis Rusya'ya yardım eden Tatarlar sürgün edilerek mükâfatlandırılmışlardır. Moğollar ise fakirleştirilerek ödüllendirilmişlerdir. Hatta Ruslar bu meşakkatli günlerinde vefa borçlu olduğu Tatarlara ve Moğollara yardım edeceğine onlara karşı bir sindirme ve sıkıyönetim politikası uygulamaktadır.