Yangroup logo Yangroup logo

“Hoca Olan Kurtuldu” Zihniyeti

Toplumumuzda çocukların yetiştirilmesi sorunu her zaman en çok tartışılan mevzulardan biri olmuştur. Bu durum beynelmilel bir hadise olmayıp nedense sadece bölg

Toplumumuzda çocukların yetiştirilmesi sorunu her zaman en çok tartışılan mevzulardan biri olmuştur. Bu durum beynelmilel bir hadise olmayıp nedense sadece bölgemizde sorun olarak görülmektedir. Bazı yollar aracılığıyla aklımızın sömürülmesi buna bir sebep olarak gösterilebilir ama sömürülmeye karşı dirençsiz olmamız ve bunun ardından ayağa kalkamamak bu duruma karşı gösterilebilecek en büyük sebeptir.

Başlığı biraz daha açacak olursak, henüz lise çağında hafız-hoca olup, beyaz gömlek-siyah pantolon giyenlere artık kemale ermiş gözüyle bakılmaktadır. Hafızlık, bir müslümanın elde edebileceği çok değerli bir ünvandır ancak buna müteakiben başka sorumlulukların da bizi beklediğini unutmamak gerek. Daha önceki yazılarımda da defalarca zikretmiş olsam da bir kez daha ilmin beşikten mezara farz olduğunu hatırlatmam faydalı olacaktır. Çünkü bizim kemale ermiş hafızlarımız veya hocalarımız eğitim hayatları sonunda “artık özgürüm” edasıyla yeni bir yaşam kurmayı hayal ederler. Öncelikle, özgürlük İslam'dadır! Sen hoca olduktan sonra kendini geliştiremiyorsan kime, ne fayda? Bir mühendis düşünün, üniversiteyi bitirdikten sonra  kendisini geliştirecek imkanlar bulamazsa çürümeye başlar. Bu durum bir uçak satın alıp, onu otobanda kullanmaya benzer.

Sadece dini anlamda değil, okullarda bir eğitimci sıfatıyla hoca olmak yine çok değerli bir ünvandır. Ama daha önce de belirttiğim gibi ilk önce kendisini, ondan sonra da öğrencileri geliştirmesi lazım. Ama ne yazık ki eğitim sistemi bir yana, ailelerin “Çocuğumu bir yere yollayayım da evde rahat olayım” düşüncesi yüzünden özellikle ilkokul öğretmenlerimizin asıl amacı öğretmek değil, cebi doldurmak olmuştur. Eğitim sistemi kötü olabilir ancak, senin normalden biraz daha fazla çabayla bunun üzerine koyman mümkün. İlkokulda 6 sene boyunca matematikte sadece 4 işlemi gören bir çocuk büyüdüğünde de bunları kendisine öğreten öğretmen gibi olur. Oysa ki, ortaokul birinci sınıfta denklem problemleri çözebilen bir öğrenci ilkokul altıncı sınıfta da, beşinci sınıfta da çözebilir. Lise hayatı boyunca bize tarih dersi sadece kitaptaki bilgiler sesli bir şekilde aktarılarak öğretildi. Hiçbir tarih öğretmeni kendi yorumunu katarak “şu şöyle olsaydı şöyle olurdu, bu böyle olsaydı böyle olurdu” şeklinde anlatmadı. Siyaset tarihle bağdaşan bir kavram olmasına rağmen eski sınıf arkadaşlarımın yarısından çoğu sağcılık, solculuk gibi kavramları bilmemektedir.

Şimdi soruyorum? Bunları bu şekilde öğreten öğretmenler gerçekten öğretmen mi? Bizim koyunlaşmamızı sağlayan, sürü psikolojisi edinmemizi sağlayan öğretmen mi çoban mı? Biz müslümanlar, çok basit şeylerden mutlu olan ve kendine pay çıkaran bir topluluğuz. Biz çocuğumuza siyah pantolonla beyaz gömlek giydirerek adam etme çabaları içerisindeyken, öbür yandan kendilerine kin duyduğumuz milletler Ay’a kadar vardı.

“Çağdaş olursak dinimizi, kültürümüzü kaybederiz” diyorlar. Haklı olabilirsiniz ama bu koyun gibi yaşam sürmeniz gerektiği anlamına da gelmiyor. Neredeyse bütün Avrupa muhafazakar görüşlü iken geldikleri yere bakın. Rusya latin alfabesine geçmemişken geldikleri yere bakın.  Biz de hafızken aynı zamanda bilim adamı da olabiliriz. Yeter ki, elimizde hiçbir şey yokken haklı olma çabasından vazgeçelim. Çünkü, karşındaki dinsiz olsa bile senin ona karşı gösterebileceğin bir delilin yoksa susmak zorundasın. Bu yüzden takım elbise giyerek bir yere varamayacağımızın bilincinde olalım. Ve her daim sahip olduğumuz bilginin yeterli olamayacağının farkındalığıyla kendimize öğrenme açlığı kazandıralım.  

Az olmamız önemli değil. Organize olmuş 10 kişi, dağılmış 100 kişiden daha iyi iş yapar. Dava uğrunda koştuğunu iddia ederek hiçbir şekilde soyut ya da somut adım atamayıp parayı cebe indirenlere aldırmayın. Siz, siz oldukça, kararınızın arkasında durdukça bugünler onların olsa bile, yarınlar sizindir!

Yazıma noktayı koymadan önce Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın bir kitabında cahilliği çok iyi bir şekilde anlattığı ve ilim edinmenin çok değerli bir kazanç olduğunu kanıtladığı bir kesiti sizlerle paylaşıyorum: “Tarihi hiç araştırmayıp işlerine gelmeyen gerçeklere yalan demek, matematik bilgisi olmadığı halde bir problemin çözümüne yanlış demek gibidir”.

Benzer Haberler
Millet gazetesi logo
© 2023 Millet
KÜNYE
BİLAL BUDUR & CENGİZ ÖMER KOLLEKTİF ŞİRKETİ
Genel Yayın Yönetmeni: Cengiz ÖMER
Yayın Koordinatörü: Bilal BUDUR
Adres: Miaouli 7-9, Xanthi 67100, GREECE
Tel: +30 25410 77968
E-posta: info@milletgazetesi.gr
ΤΑΥΤΟΤΗΤΑ
MİLLET MEDİA O.E.
Υπεύθυνος - Διευθυντής: ΟΜΕΡ ΖΕΝΓΚΙΣ
Συντονιστής: ΜΠΟΥΝΤΟΥΡ ΜΠΙΛΑΛ
Διεύθυνση: ΜΙΑΟΥΛΗ 7-9, ΞΑΝΘΗ 67100
Τηλ: +30 25410 77968
Ηλ. Διεύθυνση: info@milletgazetesi.gr