İslâm Neden Doğru Dindir?
Tarih boyunca Tanrı’nın var olup olmadığı, dinlerin var olup olmadığı, varsa hangisinin doğru olduğu gibi sorular insanların akıllarını her zaman kurcalamıştır.

Tarih boyunca Tanrı’nın var olup olmadığı, dinlerin var olup olmadığı, varsa hangisinin doğru olduğu gibi sorular insanların akıllarını her zaman kurcalamıştır. İnsanın düşünebilen ve irade sahibi bir varlık olması sebebiyle Allah bize iman konusunda kolayca anlaşılabilecek deliller ortaya koymamış, her şeyi bizim idrakimize bırakmıştır. Felsefe bu yüzden sadece ateistlerin bilim dalı olma özelliğini kaybeder, zira Kur’an-ı Kerim’de olsun, Hadis’lerde olsun tefekkürün önemi çok açık bir şekilde bildirilmektedir. Ben de bu yazımda çok basitmiş gibi gözükse de bu mevzuları kendi perspektifime dayanarak daha geniş çapta açıklayacağım, çünkü iman “Allah’a inanıyorum” demekle, müslümanlık da “Elhamdülillah Müslümanım” demekle bitmiyor.
Yaratıcı bir gücün olduğuna dünya nüfusunun neredeyse %95’i inanır, yani inanmayanların sayısı aşağı yukarı 35 milyon olduğu sanılmaktadır. Ancak, bunu ispatlamaları istendiğinde kişisel tahminimle en fazla %10’u gerçekten ispatlayabilecektir. Kendi düşüncelerimle ispatlayacak olursam, öncelikle bir cep telefonunu aklınızda canlandırın. Bu telefonun bir sürü özelliği var, bu özelliklerin kendi kendine oluştuğunu bir düşünün, ondan sonra şarjı bittiğinde kendi kendine şarj olduğunu da bir düşünün. Çok mantıksız geliyor değil mi? Çünkü, içindeki uygulamaları yaratan bir programcıya, bir mühendise ihtiyaç var, aynı şekilde şarjının dolması için elektriğe ihtiyaç var ve işte dünyada yaratılan her şeyin bu yüzden bir yaratıcısı olmalı. Materyalistlerin atom inancına göre herşey tesadüfen meydana gelmiştir. O halde bir telefon veya başka bir cihaz da tesadüfen meydana gelsin de görelim.
Din inancına geldiğimizde ise bir dine inananların oranı %70’tir. Dine inanmama konusundaki orta görüş dinleri insanların ortaya çıkardıklarıdır ve bana göre bu durum dinlerin çokluğundan kaynaklanmaktadır. Peki İslam’a neden inanılmaz? Bu ve buna benzer sıkça sorulan soruları birazdan cevaplayacağım.
İslâm neden doğru dindir?
İlk cevabım, dinlerin birbirlerine olan bakışıdır. Daha açık bir şekilde söylemek gerekirse, bütün dinler kendilerine muhalif olan dinlere uydurma din derken, Hz. Muhammed (SAV)’e “Müslümanlığı O icat etti” iftirasını atarlarken, İslâm dininde bütün peygamberlerin insanlığa yol gösterici olarak getirdiklerine inanılmaktadır.
Peki neden İslâmın gelmesi M. VII. yüzyılı bulmuştur?
Cevap aslında çok basittir. Bir insanın meslek sahibi olması neden doğuştan değil de, en azından 15-20 sene sonra oluyorsa, bu da o yüzdendir.
Tanrısal plan dahilinde bunun tek seferde gerçekleşmesi gerekmiyor mu?
Yazımın başında da bahsettiğim gibi insan düşünebilen ve irade sahibi varlıktır. Kendisine herşey bir anda karşısına konursa iman etmenin bir anlamı kalmaz, o yüzden bunun gerçekleşmesi için yıllar, asırlar hatta milenyumlar gerekmektedir.
Diğer dinler de bu mantıkla geç gelmiş olabilir, İslâm dinini bunlardan ayıran en önemli özellik nedir?
İlk soruda belirttiklerim dışında başka bir konuyu da ele alayım. Tevrat, Zebur, İncil ve diğerlerinde İslâm dinine göre asıllarının değiştiklerine inanıldığından çok basit hale gelmişlerdir. Hepsi iyiliği öğütler, ancak Kur’an-ı Kerim’de iyiliklerin nasıl yapılacağı da söylenir.
Meselâ, zekât verirken malın 40’ta 1’inin verilmesi söylenir ve istatistiklere göre dünyada bütün insanlar zekat verse fakirlik diye bir şey olmayacak. O halde bir insanın fakir olması Allah’ın suçu değil zekât vermeyenlerin suçudur. Başka bir örnekte, zina yapmayın değil de “Zinaya yaklaşmayın” denilmektedir ve bunun ötesinde nasıl uzak durulacağı da söylenilmektedir. Nur suresinin 30. ayetinde, erkeklerin gözlerini haramdan uzak tutmaları söylenir. Hemen bu ayetten sonra bu sefer 31. Ayette ise kadınların nasıl örtünmesi gerektiği söylenir. Herşey iyi güzel ama burada gözden kaçan çok ince bir detay var. İlk önce erkeğin harama bakmaktan sakınması gerektiği söylenir ondan sonra kadının örtünmesi gerektiği söylenir. Çünkü, fiziksel güç üstünlüğü erkektedir. Anormal durumlar dışında yetişkin olan her erkek kadından fiziki bakımdan güçlüdür. Bu durumda açık bir bayanın tacize uğrayabileceği gibi, örtülü bir bayan da uğrayabilir. Bunun olmaması için de öncelikle erkeğin gözlerini haramdan sakınması gerekir.
İslâm bu kadar doğru bir dinse neden şeriat kanunları vardır?
İslâm’a göre zina edenlerin öldürülmesi gerekmektedir. Çağdaş diye geçinenler ise günümüz teknoloji çağında idamın barbarlık olduğunu söylemektedirler. Fakat, yapılan bir ankette “Anneniz veya kız kardeşiniz taciz edilse ne yapardınız?” sorusuna neredeyse herkes “Öldürürdüm” cevabını vermiş, peki buradaki çifte standart neden?
Hırsızlık durumlarında da ellerin kesilmesi emredilir. Çağdaş Amerika’ya göre bu yine barbarlıktır. Şimdi hem zina hem de hırsızlık olayını bir araya getirip 2 ülkeyi, yani Amerika ile Arabistan’ı karşılaştıralım. Amerika’da şeriat uygulanmıyor, Arabistan’da ise uygulanıyor. Amerikalı’lar zannediyor ki, Arabistan’da hergün eller kesiliyor, insanlar idam ediliyor. Fakat, bu tür suçların işlenme oranı yılda 1-2 defadır. FBI istatistiklerine göre Amerika’da 1990 yılında her gün ortalama 1756 tecavüz vakası yaşanmaktaydı, artan nüfus gerçeği doğrultusunda bunun git gide arttığını da varsayarsak sizin bu yazıyı okuduğunuz süre içerisinde Amerika’da hali hazırda en az 50 kadın tecavüze uğradı. Yine aynı şekilde yüzlerce hırsızlık vakası yaşanmaktadır. Şimdi soruyorum, bu olayların her gün yaşanıyor olmasına rağmen dur dememek mi daha kötü, yoksa şeriatın uygulanması mı?
--- -- ---
Kur’an-ı Kerim’in bu mucizevi gerçeklerinden dolayı bir insan tarafından yazılmış olması imkânsızdır ve ancak doğaüstü bir güç tarafından yazılması mümkündür. Bu gerçeklerin idrakinden sonra insan İslâm’ın doğru din olduğuna gerçekten ikna oluyor. Allah bizleri her zaman İslâma layık kullar eylesin inşallah.