Yunanistan’ın Azınlık Politikası: Beğenmeyen Türkiye’ye Gitsin!

Bizde umutsuzluk yoktur, ama uzun bir süre için ben devletten umudumu kestim. Memleketteki son gelişmeler, siyasilerin söyledikleri ve yönetimin uygulamaları ge

Köşe Yazıları 9 Haziran 2016
Yunanistan’ın Azınlık Politikası: Beğenmeyen Türkiye’ye Gitsin!

Bizde umutsuzluk yoktur, ama uzun bir süre için ben devletten umudumu kestim.

Memleketteki son gelişmeler, siyasilerin söyledikleri ve yönetimin uygulamaları geleceğe yönelik olumlu işaretler vermiyor. En azından şimdilik gelecek ile alakalı bir ışık belirtisi yok. Aksine, görünen karanlık bir tablo...

Ne yazık ki, siyasiler ve devlet bize sırtını dönmüş ve kulaklarını tıkamış durumdadır. Devam eden açıklamalarından da, bizi dinlemeye hiç niyetli olmadıklarını anlıyoruz.  Biz ne talep ediyorsak onlar tam tersini yapıyor. Biz Türk’üz dedikçe, onlar Türk değil Yunansınız, diyorlar. Beğenmiyorsanız çok sevdiğiniz ve anavatan olarak sayıkladığınız Türkiye’ye gidin, diyorlar.

Bunu devlet kademesi zımnen, ırkçı partiler ise açıktan söylüyor. Özellikle hükümetin küçük ortağı ANEL’in Batı Trakya’daki Türk ve İslam düşmanı uzantıları bu söylemi benimsemiş bulunuyor. SİRİZA da göz yumarak bunların önünü açıyor. Velhasıl, en sağından en soluna hepsi, fırsatını bulsalar bizi bir an dahi yaşatmazlar Batı Trakya’da.

Zaten yapılan da o. Bizleri burada yaşatmamaya kararlılar. Uygulanan politika, “asimilâsyon ve etnik arındırma” politikasıdır. SİRİZANEL hükümetiyle bunun “Milli Azınlık Politikası” olarak bir “devlet konsptine” oturtulmuş olduğunu görüyoruz. Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı son açıklamalarıyla bunu resmi ağızdan doğruladılar. Dışişleri Bakanı Kocas’ın Gümülcineli eski milletvekili evripidis Stilyanidis’in “Trakya: Bir sonraki adım...” kitabının tanıtımında bunu resmen ikrar ve ilan etti. Kocyas, Azınılığın “Yunan Azınlık” olduğu haykırdıktan sonra Batı Trakya’da bunun için “partiler arası milli komisyon” oluşturulacağını söyledi.

Birkaç yıl önce, Cunta döneminde oluşturulan ve 1996’ya kadar aktif olan “Trakya Koordinasyon Kurulu” olduğu haberleri basında yer almıştı. Bu kurul, Batı Trakya Türkleri ile ilgili oluşturulan gizli bir devlet birimiydi. Kavala’daki devlet arşivleri taşınırken “kazara” tespit edilmişti. Olay birkaç yıl önce basına sızdırıldığında bizler hiç şaşırmadık. Uygulamalardan zaten böyle birimlerin olacağı bellidir.

Devlet, geçtiğimiz yıllarda artık eski Azınlık Politikası’ndan vaz geçtiğinin bir göstergesi olarak “kanun ve devlet önünde eşitlik” ilkesini getirince bu “birim” de kapatılmış veya pasifize edilmişti. Ancak Kocas’ın açıklamalarından anlıyoruz ki, şimdi bu yeniden etkinleştiriliyor ve bu kez çok daha “sert” ve kararlı bir “mekanizma” olarak Azınlığın tepesine binmeye hazırlanıyor.

Buna bir nevi “Azınlık Jandarması” da diyebiliriz. Görevi de belli: Kontrollü “Yunan Müslümanlığını” benimsemiş bir “Yunan Azınlık” oluşturulması için devletin bütün imkanlarını kullanmak. Buna boyun eğmeyen Azınlık bireylerini de göçe zorlamak. Bu şekilde sonuç olarak Batı Trakya’yı Müslüman ve Türk kimliği/bilinci taşıyan Azınlık bireylerinden arındırmak.

Durum bu. Artık böyle bir durumda ne yapılır diye düşünmek lazım. Diyalog yollarını kapatmış, kulaklarını tıkamış; “Ya benim dediğimi yaparsınız ya da sizleri ülkede barındırmam” diyen bir devlet var karşımızda.

Bence yapılacaklar bellidir. Çok fazla seçenek yok. Bizi dinlemeye niyeti olmayan, muhatap almayanlara ne yapılması gerekiyorsa o. Biz de kendi işimize bakarız. Türk ve Müslüman olarak birlik ve beraberliğimizi güçlendirerek toplum olarak kenetlenir ve kimliğimizle ayakta kalmaya devam ederiz. Herhalde geçmişte 60 bin soydaşımıza yaptıkları gibi bundan sonra bizleri yeniden vatandaşlıktan atma politikasına başvurmazlar. İş oraya varırsa, o zaman sonu belli olmayan bir süreç başlatılmış ve tam bir kaosa kapı aralanmış olacaktır.

Geleceği belirsiz olan böyle akıl dışı bir politkaya pek ihtimal vermek istemiyorum. AB -kaldıysa- buna müsade etmez diye inanmak istiyorum. O yüzden bence uzun bir süre böyle idare edeceğiz. Ardından sağduyulu halk ve aklı başında olan politikacılar anlayacaklar ki, bizleri yok sayarak bir yere varamazlar.

Türk ve İslam düşmanlığı paranoyaya dönüşmüş durumda. Bu paranormal, piskopatolojik durumun tazahürlerinin yükselişte olduğunu ve azınlığı hedef haline getirerek bölge barışını tehdit edecek boyutlara doğru yol aldığını görüyoruz. Onun için ülkemizde sağduyunun bir an önce hakim olması şart.

***

Bizi bir, tek ve bölünmez kılan en önemli değerimiz, İslam inancıyla beslenen kültürümüzdür. Dolayısıyla Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’na adını veren Müslümanlık ve Türklük, varlığımızın garantisidir. Bugün bu değerlere yapılan saldırılar bunun en bariz göstergesidir. Buradan vururak Azınlığı bölmek/ufalamak istiyorlar.

Türk İslam Kültür dairesi içerisinde kalmaya devam ettiğimiz sürece bizleri kimse bölemez ve ortadan kaldıramaz. Bunun en sağlam yolu ise dinimizi ve dilimizi güçlü ve bilinçli bir şekilde yaşatmaktır. Bunu öncelikle biz Azınlık toplumu olarak kendimiz yapacağız. İşe de bizden olup bize hizmet etmeyen insanlardan kurtulmakla başlayacağız.

Halk olarak zaten sağlam duruyoruz. Ama tepede ne yazık ki doğru temsil edilmiyoruz/edilemiyoruz. Her yerde çok sayıda temsilcimiz var, ama kimi korkak olduğundan, kimi de aşırı hırslı ve milletinin değerlerinden kopuk olduğundan artık bizlere zarar verir duruma gelmiştir.

Ne yazık siyasi temsil bakımından tarihimizin en kötü dönemini yaşıyoruz. Azınlık olarak dört milletvekili ve çok sayıda belediye ve eyalet meclisi üyesi seçtik diye sevindik, ama özellikle bazıları kendilerini seçen azınlık insanını çok üzdü. Toplumun milli ve manevi değerleriyle bağdaşmayan ve asla tasvip edilemeyecek tutum ve davranışlar sergilediler ve sergilemeye devam ediyorlar.

Bazı yunanlı vatandaşlar Azınlığın olduğu bölgelerde yunan ortodokslar seçilemediği için üzülüyor, Trakya elden gidiyor, diye feryat ediyorlar. Bence onlar açısından endişe edilecek bir durum yok, çünkü azınlığın birçok temsilcisi onları memnun edecek şekilde olağanüstü bir performans sergiliyor. O kadar meziyetlidirler ki, Yunanlı Ortodoks seçilmişlerinin yokluğunu hiç hissettirmiyorlar.

Son söz: Allah’tan umut kesilmez...

Benzer Haberler
Millet gazetesi logo
© 2024 Millet
KÜNYE
MİLLET MEDİA Kollektif Şirketi
Genel Yayın Yönetmeni: Cengiz ÖMER
Yayın Koordinatörü: Bilal BUDUR
Adres: Miaouli 7-9, Xanthi 67100, GREECE
Tel: +30 25410 77968
E-posta: info@milletgazetesi.gr
ΤΑΥΤΟΤΗΤΑ
MİLLET MEDİA O.E.
Υπεύθυνος - Διευθυντής: ΟΜΕΡ ΖΕΝΓΚΙΣ
Συντονιστής: ΜΠΟΥΝΤΟΥΡ ΜΠΙΛΑΛ
Διεύθυνση: ΜΙΑΟΥΛΗ 7-9, ΞΑΝΘΗ 67100
Τηλ: +30 25410 77968
Ηλ. Διεύθυνση: info@milletgazetesi.gr